Türkiye-Almanya tarih boyunca iyi ilişki içinde bulunan iki ülkedir. İhtilaf devletlerine karşı ittifak kurduğumuz birçok şeyimizi kendilerine emanet ettiğimiz önemli bir ülkedir Almanya. 60-70´li yıllarda Almanya işçi almaya başladığında en fazla işçi gönderen ülke biz olduk. Şu anda Almanya´da takriben 3,5-4 milyon işçimiz var. En zor şartlarda en iptidai işlerde çalışan Anadolu´nun yiğit ve becerikli insanları değil asimile, değil bütünleşme tam aksine tüm kültür ve inancını koruyup kollayarak o ülkenin asli unsuru haline gelmişlerdir. Hemen her şehre, bırakınız her şehre köylere dahi açtıkları cami, kültür merkezi vs gibi kurum ve kuruluşlarla asli kimliklerini korumayı başardılar. Gene açtıkları iş yerleri, yaptıkları siyaset, bulundukları sivil toplum kuruluşlarıyla ve çifte vatandaşlıklarıyla artık onlar bir Almanyalı ve Avrupalıdır.

Onlar hiç böyle hesap etmiyorlardı. Gel dediğin zaman gelen, git dediğin zaman giden, bize hayran olup, bundan dolayı da bizim gibi yaşayan bir Türk istiyorlardı. Artık hemen her konuda onların koydukları kural ve kaideye uyarak yaşamlarını sürdürmektedir. Hemen her alandaki gelişmeler kendi koydukları kurallar çerçevesinde olmaktadır. Belki de budur Almanları, Hollandalıları, Belçikalıları dahası Avrupa Birliğini rahatsız eden.

Bundandır belki de Türkiye´ye tavır almaları, bundandır Türkiye´yi sıkıştırma çabaları, bundandır Türkiye´ye diz çöktürme çabaları ne var ki bu düşünce artık çok geride kaldı.

Çok eskilere dayanan müttefikimiz Almanya´nın Türkiye´ye karşı takındığı olumsuz tavrın belki de sebebi budur.

Almanya ve müttefiklik deyince çok eskiyi bir tarafa bıraksak bile akla gelen ilk bariz birlikteliğimiz İttihatçılarla sağladığımız Birinci Dünya Savaşı esnasındaki müttefikliğimizdir. O savaşta ülke olarak askeri birliğimizin başına Alman komutanlar getirdik. Onlarda vatan evlatlarını deyim yerindeyse birçok cephede acımasızca kullandılar… Almanya´nın, Fransa ve İngiltere´yleAvrupa´da yaptıkları savaşta karşılarına daha fazla asker çıkartmamaları için, özellikle İngilizleri meşgul etmek için gereksiz iki kanal savaşı yaparak (Süveyş) onbinlerce askerimizin sularda boğulmasına sebep oldular.  Tarihçilerimizin ifadesine göre Alman General LımanVonSandersbaşta Çanakkale savaşları olmak üzere gereksiz emirleriyle birçok yanlışlığa sebep olmuştur.

Türkiye´yi: Son Bahar´da yapılacak seçimlerde iç siyasete malzeme yapmak için mi?

Dikleşmeden dik durmasından mı?

Tüm engellemelere rağmen başta ekonomik olarak önlenemez yükselişinden mi?

Sen bana yaparsan ben de sana yaparım dediğinden mi?

İncirlikteki askerlerini ziyaret etmek isteyen Alman Milletvekillerine izin vermediğinden mi?

O yetmiyormuş gibi Konya´daki askerlerini de ziyarete izin vermediğinden mi? Bilinmez Almanya; Ticaret ve turizm başta olmak üzere birçok konuda bizi zorda bırakmak için engel çıkartma tehdidinde bulunmaktadır.

Alman hükümeti, yıllardır Türkiye´yi zorda bırakmaya çalışan başta PKK´lı teröristler olmak üzere birçok teröristi ülkelerinde barındırarak onların her türlü olumsuz hareketlerine göz yummaktadır. PKK yetmiyormuş gibi 15 Temmuz başarısız darbe girişiminden sonra gerek Türkiye´den ve gerekse diğer ülkelerden Almanya´ya gelen darbeci ve darbe destekçileri elini kolunu sallaya sallaya gezmektedirler. Anlaşılır gibi değil. Gerek diplomatik ve gerekse siyasi olarak o teröristlerin iadesi için delilleriyle beraber dört bin beş yüz, beş bin dosyayı ellerine vermemize rağmen hiçbir iade olayı gerçekleşmemiştir.

Neden böyle yaptıkları sorulduğunda da“bizde hukuk bağımsızdır.Biz hukukun verdiği kararı uygularız” demektedirler. Ne hikmetse alman mahkemeleri Türklerle ilgili bir türlü karar vermiyor! Pardon haksızlık yapmayalım. Cumhurbaşkanının Halkoylaması için yapacağı mitingi engellemek için iki günde hem de yüksek mahkeme vasıtasıyla karar verebilmektedirler!

Aynı Almanya orada yaşayan soydaşlarımıza karşı giriştikleri ırkçı saldırı neticesinde ölenler için yıllar geçmesine rağmen bir türlü karar veremezken, daha geçenlerde (5 Temmuz) İstanbul Büyükada´da gizli toplantı yapan, o toplantıda ülkemizin bölünmesi için fikir alışverişinde bulunan güya aktrisler! Yakalandığında derhal serbest bırakılmasını istemektedirler.

Kendilerini Paris´te İslam´a mugayir oynatılan bir tiyatrodan dolayı ikaz eden Kanuni Sultan Süleyman zannediyorlar…

Sanki kendilerinin ki hukuk, bizimki guguk…

HİKÂYE: Biz Almanya´nın ülkelerine sığınan Talat Paşa´yı,SanFrancisco´da özel yetiştirilen Ermeni bir taşnak´ınnasıl öldürüldüğünü, öldüren Ermeni´nin Alman mahkemelerinde nasıl yargılandığını iyi biliyoruz…

Güya Talat Paşa´nın katili Ermeni çete Erzincan´da henüz yeni doğmuş bir bebekken Osmanlı askerleri tarafından köylerindeki tüm Ermeniler kılıçtan geçirilmiş. Annesi çocuğunun üzerine düştüğünden çocuk canlı kalmış. Komşuları o çocuğu alarak büyütmüşler. Daha sonra o çocuk İran´a gitmiş. Orada anne-babasının intikamıyla büyümüş. Bilahare de gelip Almanya´da Talat Paşayı Berlin´de arkasından kalleşçe yaklaşarak öldürmüş.

Oysa ne Erzincan´da böyle bir hadise olmuş ve ne de İran´da özel yetiştirilmiş. O bizzat Amerika´da çok özel yetiştirilip, Almanya´da yaşayan Talat Paşa´nın yaşadığı evin karşısında bir ev tutularak tam altı ay hangi saatte ne yapıyor? Nereye gidiyor? Nereden geliyor? Bir bir tespitte bulunmuş. En nihayetinde sabah sporu yaptığı bir esnada arkasından yaklaşarak tabancayla öldürmüş.

Olay önce vaka-ı adliyeden kabul edilmiş. Talat Paşa olduğu öğrenilince iş ciddiye alınmış. Adil! Çok adil Alman mahkemesinde yargılanan Ermeni çete, hasta olduğu ileri sürülerek serbest bırakılırken, hunharca ve kalleşçe öldürülen Talat Paşa Doğu ve Güney Doğu´da öldürttüğü ileri sürülen Ermeniler hakkında yargılanarak mahkûm edilmiştir. (Bu konuda Tokat Osman Gazi Üniversitesi Hocalarından Prof. Dr. Mustafa Çolak´ın makalesini tavsiye ederim)

Ülkemizin değil Almanya hiçbir ülkeyle kötü olmasını asla istemem. Fakat birileri bizi müstemlekeci edasıyla, el sallayarak hizaya getirmek istiyorsa ona karşı da en güzel cevabın verilmesini isterim. Bu gün hükümet edenler bu cevabı gayet güzel vermekteler.

Bunlar “höt” deyince el pençe duran idareciler istiyorlar.

Beyler! Galiba bu istediğiniz çok geride kaldı.

Ahmet BELADA

[email protected]