Nevşehir'in el sanatlarıyla ünlü Avanos ilçesinde çanak ustası Mehmet Körükçü, çeşitli ülkelere ait, eski dönem müzik aletlerini Avanos çamurundan yaparak adeta toprağa ses veriyor.

Afrika, Hindistan ve Orta Doğu'da geçmişte kullanılan vurmalı çalgıları, en doğal haliyle günümüzle buluşturan Körükçü, tamamen topraktan ürettiği müzik aletlerini dünyanın çeşitli ülkelerindeki meraklılarına gönderiyor.

Henüz 8 yaşındayken tezgah başına geçerek çamurla haşır neşir olmaya başlayan Mehmet Usta, 45 yıldır sürdürdüğü baba mesleğine yenilikler katmak için çabalıyor.

Atölyesinde, yöresel el sanatı ürünlerinden çanak, testi ve çeşitli süs eşyaları üreten Körükçü, aynı zamanda perküsyon sanatçılarının beğenerek kullandığı Afrika kökenli müzik aleti udu, Hindistan kökenli gatam başta olmak üzere farklı yörelere ait ritim aletlerini Avanos çamurundan üretmeye devam ediyor.

Körükçü, topraktan yaptığı darbukanın farklı tonda sesler çıkarmasını sağlamak amacıyla deve, keçi, dana ve yayın balığı derisi kullanıyor.

Atölyesini ziyaret eden turistlere ürünlerinin özelliklerini anlatan Körükçü, zaman zaman misafirlerine dinleti de yapıyor.

Körükçü, yaptığı açıklamada, çocukluğundan beri vurmalı çalgılara karşı meraklı olduğunu, ustalık döneminde tanıştığı perküsyon sanatçılarının tavsiyesiyle bu ürünlere yöneldiğini anlattı.

Çevresindekiler ona "Toprağın sesi" diyor

Uzun süre uğraş verdikten sonra sanatçılarca beğenilen müzik aletleri ortaya çıkarmaya başladığını belirten Körükçü, vurmalı çalgı grubu sanatçısı Mehmet Emin Bolat'tan da teknik destek aldığını kaydetti.

Sanatı dolayısıyla çevresindekilerin kendisine "Toprağın sesi" dediğini belirten Körükçü, davet edildiği ülkelerde Türkiye'yi ve sanatını tanıttığını dile getirdi.

Sanatçı arkadaşlarının yönlendirmesiyle Afrika, Hindistan ve farklı ülkelere ait müzik aletleri yaptığını ifade eden Körükçü, şunları söyledi:

"Bu konuda mutlaka bir profesyonel müzisyen gerekiyordu, perküsyon sanatçısı Mehmet Emin Bolat bana yardımcı oldu. Onun denemeleriyle müzik aletlerini geliştirdim. Dinlediğiniz neredeyse bütün müziklerin alt fonunda, doğal bir ses verdiği için topraktan yaptığımız bu müzik aletleri kullanılır ayrıca ritim olarak terapide kullanılıyor. Bu aletler çok eski dönemlerde kullanılan vurmalı çalgılar ama sonradan yörelerinde yapılmadığı için yok olmaya başlamış. Dünyada kaybolmaya yüz tutan doğal müzik ürünlerini yeniden hayata geçirdik. Nijerya kökenli udu, Hindistan çalgısı gatam, Mısır'da antik çağlardan beri kullanılan toprak ve balık derisiyle yapılan darbukaları üretiyoruz. Toprağın sesi patent ismini aldım. Müşterilerim arasında bu şekilde anılıyorum. Yaptıklarımızı buraya gelenler alabiliyor ayrıca Japonya'da bir firma sadece bizim ürünlerimizi satıyor. Birçok ülkeye de satışını yapıyoruz. Pazarlamadan öte işin mutfağında olduğum için ben ziyarete gelenlere özelliklerini anlatıyorum."

Körükçü, bir müzik aletini tezgahta bir günde yaptığını ancak kuruma, fırınlama gibi işlemler nedeniyle yaklaşık 10 günde kullanıma hazır hale getirilebildiğini sözlerine ekledi.

İzmir'den bölgeyi gezmek için geldiği ilçede, Körükçü'nün atölyesini ziyaret eden turistlerden Zafer Koray, çanak müzik aletleri ve çıkardıkları sese hayran kaldığını ifade etti.

Koray, "Bizim kulaklarımız kuş, insan sesini, müziği duydu ama toprağın sesini ilk kez burada duyduk. Mehmet Bey sanat yüklü bir insan. Üç gündür bölgede geziyorum. Tesadüfen karşılaştığım bu atölyeden ve Mehmet Bey'in sanatından çok etkilendim." diye konuştu.