Tetikçiliğini IŞİD´in, etüd operasyonlarını ABD´nin, haramiliğini PYD´nin sürdürdüğü Kürdistan sınırlarını belirleme ve ilan etme projesi hızlandırıldı. Senaryoda aktörler ve figüranlar sabit perde açıldı, alem seyre daldı!

 Suriye´nin farklı beldelerinde sergilen oyun, geçtiğimiz günlerde de senaryosuna el değmeden Tel Abyad´ta sahnelendi. Bildiklerinizi daha doğrusu size bildirilen yalanları unutun.

 İngiltere tarafından çizilen Kürdistan haritasını oluşturmak için taşeronlara verilen yeni talimat gereği film hızlandırıldı. Suriye´de Türkmen ve Araplar´ın yaşadığı köyler ve diğer yerleşim alanları IŞİD tarafından alınıyor, halk ağır baskılar neticesinde evlerinden kaçmak zorunda kalıyor. Ardından ABD müttefikleri “IŞİD var bahanesiyle” bu alanları vuruyor.

İslam Devletleri´ne meydan okuyan IŞİD militanları her defasında “ABD uçakları vuruyor” söylemiyle bölgeden çıkıyor, boş kalan alana YPG giriyor. Türkmen ve Arapları “bir daha geri dönmeyin” tehditlerini de savurarak zorla evlerinden çıkarıp dışarıya atıyorlar. Ardından İran ve Irak´tan getirilen Kürt aileler buralara yerleştiriliyor.

Senaryo hiç değişmiyor, sıralama aynı, aktörler ve davranış şekilleri aynı, elbette Türk Milleti´nin vurdumduymazlığı da aynı…

 PYD´liler Batı´ya doğru ilerlemeyi sürdürüyor, hedefleri sahile kadar ilerlemek çünkü Batılı ağabeyleri, yol göstericileri ve akıl hocaları limana sahip bir Kürt Devleti´nin olmasını öngörüyorlar.

IŞİD ve ABD´nin açık desteği ile ilerlemeye devam eden PYD´nin hedefinde Bayır-Bucak Türkmen Bölgesi de var. Asırlardır Türkiye´nin ileri karakol görevini yürüten,

Osmanlı döneminde Anadolu´dan alınıp buralara yerleştirilen vatan evlatları teyakkuzda…

 Bayır-Bucak´ta bugüne kadar Esad ve destekçilerine karşı amansız savunma yapan Türkmen Birlikleri İsrail-İngiltere ve ABD şeytan üçlüsünün Kürdistan projesi önündeki en büyük engel.

 Önceki gün cephe hattında ziyaret ettiğimiz Sultan Abdulhamid Tugayı Komutanı Ömer Abdullah,

“Bayır Bucak´ı istiyorlar, ama Osmanlı yadigarı bu toprakları bizler kanımızın son damlasına kadar korumaya devam edeceğiz. Ecdadımızın bize emanet ettiği bu topraklar namusumuzdur. Burada artık Esad dönemi bitti, Çanakkale´de olduğu gibi tüm Dünya´nın gayri Müslimleri ile savaşıyoruz. ABD,İngiltere, Rusya,İsrail ve Şii İran´la savaşıyoruz. Artık İslam Alemi´nin de uyanması lazım. Müslümanlar hala kendi öz kardeşlerinin katledilişini seyrediyor” diyor.

Ömer Abdullah şöyle devam ediyor, “IŞİD, İngiltere´nin talimatlarını yerine getiriyor. Bugüne kadar Esad´a destek verip muhaliflere karşı savaşan IŞİD ilerlesin diye ABD havadan vuruyor. YPG-IŞİD-ABD-Esad hepsi birlikte çalışıyor. Dünya´da farklı algılar oluşturdukları için rehavet içindeki Müslümanlar buradaki gerçeği nedense görmüyor. IŞİD biliyorsunuz ki Irak ve Suriye´nin petrol kuyularını elinde tutuyor, neden oralar vurulmuyor. Çünkü oyun başka IŞİD zaten onların tetikçisi. Tüm Müslüman kardeşlerimizden destek bekliyoruz uykudan uyanma vakti geldi”

 Bayır Bucak´ta Türkmen Dağı Tugayı Komutanı Albay Ahmet Arnavut da tehlikenin boyutuna dikkat çekerek; “Irak ve Suriye´ye bakınca Türkiye´nin duvarının yanıbaşında ateş var. Türkiye´yi daha da zora sokmak için YPG´ye Dünya´nın tüm zalimleri büyük destek veriyor. Şu çok iyi bilinmeli ki, IŞİD her zaman muhaliflere saldırdı, Esad´la kolkola oldu, İslam Alimleri´ni suikastlarla muhalif ordu komutanlarını saldırılarla şehit etti. ABD, Rusya, İsrail,İran, komunist Çin Esad´a olduğu gibi IŞİD ve YPG´ye açık destek veriyor. Müttefik kuvvetler IŞİD´e saldırı deniliyor haberlerde vallahi yalan hep IŞİD´ın yolunu açmak için muhalifleri vuruyorlar.

YPG-IŞİD ve ABD´nin gömleği aynı. Türkmen ve Arap Bölgeleri´ni IŞİD vuruyor alıyor, YPG´ye teslim ediyor. Çobanbey civarındaki köyler ABD-İsrail desteğiyle YPG´ye devrediliyor. Bu oyunu yutmayın artık. Yeter görün gerçekleri.

Biz Türkmen Dağı´ndaki toprağımıza sahip olacağız Bayır da bizim Bucak da bizim. Hem Esad rejimi hem Batı´nın uşakları topraklarımıza göz dikiyor. Son neferimize kadar savaşacağız. Lakin önce Allah´tan sonra Türkiye´deki gardaşlarımızdan yardım isteriz” diyen Arnavut, cümlesini “Hiç korkumuz yok yeter ki Ay Yıldızlı bayrağımız semalarda dalgalansın” sözleriyle tamamlıyor

Küffar tek yumruk halinde Türkiye´ye tehdit oluşturan bir akıma yol verirken yönleri tayin ediyor, algı operasyonlarıyla ümmeti uyutmayı sürdürüyor. Senaryo akıcı film gibi izliyoruz millet olarak, ancak unutulmamalı ki filmin sonunda “the and” yazısı çıktığında çok geç kalmış olacağız. Bırakın perde başlarına yıkılsın, her şeyi devletten bekleyip aymazlık yapma lüksümüz kalmadı. Gün kardeşine el uzatmak için “Bismillah” deme günüdür.

Allah yar ve yardımcımız olsun

 Suriye Türkleri, Selçuklu sultanı Alparslan´ın Malazgirt Savaşı´ndan önce belirli oranlarda Rakka ve Halep bölgesine yerleşmeye başlayan ardından Anadolu´nun fethiyle bölgeye genel anlamda yerleşmeye başlayan Haçlı Seferlerine karşı önemle yerleştirilmiş Oğuz boylarıdır.