EDEBALİCE

DÜŞMANIN SİLAHIYLA SİLAHLANMAK!...

Ali İhsan TOSUN

[email protected]

 24 Nisan’a az bir süre kaldı. Yine hangi ülke “Ermeni Sorunu’nundan” bahsedecek diye merak içindeyiz.

 Aslında bu bize hangi ülkelerin dost olduğunu belirleme açısından da önemlidir.  Özellikle oy kaygısı nedeniyle Ermeni lobilerinin baskın olduğu Amerika, Fransa, İngiltere, Almanya, İspanya gibi ülkelerin olaya nasıl yaklaşacağı merak konusu!...

 @ @ @

 “Ermeni Sorununu” tarihi bir olaydır, tarihçilerin açıklığa kavuşturması gerekir. Ülkelerin parlamentolarında parmak hesabına göre çözümlenecek bir iş değildir!... Siyasi bir amaçla tavır sergilemek gerçeği açıklamaz. Buna kimse de inanmaz!...

 Macron “parmak hesabına” bile gerek duymadan doğrudan “Türkiye; Ermenileri katletmiştir.” deyiverdi.

 @ @ @

 “Gülme komşuna …” demek yetmez Fransa’ya, en iyisi kendi anladığı dilden konuşmak gerekir. “Kazdığı kuyuya düşmek…”  deyimini hatırlatmak gerekir edebalice!...

 Fransa kendi sorunlarıyla baş edemezken, sorunlarını unutturmak için “Ermeni Sorununu” dillendirmeye çalışıyor edepsizce!...

 İspanya’nın düştüğü duruma Fransa da düşmüştür. “Sarı Yeleklliler” Fransa’yı kasıp kavuruyor. Fransız polisi ölçüsüz güç kullanarak olayları bastırmaya çalışıyor. İrlanda’da  “İrlanda Kurtuluş Örgütü” eylemlerine başladı. Avrupa’yı hiç de iyi günler beklemiyor!...

 @ @ @

 Geçtiğimiz günlerde Antalya’da yapılan NATO Parlamenter Asamblesi Toplantısı’nda, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un partisinden milletvekili Sonia Krimi, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Sözde Ermeni Soykırımı eleştirilerinin kendilerini şoke ettiğini savunarak, “Tarih Kazananalar tarafından yazılmaz mı? Birçok ülke için PKK terörist değildir. Sizin için böyledir. Bunu dikkate almanız gerekir.” ifadesini kullanarak Avrupa’nın ve Fransa’nın ne düşündüğünü ele verdi.

 İfadeye bakınız; “Tarih Kazananalar tarafından yazılırmış.” , “PKK terörist bir örgüt değilmiş.” Bu düşünce siyasi değil mi? Hani “tarih tarihçilerin yazdığı bilimdi!...” Fransa’ya göre mi değişti?!...

 Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu; “Fransa gibi ülkeler bir şeye alışmışlar, hep patronluk taslayacaklar, hep başka ülkeleri eleştirecekler, aşağılayacaklar. Türkiye tarafından eleştiri geldiği zaman şok olacaklar.”

 “Uluslararası hukuk konusunda Türkiye’ye ders vermeye çalışıyorsunuz. Burada benim söylediğime bile tahammül göstermiyorsunuz. Demokrasiden, ifade özgürlüğünden bahsedeceksiniz ama Macron’un aldığı karar Fransa Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararla çelişmiyor mu?

Siz siyasetçiler tarihle ilgili yargılamayı, kara vermeyi kendinizde hak olarak görüyorsunuz.” dedi.

 Krimini’nin alkışla protesto ederek salonu terk etmesi üzerine Çavuşoğlu; “Ben de sizi alkışlıyorum, bravo. Ne kadar nezaketli, saygılı olduğunuzu görüyoruz. Gerçekleri duymaktan hoşlanmıyorsunuz. Biz gerçekleri söylemeye devam edeceğiz, buna alışacaksınız.” diye dersini verdi.

 Artık Türkiye eski Türkiye değil!...

 @ @ @

Düşmanın silahına karşı aynı silahla karşılık vermeliyiz!...

"Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın. Bununla ALLAH'ın düşmanını sizin düşmanınız ve onlardan başka sizin bilmediğiniz ALLAH'ın bildiği düşman kimseleri korkutursunuz. ALLAH yolunda ne harcarsanız tam olarak size ödenir hiç haksızlığa uğratılmazsınız" (8 Enfal - 60)

  Ukbe b. Amir’in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (a.s.m) bir gün minberde şöyle buyurmuştur:

“Düşmanlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet hazırlayın ayetini okudu ve bilesiniz ki, kuvvet atıştır, kuvvet atıştır, kuvvet atıştır.”(Taberî, İbn Kesir, ilgili ayetin tefsiri).

Bu ayetten -kıyas yoluyla- şu anlamı çıkarabiliriz: Düşman hangi yöntemleri kullanıyorsa biz de aynı yöntemleri kullanarak kendimizi korumalıyız.

Fransa eğer bugün Ermeni Soykırımı’ndan bahsediyorsa biz de Fransa’nın Ruanda’da, Cezayir’de, Libya’da ve Afrika’nın birçok ülkelerinde yaptığı soykırımı çeşitli defalar Dünya kamu oyununda –pes ettirene kadar- dillendirmeliyiz.

Düşmanın silahıyla silahlanmalıyız!...