Duyguya sesleniş insanı heyecanlandırır, aklın üzerini örter; biz hislerimizin kavgasını yaparken onlar, akıllı projeler yaratırlar.

Bugünler de İlköğretim öğreniminde Andımız okutulsun/okutulmasın tartışması yapılmakta.

Okutulursa ne yararı olur okutulmazsa ne kaybımız olur. Ezber yaptıktan sonra ha, okutulmuş ha, okutulmamış. İlköğrenim yaşındaki çocuk yaşındaki gençlerin marşın sözlerini anlaması beklenmez beklenmemeli. Günümüzde eğitimin amacı öğrenciye, her şeyi öğretmek değil gerekli, bilgiyi dahi vermek değil; öğrenim gören insana dinleme, anlama, çevresindeki insanlar ile iletişim kurma, kendini ifade edebilme cesareti kazandırma, yaşadığı çevreyi tanımlama anlama ve kendisine yaşam içinde bir istikamet kazandırmayı amaç edinmelidir.

Kendini seven, beğenen, kendisiyle barışık insan, çevresiyle barışık, ideal edinmiş ve tutarlı hayaller kurabilen, ferdiyetçilik yanını geliştirmiş karakter.

Dünyanın değişik coğrafyalarıyla, kültürleriyle iletişim kurabilen, ortak ideallerde birleşip proje üretebilen, ortaklıklar yapabilen karakteri günümüzün, modern insan profili olarak tanımlaya biliriz..

İTTİFAK ÇATLAĞI DEĞİL POLİTİK AYRIŞIM

Özellikle MHP kanadı önümüzdeki yerel seçimlerde AKP ile ittifak yapmayacaklarını açıkladı. İlk bakışta durumun vahameti anlaşılmasa da, değerlendirmeye aldığımızda ortaklar arasında siyasi politik ayrışımın baş gösterdiği fark ediliyor.

Sayın Bahçeli, uzun zamandır ceza almış mahkumlar için AF istiyor, AF’ı sürekli sıcak gündeminde tutuyor. Gerekçesi nedir, neden bu kadar ısrar ediyor. AF’ta ne gibi bir beklentisi var bilmiyoruz. Geçen gün Sn. Bahçeli Ertuğrul Özkök ile köşesinde mülakat yapmış. Doğrusu aklımda kaldığı kadarıyla AF mevzusuna, AF gerekçelerine değinmemiş. Eğer AF’ın gerekçelerini kamuoyu ile paylaşır kamuoyunu ikna ederse belki bir çıkış, çözüm arana bilir.

Diğer yandan Bahçeli derin politikacı; acaba, amaç AF’mı yoksa AF bir ileri politik vizyon için araç mı yerelde ittifakın bozulması demek MHP’nin CHP ile flört’ü demek çünkü bu ayrışma CHP’nin alanını genişletecek bütün Türkiye sathında CHP’nin AKP ile burun buruna yarışması demek. Eğer MHP ortağını böyle bir sancılı duruma itiyorsa gelecek günler siyasette sürpriz gelişmelere kapı aralamak demek.

Siyasetçi her zaman büyük manevralara açık olmalı; eğer geminiz içinde bulunduğu alan ile eşleşmiyorsa (çok büyük/ küçük) manevra kabiliyetinizden yoksun kalırsınız doğrusu, uzun yıllar iktidar/muhalefet alışkanlığı olan MHP Türk siyasi iklimini iyi okumuş ve manevra kabiliyeti gelişmiş beklenmedik anda, beklenilmeyen refleksler göstere biliyor.