SURİYELİ BİR KIZ!... Henüz 17 yaşında… Elaf Janboulat…

Devamla şunları yazdı Elaf !...

 @ @ @

“Köyden köye şehirden şehir’e gitmeye başladık. Babam ile annemin konuştuğunu ve gözyaşlarını döktüğünü fark ettim.”

“O zaman bütün acıyla ağlamaya başladım.  Humus’taki sokakları babamın dükkânını ve okulumu hatırlamaya başladım. Komşumuzun televizyonunda şehrimin yıkıldığını gördüm, evet yıkılmış… Niçin ve neden?

“İnanamıyordum, insanlık böyle mi, Allah bize böyle mi öğretti? Bu haksız bir hükümdür.

“Babam Türkiye’ye gelmek için karar verdi. Bizden 3 ay önce Kayseri’ye geldi, aynı eski işte çalıştı. Kayseri’ deki Eskişehir Bağları’nda bize kiralık bir ev buldu. Sonra babam Suriye’ye gitmek için yani bizi Türkiye’ye götürmek için birkaç günlük izin aldı. Bu 3 ayda biz Şam’da oturuyorduk. Hava çok soğuktu.

Anlatamam; ben, annem ve kardeşlerim annemin babaannesinin odasında yaşıyorduk. Ne trajik bir hayattı. Soba vb. hiçbir şey yoktu. Bir sabah uyandık ve annemin babaannesi bizimle uyurken öldü. Ölüm hissinin ne olduğunu bilmiyorum, onun sessizce uyuduğunu görüyordum!...

Sonra biz Suriye – Türkiye sınırına gittik. Babam Kayserindeydi.  Biz daha Türkiye’nin sınırına girmedik. Hava yağmurluydu. Babamın gelmesini sabırsızlıkla bekliyorduk. Yaklaşık orada 10 saat bekledik.  Bana göre 10 sene gibi geçiyordu.  Umutsuzluk kalbime girmeye başladı. Aniden babamı gördük. Tarif edilemez bir mutluluk!... Babam su ve çamur ile ıslanmıştı. Bizi yakındaki bir camiye götürdü.  O geceyi orada geçirdik. Çok zor günlerdi. Öbür gün ise babam bizi Türkiye’ye götürdü. Saat 2 öğleden sonra Hatay’a vardık. Halimiz göz alıcıydı yani herkes bize bakıyordu. Otogara vardığımızda hemen tuvaletle gittik, kendimizi temizlemeye başladık. Sonra otobüse bindik. Hepimiz açız. 24 saat yemeksiz kaldık.

Önemli olan Kayseri’ye varmak. Gece saat 11’de Kayseri’ye vardık. Bizi şaşırtan ilk şey karın yoğun olmasıydı.  Hava çok şiddetli soğuktu. Eve girdik, hiçbir şey yoktu!...

Bu arada babamın iş arkadaşları bize yardım ettiler. Onlardan birisi bize soba getirdi, diğerleri ise koltuk gibi eşyalar getirdiler. Bize gösterdikleri nezaket için onlara teşekkür ederim.

Bir ara sonra meydana taşındık çünkü babam işe giderken zorlanıyordu.

Okuldaki öğretmenler Türkçe öğretmek için çok ilgileniyorlar. Şimdi ne olduğum için minnettarım. Bize yardım eden herkese teşekkür ederim. Allaha da çok teşekkür ederim!...

Bir şey daha anlatmak isterim. Suriye zengin bir ülkedir. Coğrafi konum bakımından, ziraat bakımından, iklim bakımından ve petrol bakımından çok zengin bir ülkedir. Ama maalesef devlet hiç iyi değil! Yolsuzluk (yapan) bir devlet var…

Türkiye harika bir ülkedir! Türkler mükemmel insanlardır. Allah Türkiye’yi, Türkleri ve askerleri korusun!... Ve inşallah biz vatanımıza geri döneriz!...” 

 @ @ @

Böyle diyordu yurdundan yuvasından kaçmak zorunda kalmış Suriyeli kız, Elaf Janboulat!

 Allah kimseyi vatansız, yuvasız bırakmasın!...

 “ Bir damla petrol, bir damla kan!” diyenlere inat!...

 Bize de gözyaşı dökmek kaldı Elaf ve Elaf gibilere üzülerek!...

Ali İhsan TOSUN

[email protected]