Proje okullarının 2014 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı döneminde açıldığını hatırlatan Urgenç, “2016 yılında proje okul sayısı 155 iken bugün bini geçmiştir. Bu okullara öğrenciler sınavla alınırken yönetici ve öğretmen atama ve görevlendirmelerinde hiçbir kriter aranmaması her türlü soruyu akla getirmektedir. Öğretmenin yüksek lisans, doktora yapmasına, uluslararasında makale yazmış olmasına, başarısı ile tanınan birisi olmasına bakılmamaktadır. Tek kriter eş, dost, siyaset, cemaatsel bağlantılar ve yakınlıktır.” iddiasında bulundu.

Urgenç, şunları söyledi: “Sonuç olarak proje okullarına yönetici ve öğretmen atama biçimi yanlış olmuştur. Ülkemizde ve uluslararasında proje üretmek için açılan bu okullar bu atama sistemi ile proje yapmaları, başarılı olmaları da mümkün değildir. Türk Eğitim Sen olarak proje okullarının açıldığı günden bu tarafa bu okulların yönetici ve öğretmen atamalarına karşı çıktık, davalar açtık. Bu atama biçimi ile eğitim çalışanları ayrıştırılmakta, çalışma barışı bozulmakta ve Milli Eğitim Bakanlığına olan güvensizlik artmaktadır. Bizim talebimiz proje okullarının yönetici atama bakımından MEB Yönetici Atama Yönetmeliği’ne, öğretmen ataması bakımından da MEB Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği kapsamına alınmasıdır. Bu sağlanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.

Proje okulları dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı döneminde açılmıştır. Sonradan göreve gelen Milli Eğitim Bakanları İsmet Yılmaz ve Nabi Avcı döneminde de proje okullarında yaşanan usulsüz yönetici ve öğretmen atamaları devam etmiştir. Göreve 6 Ağustos 2021 tarihinde başlayan Sayın Mahmut Özer’e de Genel Başkanımız Talip Geylan tarafından birkaç kez proje okullarına yapılan yönetici ve öğretmen atamalarında yaşanan yanlışlık rapor olarak sunulmuş ve düzeltilmesi istenmiştir. Sayın Bakan Mahmut Özer’den proje okullarında yaşanan, yönetici ve öğretmen atamalarında ki eğitim çalışanlarını kamplara bölen bu ayrıştırıcı anlayışın sonlandırmasını bekliyoruz.”