Urgenç'in açıklamaları şu şekilde:

“Toplu sözleşme masasındaki sendikaların, olabildiğince az sayıda çalışanı temsil edenlerden ibaret olmasını aslında kimin istemesi lazım; tabii ki işverenin.

Ama ne hikmetse Hükümetten ses çıkmazken, yetkili (!) sendika başkanı rahatsızlığını ifade ediyor?

Yüzbinlerle üyeyi temsil eden konfederasyonların hem de imza yetkisi yok iken bile pazarlık masasındaki varlığından neden rahatsız olunur ki?

“İmzaya yetkisi yok fakat masaya teklif sunuyor.” diye yakınıyor!?

Sayın Başkan kim adına konuşuyorsun?

Diğer sendikaların sunduğu hangi teklifler kamu çalışanlarının zararınadır ki, rahatsız oluyorsun?

Aksine masada diğer sendikaların varlığı, esasen senin elini de güçlendiriyor.

Bırak bu durumdan Hükümet rahatsız olsun!

Sana ne oluyor?

Yetkili (!) sendikanın başkanı bununla da yetinmemiş ve çıkmış “Yetkili sendika olmanın kıymeti yok” demeye getirmiş.

Sayın Başkan, sendikacılığın kıymetini yok eden, SARI SENDİKACILIKTIR!

Toplu pazarlık masasında çalışanların temsilcilerinden rahatsız olmak da sarı sendikacılığın daniskasıdır!

Şunun da bilinmesi lazımdır ki; Türkiye Kamu Sen o masaya hiç kimsenin ulufesi ile değil, 4688 sayılı yasanın 29. Maddesinden aldığı yetki ve 400 bin üyesinin gücüyle oturmaktadır!

O masaya oturmamızı engellemek hiç kimsenin haddi değildir; herkes haddini bilecek!”