Urgenç, basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Öğretmenlik Saygın Bir Meslektir. Necmettin Öğretmene Rahmet Diliyorum.

Gebze Atatürk Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Necmeddin Kuyucu’nun öğrencisi tarafından öldürülmesiyle yaşanan saldırıyı kınıyoruz. Necmettin Kuyucu’ya bir kez daha Allah’tan rahmet; ailesine ve tüm eğitim camiasına baş sağlığı diliyorum. Eğitim çalışanlarına yönelik şiddeti önlemek amacıyla ivedi olarak yasal tedbirlerin alınması, caydırıcı düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Siyasilerin söylemlerine dikkat etmesi gerekmektedir.  ‘Öğretmenler haftada 15 saat çalışıyor, 3 ay tatil yapıyor, haftada 3-4 günleri boş’ derseniz, öğretmenliği az çalışan çok kazanan bir meslek grubu olarak lanse ederseniz, öğretmenlerin saygınlığını azaltırsınız. Eğitim çalışanlarına şiddetin önlenmesi konusunda kanuni düzenleme yapılması gerekmektedir. Öğretmenlik mesleğinin saygınlığını rencide edici unsurlardan uzak durulmalıdır.

Okullarda güvenlik tedbirlerinin alınması gerekmektedir.  Devlet çalışanını korumak zorundadır. ‘Öğretmen güvenlik görevlisi mi?’  Bu konuda eğitim çalışanları yalnız bırakılmaktadır. Öğrencilerin bıçakla, silahla okula rahatlıkla girmektedir. Bu cesaret nereden geliyor? Medyanın öğretmenlerle ilgili haberleri verirken dikkatli olması gerekmektedir. Her meslek grubu içinde yanlış yapan bir kesim olabilir. Bu noktada medyanın, olumsuz haberleri yansıtırken öğretmenlik mesleğinin itibarının koruma kaygısıyla hareket etmesi gerekmektedir. Diliyorum; Necmettin Kuyucu öğretmenimiz, şiddete kurban verdiğimiz son eğitimci olur.

Mart ayı enflasyon oranı yüzde 19.71. Kamu çalışanlarının 2019 yılında alacağı zam ise yüzde 9 dolayısıyla bu tabloda hangi ekonomik sorunu konuşacağız?

Türkiye’de tüm kamu çalışanlarının ciddi ekonomik sorunları bulunmaktadır. Eğitim çalışanlarının mali durumları zaman içinde kötüleşmektedir. Türk Eğitim-Sen’in 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde yaptığı ankette ‘Ankete katılanların yüzde 72.3’ünün kredi kartı borcu var. Yüzde 26.2’si ek iş yapıyor. Ankete katılanların yüzde 16’sı 3.300-3.500 TL, yüzde 37’si 3.501-4.000 TL, yüzde 30’u 4.001-4.500 TL, yüzde 17’si de 4.501 TL ve üzerinde aylık kazancı olduğunu belirtmiştir. Biz bu anketi açıkladığımız dönümde, Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge birimi Kasım ayı asgari geçim araştırmasının sonuçlarını yayınladı. Araştırmaya göre çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 3 bin 133 TL, 4 kişilik ailenin asgari geçim haddi ise 6 bin 521 TL idi. Bu, eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının altında ücret aldığını göstermektedir. Biliyorsunuz Mart ayı enflasyon oranı yüzde 19.71 olarak açıklandı. Kamu çalışanlarının 2019 yılında alacağı zam ise yüzde 9. Dolayısıyla bu tabloda hangi ekonomik sorunu konuşacağız?’

İş güvencemizi riske eden bir kanunla karşı karşıya kalırsak her türlü demokratik ve hukuki hakkımızı kullanırız.

Öğretmenlik Meslek Kanununda taslağın ekonomik hususları ihtiva ettiği için Maliye Bakanlığı’na gönderildi.  Daha sonra paydaşların görüşlerine açılacağını bildirdi. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım. Tasarıyı eğitim çalışanlarının 657 Sayılı Kanun’dan kaynaklanan kazanımlarının baki kalması kaydıyla onaylanacaktır. İş güvencemizi riske eden bir kanunla karşı karşıya kalırsak, her türlü demokratik ve hukuki hakkımızı kullanırız. Meslek kanununda Adil, liyakate dayalı bir kariyer planlamasının kanunda yer alması gerekmektedir.  Öğretmenlerin kariyer basamakları belirlenirken sınava tabi tutulmamalıdır. Bu sınav kesinlikle mülakat olmamalıdır. 10 yılını dolduran öğretmenlere uzman, 20 yılını dolduran öğretmenlere baş öğretmen unvanı verilmesi gerekmektedir. Öğretmenlik bildiğini aktarma mesleğidir. Bu da tecrübe ile orantılıdır. Öğretmenlerin sınava tabi tutulmasını doğru bulmuyoruz.”