Protesto gösterisine, İHH Nevşehir Koordinatörlüğü, STK temsilcileri, MHP İl Teşkilatı ve vatandaşlar katıldı. Burada konuşan İHH Nevşehir Gönüllü Koordinatörü Baki Öncel, Çin?de Uygur Türklerine yapılan zulmü anlattı.

Öncel şunları söyledi. ?Çin Doğu Türkistanlı din kardeşlerimizin ve soydaşlarımızın kanını içmeye onları katletmeye doymuyor.

18 Haziran tarihinde yaşanan iğrenç ve aynı zamanda, insanı insanlığından utandıran ve hala Çin hükümetini vicdana getirmeyen bir olaydan bahsedeceğim size.

Bu olaya sapık ve cani ruhlu olmayan hangi insan dayana bilir? Olay Kaşgar Belediyesi`ne bağlı 18. Okulun 2. Sınıfında okumakta olan 8 yaşındaki Doğu Türkistanlı Müslüman bir kızımızın yavrumuzun başından geçiyor.

O 8 yaşındaki Doğu Türkistanlı minik yavrumuz , sapık ruhlu Çin polisi tarafından tecavüze uğruyor.. Polis adi emelini minik yavrunun körpe bedeninde sapıkça gerçekleştirip, tecavüz ettikten sonra kız çocuğunu boğarak öldürüyor, Daha sonra parçalara ayırıp bir sokağa terk ediyor. Çocuk 2 gün sonra bulunuyor.

Faili belli olayın işleyicisi katil Polis halen görevine devam ediyor, ama bu olaya haklı olarak tahammül edemeyen Doğu Türkistan halkı olayı protesto etti diye cani Çin hükümeti Urumçi?nin 20 değişik bölgesinde Çinli çeteler ve askerlerle, Uygur soydaşlarımızın kadınlarına onur kırıcı bir şekilde tecavüz ettikleri gibi.

Soykırım ve katil olaylarını da bu gün itibarıyla da aralıksız devam ettiriyor. 26 Haziran 2009?da Çin?in Guandong eyaletindeki Uygur Türklerinin katliamını protesto maksadıyla 5 Temmuz 2009 günü Doğu Türkistan?ın başkenti Urumçi?de başlayan gösteriler ve tepkiler haklı olarak devam etmektedir.

Gösterilerin başladığı günden bu yana Doğu Türkistan ile telefon ve internet bağlantıları kesik olup, ancak özel kaynaklardan haber alınmaktadır. Ve maalesef haberler son derece üzücüdür.

Urumçi?nin 20 değişik bölgesinde Çinli çeteler ve askerler Uygurlara soykırım yapmıştır. 1949 yılından bu yana 60 yıldır Çin yönetimi Uygur Türklerine sinsice ve son derece korkunç bir katliam yapılmaktadır.

Uygurlar öz vatanlarında azınlık durumuna düşürülmüştür. Maalesef Dünya kamuoyu bu katliama karşı ilgisizdir. Kördür, sağırdır, dilsizdir. Çünkü soykırıma maruz kalanlar Türk?tür ve Müslüman?dır.? Türk ve İslam dünyasının birleşmesi gerektiğini belirten Öncel şöyle devam etti:

?Rusya esareti altında asırlarca yaşayan Batı Türkistan yani Müslüman Türk ülkeleri şimdilerde bağımsız olmuşlardır. Ama Çin?in zulmü altında inleyen Müslüman soydaşlarımız sefilleri oynamaktadır.

Müslüman Türklerin nüfusu artmasın diye mecburi kürtajlar, akıl dışı sınırlamalar yetmiyormuş gibi hastaneye, hapishaneye ve hatta polis merkezine düşen her kadın ve erkek kısırlaştırılıyor.

Urumçi böyleyken Hoten şehri rahat bırakılır mı..? Protestocuların üzerine ateş açan ve ilk anda 6 Müslüman?ı şehit eden Müstekbir Tağut 12 göstericiyi de yaralamıştı.

Olayların üzerinden iki gün geçtikten sonra Doğu Türkistanlı kaynaklardan ve işgalci Çin kaynaklarından yapılan açıklamalar olayın vehâmetini ve büyüklüğünü gözler önüne seriyor.

Doğu Türkistanlı kaynaklar, olayların ardından Hoten şehrinin kuşatıldığını ve Çin`in başkenti Pekin başta olmak üzere pek çok bölgeden Doğu Türkistan`a işgalci asker sevkinin sürdüğünü, söylüyor.

Hoten`deki evlere teker teker baskınların düzenlendiğini, tutuklamaların yaşandığını, sokaklardaki Çinli devriyelerinin-kontrol noktalarının arttığı belirtiliyor.

Maalesef ki, Bu gelişmeler 2009 Urumçi Kıyamı ile birlikte tüm Doğu Türkistan sathında görülen sıkıyönetimin uygulandığı katliamların bir benzerini göstermekte olduğu halde başta Türk ve İslam dünyası olmak üzere dünya gündeminde fazla yer edinmiyor.

Doğu Türkistan?da son duruma baktığımızda Çin?in, iki köyü haritadan sildiği sebebi , "Ramazan Bayramı`nın birinci günü Doğu Türkistan`ın Kaşgar iline bağlı Yarkent ilçesinde başörtülü kızları taciz eden Çin askerlerine karşı gelen Uygur Türklerine ateş açılmasıyla meydana gelen olaylarda, Çin askerleri bölgede katliam yapmıştır.

İki köy haritadan silinirken, 500`e yakın Uygur Türkü öldürülmüştür ve buna ilaveten eş zamanlı olarak değişik bölgelerde 2000?in üzerinde soydaşımızı Öldürdüğünü binlerce gencin tutuklandığı akıbeti meçhul girdaplara çekildiğini görüyoruz.

Merak ediyoruz ki, Urumçi?den Ankara?ya uzanan teller mi kesildi. Ne oldu Buharam, milyonları misafir eden Kabem. Peygamber müjdesine nail olabilmek için asırlarca kuşatılan İstanbul?um. Türki cumhuriyetlerin ağabeyi, ümmetin son umudu son kalesi Ankara?m ses Gelmiyor! İslam coğrafyası kan içinde. Dicle, Fırat ayrılık çıbanını patlatmış, Basra`ya kadar kan akıyor.

Mezopotamya ve İslam coğrafyası kan kokusu sarhoşu olmuş... Irkçılık, faşizm, mezhep, "Ene" ve nefis şeytanın kardeşleri olmuş. Allah`tan korku! Hesap gününden korkun!

Allah`ın Kahhar sıfatını unutmayın Adil sıfatına sığının Müslümanlar! Kardeşim! Ta uzakta Urumçi de belki şuanda katledilen kardeşlerimiz var.

Basra, Musul, Kerkük, Erbil kan içinde. Yanı başında Türkmen dağları bayır bucak halkları bir ses bekliyor. Şam, Hama, Halep barut ve kan kokusundan girilmiyor.

Kudüs?üm mahzun seni bekliyor. Ey Selahaddin, ey Fatih ruhlu evladı fatihan neredesiniz? Cennet kolay değil, cehennemde lüzumsuz değil sözleri sadece duvarlarda mı asılı kalmalı?

Bir yaptırım olmalı. Biz ellerimizle yapamadık dillerimizle düzeltemedik, kardeşlerimizi Ebuleheblere sanki teslim ettik Allahtan yardım bekliyoruz.

Tebbet yeda ebiyleheb diyoruz. Ebulehebin ve çağın Ebuleheblerinin elleri kurusun, kurudu da.? Haber: Alpaslan Körükcü