Her ne kadar kelimenin çağrıştırdığı duygu “öldürme” içerse de, intikam sadece birini öldürerek alınan bir karşılık değildir. Tatlı gibi kırk çeşidi var.

   Ekonomik intikam da vardır, psikolojik, askeri veya siyasi intikam da.

   Herkes herkesi öldürerek intikam duygusunu gideremeyeceğine göre elinden geleni yaparak bu duygusunun gidermeye çalışır ki hele bir de başarılı olursa değme keyfine.

  Çocukken bile kızdığımız birini oyuna almayarak intikam alırdık. Birinin kötülüğüne maruz kalmışsanız karşılığında yapacağınız bir atraksiyon, salt intikam duygusuyladır.

   “Ama intikamımı aldım, yanına bırakır mıyım?” “Nasıl intikamımı aldım ama?” “bunu senin yanına bırakmam intikamım korkunç olacak” “intikam soğuk yenen bir yemektir” “Arap intikamını kırk yıl sonra almış da ne tez aldım demiş”…

   Tüm bu söylemlere baktığımızda intikam duygusunun insanın fıtratında olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.

   Her ne kadar fıtrattaki gerçeklik buysa da tüm dinler intikamı reddeder ki özellikle de bizden intikam almaya kalkan Hıristiyan aleminin kutsal kitabı İncilide (Luka 8 /29..bir yanağına vurulursa sen diğer yanağını çevir.) Der.

    Hal böyle iken her dine mensup insanların intikam için yanıp tutuşmaları ilginç değil midir? Hangi ırktan, hangi dinden olursa olsun kendisine yapılanı affetme yerine an kısa zamanda intikam almak için çabalayan insanoğlunu nereye koyacağız?

  Bana bu yazıyı yazdıran şey;  canımız, ciğerimiz, müttefikimiz(!) ABD’nin, “vay ben sana Suriye’ye girme dememe rağmen, mektup yazıp uyarmama rağmen, bak kötü olur diye belirtmeme rağmen sen ezeli düşmanım Rusya ile anlaşıp girdin mi? Öyleyse   intikaaaaaaam” diye saldırıp Şaaaak diye iki temsilciler meclisinden iki yasayı burnumuzun ucuna dayamasıdır.

    Her yıl 24 Nisanlarda görmeye alıştığımız ve hemen her seferinde bize tehdit sopası olarak kullanmaya kalktıkları “Ermeni soykırımı” meselesini, bu kez altı ay önceye çekerek “bak istediğim zaman seni döverim”… Ekonomik anlamda yaptırımlar uygulamaya kalkarak “bak istediğim zaman seni madden çökertirim”… Siyasi meseleleri gündeme getirerek “siyaseten de bana bağlısınız” tehditleriyle intikam alamaya kalkışması özünde ben dahil kimseyi hayal kırıklığına uğratmadı.

    Fakat bir detay çok manidar.

   ABD şimdilerde intikam için ortaya çıkardığı iki yasa tasarısı nereden geçti? Temsilciler meclisinden. Daha yasalaşması veya somut olarak belirginleşmesi için daha uzun bir yolu var. Niye böyle yapılıyor? Çünkü böyle daha can yakıcı olduğuna inanıyorlar. Meclis, senato, başkan güzergahı uzadıkça karşı tarafın “güya” acı çekişini, ellerini ovuşturarak izlemek istiyorlar.

   Şimdi bize yaptıkları da bu “güya” bize onları dinlemediğimiz için en hassas olduğumuz alanlardan vurarak, acı çektirerek siyasi ve ekonomik intikam alma peşindeler.  İşte Amerika bu.