İnsanlar daha çok yiyecek, daha çok giysi, daha çok konforlu evler, daha çok eğlence bulacaklar belki elli yıl öncesine göre. Daha az çalışıp daha uzun yaşayacaklarını sanıyorlar. Bununla da kalmayıp daha sağlıklı, daha güçlü, daha mutlu olduklarını farz ediyorlar.

Daha zeki ve daha iyi olmanın yolu modern çağdaş yaşamdan geçtiğine inanıyorlar. Fakat bir şeyi gözden kaçırıyorlar; insan dünyayı mezbeleliğe dönüştürmekte ve kendi çevresindekileri birer zehirli atık haline getirmektedir.
     Aradan bir on, on beş yıl geçtiğinde insan teknolojik kirliliğe bulaştıkça başına neler geleceğini tahmin bile edemeyecektir. Akıllı telefonlarla başlayan sanal ilişkiler gerçeği gençleri kendi çevresinden uzaklaştırmaya, ailesinden koparmaya başladı. Gelecek insana neler vaat ederse etsin geçmişi çok arayacağa benziyor. Ancak geçmiş mazide kalmış olacaktır.
Teknolojik gelişmelerle birlikte insan daha iyiye daha güzele gitmeliydi!...

    İnsanın yalnızlaştırmaya doğru kaçınılmaz gidişinde yine de bazı duraklar da olacaktır.

     Hayat her şeye rağmen güzeldir. Hayatın cazibesi zaten insanları bu kaçınılmaz yolda bir yandan da umutlar da devşirmektedir. İnsanlık her ne kadar günden güne yara almaya devam etse de güzellikleri doya doya hem de güzellikleri bilinçlice yaşamanın ayırtına varanları da görmekteyiz.

   Güzel, yaşanabilir bir dünyayı umut etmek, dahası bu arzuların girdabından feraha ulaşmak da yine insanın elindedir.

   Umut, çaba, istek ve tutum içinde karanlık dünyanın yüzüne gülümseyebilmek…

   Bütün mesel de bu zaten.   Kırıp dökmeyen, yıkmayan, yaralamayan hayatınıza anlam katan insanlar biriktirin. Çünkü hayat kısa! Çünkü hayat acılar barındırıyor. Çünkü yeşillikler kayboluyor. Çünkü cana can katan iksir de önümüzde duruyor.

   Cemiyet hayatı otuz kırk yıl öncesine göre artık bireyselin terkisinde. Yalnızlık önümüzdeki yıllarda daha çok tadılmaya başlanacaktır. Mahalleler, sokaklar gitti. Siteler, çok katlı apartmanlar ve gökdelenler geldi. Bu çoklu yaşam insanın daha sıcak yuva özlemini yaşatmaya başladı. Huzur vermiyor artık öyle bir hayat. Parasal hayat küresel güçlerin ekmeğine yağ sürüyor. Bize kalan insanlığımızı unutmamaktır.

     İyi insanlar hayatı yaşanılır kılar. Bireyselliği dağıtır. Hazzın merkezine yolculuk başlatabilir. Yarına, geleceğe dair her şey için iyi, güzel insanların çoğalması için uğraşın, didinin, ümitli olun. Gelecek iyi ve güzellikleri içinde barındıran erdemlerle çok farklı olacaktır!