Merkezi ABD'de bulunan Newway Film Stüdyoları'nın hazırladığı, Türk- Amerikan ortak yapımı film 'X- The End Time'ın (X- Son Zaman) sahnelerinin, dünyayı saran corona virüs tehlikesinin atlatılmasının ardından ABD, Alanya, Kapadokya, Pamukkale ve Adıyaman Nemrut'ta çekilmesi planlanıyor.

Senaryo ve yönetmenlik koltuğunda Türk asıllı Sean GK'in oturduğu; epik, fantastik ve aksiyon türünde çekilecek Hollywood filminin başrolünü 'Yüzüklerin Efendisi' filmindeki 'Frodo Baggins' karakterine hayat veren Elijah Wood üstlenecek. 

Wood'un prodüksiyon ön anlaşmasının yapıldığı filmde; Jessica Morris, Robert La Sardo, Mike Ferguson, Jalal Jamal, Tiffany Rose, Barry Allan Onody ve Türkiye'de birçok projede yer almış Wilma Elles ile ABD'li ünlü fenomen Kylin Kalani gibi isimler yer alacak. 

Yapımcıların corona virüs tedbirlerine göre kasım ayında Türkiye'ye gelerek, çekim alanları belirleyip, gerekli izinlerin tamamlanmasıyla 'motor' denecek.

Türkiye'nin de yakından tanıdığı, Alman asıllı oyuncu Wilma Elles, filmde büyük isimlerin olduğunu belirterek, "Çok büyük bir cast var. Jessica Morris, Mike Ferguson, Barry Allan Onody gibi birçok değerli isimler var. Onun için çok mutluyum. İşini seven, tutkulu ve çalışkan insanlarla birlikte olacağım yine. En önemlisi bu filmin yönetmeni, kurucusu, diyebiliriz. Sean GK ve filmin ismi 'X- The End Time'. Filmde dünyanın sonu gelmiş ve biz hayatımızı kurtarmak için çaba sarf ediyoruz. Ben de filmde bir başrol karakteriyim ve bir süper kahraman kostümüyle olacağım. Tam benim hayal ettiğim gibi bir proje olacak. Bu film Türk ve Amerikan mantalitesinin karışımı, diyebilirim. Yönetmen Sean GK bir Türk ve yıllardır Los Angeles'ta yaşıyor. Bu filmin çok büyük bir vizyonu var. Amerikan filmlerini tanıyorsunuz; dünyanın sonu gelmiş, herkes savaşıyor. Onu şimdi Türkiye'de çekeceğiz ve çekim alanları Alanya, Kapadokya gibi yerler olacak. Bence çok etkileyici olacak, çok etkilendim bu senaryodan. Umarım Türk seyirciler de etkilenecektir" dedi.

Senaryoyu okuduktan sonra çok etkilendiğini belirten Elles, şunları söyledi:  "Ben her zaman şuna da bakıyorum; bu projenin arkasında kim var, buna çok dikkat ediyorum. Biz Türk ve ABD'li yapımcı ve ekiple buluştuk, kostüm provaları yaptık. Vizyonu çok yüksek insanlar. Benim filmdeki rolümün ismi 'Alexia', filmin kadın başrolü ve büyük bir meydan okuma başımdan geçiyor. En son ne olacak onu görmeniz gerekiyor. Çok uzun süredir bu senaryo üzerinde çalışılıyor. Daha önce Los Angeles'ta Roosevelt Hotel'da basın tanıtımı yaptık. Herkes bu filme uzun zamandır destek veriyor. Şu an biz corona virüsle savaşıyoruz ve bu film o hisleri biraz yansıtıyor. Biz filmde de dünyanın sonu gelmemesi için savaşacağız. Bu film ABD'de vizyona girecek. Onun için de çok heyecanlıyız. Birçok Amerikan oyuncular yer aldığı için çok heyecanlıyım. Çünkü herkes Türkiye'ye gelecek, orada görecekler. Türkiye'de inanılmaz profesyonel çalışıyor, gezecekler, yemekleri harika. Sonra küçük bir dünya aslında Hollywood, orada da anlatacaklar ve bu da umarım birçok filmin daha Türkiye'de çekilmesine öncü olacak. Filmde gösterilmesi planlanan yerler daha sonra çok daha turist çekebilir, tanıtımda önemli bir rol oynayabilir."

Filmin diğer kadın başrolü ünlü oyuncu Jessica Morris ise Türkiye'ye ilk gelişi olacağını, kısa araştırmasının ardından Türkiye'nin doğal güzelliklerine aşık olduğunu söyledi. Morris, "Senaryoyu ilk elime aldığımda öylece kaldım ve bırakamadım. Hikayenin kendine has bir büyüsü var, beni içine çekti. Karakterleri ve hikayeyi hayal ettiğimde çok değişik bir epik hikayeyle karşılaştım. Çok etkileyici bir öykü, bu beni çok etkiledi ve bu yüzden kabul ettim. Türkiye hakkında çok bir bilgim yok. Sadece çok güzel yerleri olduğunu biliyorum. Çok heyecanlıyım oraya gelmek için. Ben filmde 'Rose' isimli karakteri canlandıracağım ve kendime karakteri çok yakın buluyorum. 'Rose'un çok zeki olduğunu düşünüyorum. Tüm takipçilerime ve Türk halkına teşekkür ediyorum. Bir an önce gelerek Türkiye'de çalışmak ve insanlarla tanışmak istiyorum. Koronavirüs süreci biter bitmez film için çalışmalar başlayacak. Umarım bu süreç çok kısa sürer" dedi.

Ünlü aktör Barry Allen Onody, filmde 'Lou' karakterine hayat verecek. Rolü neden kabul ettiğini anlatan Onody, şöyle dedi: "'Lou' çok karışık bir karakter. 'Lou' bir bilim insanı olduğundan görüyor ki dünyada büyük problemler var. O da dünyaya bu mesajı iletiyor. Bu filmde çok dönüm noktası ve çok fazla çizgi var ve 'Lou' hepsinde önemli bir rol oynuyor. 'Lou'ya bir sürü karakter getirebileceğimi biliyorum. Bu yüzden bu projede yer almak istedim. Olağanüstü bir senaryosu var, iyi yazılmış. Filmin sahneleri Türkiye'de çok güzel yerlerde çekilecek ve bu güzellik bence kendi başına dünya ile konuşacak. Türkiye hakkında sadece internette araştırma yapabildim. Çok güzel bir ülke gibi duruyor ve oraya gidip ülkeyle insanlarıyla ve kültürüyle ilgili daha fazla şey öğrenmek için sabırsızlanıyorum. Türkiye'ye gelince insanlarla oturup konuşmak ve ülke hakkında daha çok öğrenmek için sabırsızlanıyorum. Bomba gibi olacak."

17 yıl önce ABD’ye giden, yapımcı, senarist ve yönetmen Sean GK, filmin birçok yönden iddialı olduğunu belirterek, yapımın seri film olarak düşünüldüğünü ve devam filmleri olacağını söyledi. Filmi Türkiye'de yapacak olmanın kendisi için gurur kaynağı olacağını, Türk oyuncularla da görüşmelerin devam ettiğini belirten Sean GK, şöyle konuştu: "Oyuncular genellikle projeleri kabul ederken senaryoya bakıyorlar. Oyuncu gelecekteki kariyerine bir etkisi olacak mı, olmayacak mı, ona bakıyor. Bu paradan daha önemli. Oyuncu seçimlerimizi yaparken sadece bir bölgeden seçmedik. Belçika'dan, İngiltere'den, Almanya'dan, Fransa'dan, Senegal'den ve birçok ülkeden oyuncu aldık. İnsanlığa bir mesaj vermek istiyoruz. Mesajda şu; medeniyetler ülkesi Türkiye, tüm medeniyetleri bağrına basmıştır. Geçmişte böyledir, gelecekte de böyle olacaktır. Biz kardeşçe bu ülkede yüzyılladır yaşadık. Filmde 'Dünyanın sonu Türkiye'de gelsin ama yeniden doğuş da Türkiye'de olacak' dedik. O yüzden ana toprağımızda filmi çekmek istememizin iki mesajı var. Birincisi ve en önemlisi, bizler dil, din, ırk, renk gözetmeksizin insanları bağrına basan bir milletiz. Bunu insanlar filmde de görecek. Bir diğeri ise eğer ben bir film yapacaksam kesinlikle bu filmde köküm olan Türkiye'ye bir şey katması gerekiyordu. Bunun için de Türkiye'de yapmaya karar kıldık. Seçtiğimiz çekim alanlarıyla da Türkiye'nin güzelliklerini tüm dünyayla paylaşmak istiyoruz. Bunun hem bizim hem de Türkiye için büyük bir tanıtım olacağını düşünüyorum. Bu serinin ilk filmi olacak ve devam filmlerinde de Türkiye ilk durağımız olmasını planlıyoruz. Her şey yolunda gidiyor. Koronavirüs sürecinin tamamlanmasını ön gördüğümü ekim- kasım aylarında bir aksaklık çıkmazsa Türkiye'ye gelerek gereken izinleri alarak düğmeye basmayı planlıyoruz."

Kaynak: NTV