Kaunos,’un Pers Krallığına karşı Lyka’yı koruması

6. Bölüm

Prenses Helen, bütün Helen coğrafyasının kadın Tanrıçası olmasına rağmen ihtirasına yenik düşer.

Kral Lyka’yı zehirleyerek öldürmek Tahta varis olmak ister. ..Helen’i bu yola sürükleyen gerekçe Tahta, varis olacak kendisinin bir çocuğu olmaması.. Kral’ın kimden peydahladığı bilinmeyen çocuklarından birisi varis olacaktır bu durumu, kendi lehine dönüştürmek isteyen Helen Lyka’yı zehirleyerek öldürmek Kraliyet üzerindeki otoritesini korumak istemesidir...

İhtiras, öyledir; Aşkın içerisine katılan sirke, zehir gibidir aşkın, samimiyet ve sadakatını giderir. Aslında, aşk ihtirassız, beklentisiz ilgi göstermek, fedakârlık demektir.

Kaunos’un Tanrısı, Kral Lyka’yı uyardı işin, iç yüzünü ilham etti.. Lyka, yaşayacaklarına hazırlıklıydı. Çünkü, Lyka Kaunos’un Tanrı’sına teslim olmuş O’nun takdirine karşı hiçbir şeyi korunak edinmemekteydi.

Elinde şarap kadehleriyle içeri giren Helen, kötülüğe teslim olmuştu, kadehlerden birini Kral Lyka’ya ikram etti..

Lyka, Helen’in ne yapmaya çalıştığını, kadehin zehirli olduğunu söyledi, buna rağmen Lyka, Helen’e olan sadakatını ifade etti ve yine de şarap dolu zehirli kadehi içti...

Kral Lyka’nın yüksek sadakat ve kendisine olan aşkını, şarap kadehinin zehirli olduğunu bilmesi ve Kaunos’un Tanrı’sının gücünün karşısındaki şaşkınlık, yaptığı işin fenalığının utancıyla kahrolan Helen, daha fazla ayakta kalıp, duygularına hakim olamadı, kendisini kaybetti...

İlerleyen günlerde Helen uzunca zaman kendisine gelemedi daha sonra da kendisini Athena Tapınağına hapsetti...

Kral Lykianos’a gelince; içtiği zehir Tanrı’nın dilemesi ile Lyka”ya tesir etmedi ancak , yaşanılan talihsiz entrikaların üzüntüsü ve çok değer verdiği Prenses Helen’in ihaneti karşısında, yaşama isteğini kaybetti, kısa zaman sonra hastalanıp öldü..

Lyka Krallığına Şehir’in ileri gelen tüccarlarından Ekimolos adında bir Tiran halkın desteği ve paralı askerlerinin korumasında Lyka Krallığının yönetimini ele geçirdi..

Kaunos’a gelen haber bununla sınırlı değildir. Lyka Krallığında ki yaşanılan yönetim kargaşasını Pers Kral’ı Hammer”in fırsata dönüştürmek istemesi ve Lyka şehrini yağmalamak için harekete geçtiği bilgisi de vardır..

Bu yaşanılanlar, bölge ve Kaunos için son derece vahim gelişmelerdir. Kaunos, hızla harekete geçti...

Epilog’u çağırıp, O’na çok acele yapılması gereken talimatları verdi..

Epilog, sen de biliyorsun ki; bu, Pers’ler etkili bir Krallık. Yerleşik kavim olmalarına rağmen gelenekleri itibarıyla Barbar olmasalar da bağnaz bir kavim. Bunlar, çok kurnaz insanlar, iyi korunma ve saldırı planları yaparlar ancak, Persleri bağnaz yapan unsur böyle durumlar da karşı tarafın hamlelerini öngöremez olmalarıdır. kendi, kurdukları oyunun tek taraflı kahramanıdırlar.

Epilog, Pers Krallığında ki Habercilerimizi geri çek sadece, Kral Hammer’in yakınında olan kulağımız kalsın. Haberciler, Pers topraklarından çıkmadan Hammar’ın ölüm döşeğinde hasta olduğunu, Saray da tapındıkları ateşin söndüğünü ve halka bu olayların Tanrı’nın, lanetini kazandıklarına delalet olduğunu, çok yakında da kötü şeylerin olacağını; Hammar’ın tüm şehirlerin de yaysınlar.

Bir Habercide Alahmar’a gönder.

Önceden planladığımız, Alhas Şehrindeki Hammar karşıtlarını da harekete geçirsinler. Kral Hammar’ın muhalif kardeşi Alahmar’ı da Hammar’ın Saray’ına yönlendirilsin. Alahmar’a, Kral’ın bütün askerlerini Lyka’yı yağmalamak üzere Lyka sınırına yönlendirdiği haber verilsin..

Kaunos verdiği talimatlardan sonra Tanrı’sına yöneldi. İlk defa ellerini O’na, kalbinde sıcak, samimi duygular ile ellerini uzattı; dostu Lyka’nın da Tanrı tarafından korunulur olması Kaunos’u mutlu ettiği kadar bağlılığı, sadakatı da arttı ve Tanrı’ya başarılı olması için dilekte bulundu..

Kaunos, bu gelişmeler ve yaşanılanlardan sonra; akıl defterini çıkarıp yazmaya başladı.  Kavimler yaratılmış Tapınak figürleri gibidir; yaratıcı, Figür’e dönüp bir değişiklik yapmadığı sürece Figür yaşadığı sürece kendini değiştiremez. Figürleri yaratan Taş Ustası olduğu gibi, toplumları, Kavimleri de O, Kavim öğretici bilgeleri ve edindikleri Tanrı’nın öğretisi şekillendirir.

Barbar kavimler bir öğreti üretemezler ancak, bir şehir, ülke yağmalamak, yakıp yıkmak için ortak ideal etrafında kenetlenirler. Aksi halde, bir öğreti kazanıp o’na ilaveten yeni yaşam ilkeleri edinemez kalıcı, olarak yerleşik hayat kurgulayamazlar...

Kaunos, Haberciler, Askerler ve diğer hizmetlileriyle birlikte Lidya Krallığına hareket etmek üzere...At’larına binerek rüzgardan daha güçlü, şimşekten daha hızlı yol almaya başladılar..

Kaunos için her gün yeni bir dünya, yeni yaşam algısı demekti. Zamansız mekân mekansız zaman tanımlanamazdı; soyut ve somut kavramlar gibi- ruh ve beden gibi ruh, soyut bedense somut bir kavram...