Hatırlamasam da  ilk emzirişiyle başladı her şey. Sevme ve sevilme? Ruhumuz, kalbimizin atışı, bakışlarımız, vücudumuzun ısısı değişti. Çünkü sevmek en güçlü olguydu. Hayat devam ettikçe bu sevgi denen şey bağımlılık yaptı. Biraz büyüdük. Anne sevgisi yeni sevgilere merdiven oldu. Saatlerce oyun oynadığımız arkadaşlarımızı sevdik. Evcilik oynadığımız kız arkadaşlarımızdan birini sevdik sonra; sevdiğimizi söyleyemedik, davranışlarımızla bu sevgimizi belli etmeye çalıştık. Platonik sevgi ismini vermişlerdi birileri buna, tanımadığımız sevgi tarif ediciler.



Sonra biraz daha büyüdük, bu sevgi asansör vazifesi gördü daha başka türlü sevgilere. Ortaokulda tanıştık önce, lisede geliştirdik ve daha da pekiştirdik ve bu sevgiye aşk dedik, niçin aşk ismini aldığını biz de bilemedik birçok insan gibi. Sevgimizin terazisini ayarlayamadık çoğu zaman; ya çok ya da az kullandığımız için acılar çektik. Çektiğimiz acılar bize sevgimizi kıvamında kullanmayı öğretti daha sonraki zamanlarda ve sevginin kaçınılmaz ürünü sevdaya tutulduk. Evlendirdi bizi sevgi. Sevginin meyvesi çocuklar geldi kucağımıza ve bütün sevgimizi onlara verdik. Herkes geçmişteki sevgileri baz alarak değil mevcut bulunduğu durumda kendi ihtiyacı olan ve vereceği sevgiyi sırtlanmalı. Sanıldığının aksine sevgi evlilikle başlayan ölümle biten sürede en çok lazımmış. Kırklı yaşların itirafı bu olsa gerek.



Türkiye çok garip bir ülke aslında Dünyanın hiç bir ülkesinde bu kadar çok gizem yoktur. Hatta en büyük! diye adlandırılan ABD?de bile. Bu gizem o kadar güçlü ki, bir Allah?ın kulu çıkıp da bildiği doğruyu yada yanlışı söyleyemiyor. Eminim ki, benim gibi milyonlarca insanda bilmek istiyor neden rahat konuşamıyoruz yada neden rahatça korkulardan uzak yaşayamıyoruz diye. Çünkü insanlar da biliyorlar ki, gelecekte Türk insanının başına geçirilmek istenen çuvallar, bu gizemlerin bir bir ortaya çıkarılmasıyla bertaraf edilecek. Her yeni yıla girerken geçen yıl ile ilgili muhasebe yaparız. Yaptığımız bu muhasebede yıllık kar ve zarar da inceleniyor elbette. Geçen yıl nasıl geçti?



Başıma neler geldi? Neler başardım? Sonuç olarak, zihin muhasebe yapsa da bir muhasebeci gibi çalışamaz. Ortaya çıkan tabloda olumluyu geçersiz kılıp olumsuzu abartma eğiliminde oluruz. Çünkü olumsuz durumlar olumlulara göre bizi daha fazla etkiler. İşte bu yüzdendir ki geçen yılla ilgili daha çok olumsuz anıları hatırlama eğiliminde oluruz. Burada savunma mekanizmalarımız devreye girer. Bizler geçen yılla ilgili verdiğimiz kararları gerçekleştiremediğimizi gördüğümüzde kendimizi korumak ve zarar görmemek adına problemi öteleme eğiliminde oluruz.



Geçen yılı kötüleriz çünkü ?Ben değil 2014 yılı kötü bir yıldı? demek bizi korur. Aynı düşünme mekanizması gelecek yıla devredilir. ?2015 senden çok şey bekliyorum? bu şu demek ?Eğer olmazsa ben değil 2015 sorumlu.? Şu günlerde olan şey tam da bu; 2014?ün gerçekleştiremediğini 2015?den beklemek. Geçtiğimiz yılın muhasebesini yaparken olumlu durumları yok saymayın. Özellikle geçen sene neler başarıldı ve beni neler mutlu etti sorularına odaklanın. Yeni yıl hayalleriniz mutlaka olmalı ancak bunu yaparken gerçekçi hedefler seçin ve bunun için sorumluk alın.



2015 için olumlu şeyler dilerken olumsuzluklar için de baş edebilme gücü dileyin. Olumsuzlukların da olabileceğine izin verirsek bunlardan daha az etkileniriz. Allah c.c. yeni yılda şehrimize, ülkemize, Müslümanlara ve müminlere güzellikler ve hayırlar nasip etsin. Sevgiyi içimizde daha çok besler ve büyütebilirsek eğer her şeyin daha sağlıklı olacağını, empatiyle birbirimizi daha iyi anlayabileceğimizi düşünüyorum.



Sevdiklerinize daha çok sarılın ki hayat daha yaşanabilir ve güzel bir alan haline dönüşsün. Allah?a olan inancınızı ve hislerinizi daha çok haykırın. Sevgi dediğimiz şeyi eğer sahiplenebilirsek hayat daha güzel olacak diye düşünüyorum.



Sevgili ailem sizi sevmekten acayip keyif duyduğumu ve bu durumun beni inanılmaz mutlu ettiğini bilmenizi istiyorum. 2015 istediğiniz olguların gerçekleştiği bir yıl olsun. Her şeyi yaradan YÜCE MEVLAM sen her şeyi gören duyan ve bilensin?