Krizi fırsata çevirmek, gaddar ekonominin hiç de sevmediğim ama düsturu olan bir lafızdır. Elbette çoğumuz dalgalı denizde yol almayı istemeyiz. Özellikle bizim gibi “memur kafalı” insanlar için liman süt gibi olacak.

Fakat her türlü krizi de fırsata çevirmeyi bilen kimine göre işlek zekalılar, kimine göre gaddar insanlar, kimine göre de ahlak yoksunu fırsatçılar… Hasılı, bulanık havayı sevenler için kriz anları kaçırılmaz bir fırsat oluyor işte.

Benim asıl üzerinde duracağım konu farklı ona birazdan değinirim ama bu günleri “kazanç” için bulunmaz bir fırsat görenlere de bir çift lafımız olacak. Her ne kadar krizi fırsata çevirme düşüncesinde olanlar için mevcut engeller kazanç ve keseyi doldurma günleri gibi görülse de bunun tolere edilecek kısmı sadece ürün satımı noktasında olabilir O da nasıl? Diyelim ki uzun zamandır elde kalmış olan bir emtia, tam da kriz anında değere binerse elden çıkarmak için bir fırsat olabilir ama değerinden yada hadi biraz daha yukarısı. Buraya kadar tolere tamam da on katı yirmi katı fiyat çekmek işte tam işin çakallık yanı.

Bu günlerde neyin bu düzeyde fırsata çevrildiğini biliyorsunuz. Birinin acısı başka birinin tatlısı oluyorsa bu ahlaken de, dinen de, vicdanen de sorgulanır bir şeydir.

Bu konuyu İNTEL’in eski CEO su Andy Growe şöyle özetliyor. “Krizler kötü şirketleri batırır, iyi şirketler krizi atlatır, büyük şirketler ise krizler sayesinde gelişir”. Daha ne denir ki adam haklı.

Bu düsturu kendilerine şiar edinenlerin idolü de Roma İmparatoru Marcus Aureliustur. Kendisi yüzyıllar önce bir formül geliştirip bunu da maddeleştirmiş. 1- Yargıda tarafsız ol 2- Özverili davranışlarda bulun. 3- Senin dışında gelişen tüm olayları kabullen 4- tek ihtiyacın bu.

Rockfeller, Edison, Steve Jobs gibi efsane girişimciler bu formülü kullanarak başarıya ulaşmışlar. Burada saklı olan fikir senin dışında gelişen tüm olayları kabullen noktasıdır. Kabul et ve ona göre davran. Of, pof, yandık, bittik diyeceğine, kokla ve fırla politikası yani.

Fırsata çevirirken acımasız ol, gaddar ol, kakala gitsin, mecburlarsa alacaklar, fırsat bu fırsat denildiği anda ortaya çıkacak şey acımasızlıkla birlikte gözü dönmüşlüktür. Allah ıslah etsin.

Ben bu konuya dikkat çekmek isterken evinde –gayrı ihtiyari- mahsur kalan sade vatandaşların, bu durumu lehlerine çevirebileceği gerçeğiydi.

Bakınız birkaç gündür görüştüğüm dostlar yıllardır yapamadığı şeyler yapmanın mutluluğu içindeydiler. Tamam sıkılıyoruz, bunalıyoruz ama bir yandan da şimdiye kadar o ya da bu şekilde ihmal ettiğimiz pek çok şey için de bir fırsat oluyor işte. Bir dostum hep istemiştim evi yeniden dekore ettim dedi. Bir arkadaşım ağaç yakma ile resim işine başlamış, bir başkası vitray çalışmasına, diğeri internet üzerinden bankacılık sistemini geliştirip altın döviz alıp satıyor. Daha neler neler… Bu da bir şey işte bu günler yapmak isteyip de yapamadığımız şeyler için ekstra zaman.  Nasıl olsa evdeyiz tadını çıkarın.