EDEBALİCE

KUR’ÂN’I ANLAYARAK OKUMAK!...

Ali İhsan TOSUN

[email protected]

 Kur’ân’ı Kerim’i anlayarak okumak, yaşantısını Kur’ân’a göre belirlemek kadın erkek her Müslümana “farzdır”. Kur’ân’ı yüzüne okumak ise her harfine sevap kazandıracak “sünnettir”.

 Mustafa Karataş Hoca bir iftar proğramında (17 Mayıs) bir soru üzerine; “Kur’ân’ı yüzüne okumak sünnet, mealinden anlayarak okumak ise fazdır.” demiştir. Gerçekten de Kur’ân’ı anlayarak okumanın önemi ile ilgili birçok ayet vardır.

 Kur’ân’ın her ayetine uymak kadın erkek her Müslümana “farzdır”. Peygamber’imizin söz (Hadis) ve davranışlarına uymak ise “sünnettir”.

 Elmalılı Hamdi Yazır; Bakara Suresi’nin 185. Ayetine; “O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayıracak olan, hidayet rehberi ve deliller halinde bulunan Kur´ân onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya şahit olursa onda oruç tutsun…” şeklinde anlam vermiştir.

 Kur’ân’ın Ramazan ayında, irşad için, hak ile batılı ayıracak olan, hidayet rehberi ve delil” olarak indirildiğini beyan etmektedir.

 Kur’an’ı anlamadan okuyan bir kişi nasıl olur da Kur’ân’a göre yaşar? Öyleyse Kur’ân’ı anlayarak okumak hem ayetle sabit olduğu için, hem de Kur’an’a göre yaşamak için “farzdır”.

 @ @ @

 “O kitap (Kur’ân); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.”  (Bakara 2) ayetinde de sakınmak ve arınmak isteyenler için yol gösterici olduğu buyurulmaktadır.

 Mâide 15, 16 ayetlerinde; “Gerçekten size Allah’tan bir nur, apaçık bir kitap geldi. Rızasını arayanı Allah onunla kurtuluş yollarına götürür ve onları iradesiyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır, dosdoğru bir yola iletir.” buyurulmaktadır. Kur’an’ı anlayarak okumak için mealini, hatta tefsirini mutlaka okumalıyız. Umulur ki bunda hem Kur’an okuma sevabını hem de bir farzı yerine getirerek daha büyük sevap kazanırız.

   @ @ @

 Hadis-i Şeriflerde de Kur’an okumanın önemi vurgulanmıştır:

 “Kim Kur’ân’ı okur, onu güzelce ezberler, helâlini helâl, haramını haram kabul eder ve bunlara uyarsa, Allâh bu sâyede o kimseyi cennetine koyar. Ailesinden hepsi cehennemi hak etmiş on kişiye şefaat etme hakkı verir.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 13/2905; Ahmed, I, 148)

 “Kim Kur’ân-ı Kerîm’i okur ve onunla amel ederse, kıyâmet günü ebeveynine bir tâc giydirilir. Bu tâcın ışığı, güneş dünyadaki bir eve konulduğunda onun vereceği ışıktan daha güzeldir. Öyleyse, Kur’ân-ı Kerîm ile bizzat amel edenin ışığı nasıl olur, düşünebiliyor musunuz?” (Ebû Dâvûd, Vitr, 14/1453)

“Size, sımsıkı sarıldığınız müddetçe benden sonra sapıtmayacağınız iki mühim emanet bırakıyorum. Biri diğerinden daha büyüktür. O da Allâh’ın Kitâbı’dır! Kur’ân, semadan yeryüzüne uzatılmış sağlam bir ip gibidir. Diğer emanet de ailem, Ehl-i Beyt’imdir. Kur’ân ve Ehl-i Beyt’im cennette Havuz ’un başında benimle buluşuncaya kadar birbirlerinden ayrılmazlar. Benden sonra o ikisine karşı nasıl muamelede bulunduğunuza iyi bakın, dikkat edin!” (Tirmizî, Menâkıb, 31/3788)

 @ @ @

 Kur’an’ı yüzüne de okuyalım ama asıl anlayarak okumaya önem verelim. Sadece mübarek Ramazan’da değil, senenin her gününde bol bol meal ve tefsir okumaya gayret edelim. Okuduğumuza göre hayatımıza yön verelim. Kur’an ahlakıyla ahlaklanalım.

 Hayırlı Ramazanlar!...

 Kur’an’la yaşamak dileğiyle!...