A bölgesinin Milletvekiline “Bu Şehre hızlı/yavaş tren projesi var mı, ne zaman gelecek” diye sordum, konuya yabancı değilmiş cevaben “Türkiye’nin bir ucunu işaret etti işte, oradan gelecek, 2023 yılında” dedi. Cevabın içinde anlam çıkarmak akil insanların işi, bilemem sen çok beklersin mi demek istedi olabilir, hiç de önemli değil.

GİZLİ KAHRAMANLAR

Koruma infaz memuru “eski adı Gardiyan”la buluştuk diyeceğim, siz ne yapıyorsunuz orda diyeceksiniz son bir kaç yazımız ofis sohbeti üzerine dönüyor.
Kısa yararlı bir mülakat yaptık
- içerde durum nedir, orda yaşanılanlar şartlar nasıl, neler oluyor orda
• Mahkum ve hükümlüler için her türlü imkan var. İlkokul mezunu gelsin Üniversite diplomasını alır, alabilir. Hangisi meslek istiyorsa öğrenebilir, hangi kitabı istiyorsa sabah elinde olmakta. Spor, Tiyatro, Sanat ve birçok sosyal etkinlik var.
- Peki, netice ne oluyor bu durumun geri dönüşümü nedir?
• Mahkum, cezası bittiğinde veya af gibi bir kavramdan yararlanıp dışarıya sosyal yaşam alanına çıktığında geçmişe yönelik kayıp yada mahrumiyet kabul ettiği içerde geçirdiği zamanı sosyal, ekonomik anlamda kısa zamanda telafi etmek, gidermek istiyor. Durum böyle olunca da hata ediyor ve maalesef tekrar mahkûmiyet, ceza alanlar oluyor. Ayrıca adi suçlular da bu durum daha yüksek oranda olmakta.
- Sözünü ettiğiniz durum dışarda hayatın içinde de oluyor. İmam, din görevlileri Cami’de, Milli eğitimciler Okullarda durmadan medeni unsurlardan bahsedip anlatıyorlar ancak, sokaklarımızın durumu malum. Park alanlarımız, cadde sokaklarımız istenmeyen çevre kirliliğine maruz kalmakta.
- Mahkumlarla iletişiminiz nasıl
• Geçtiğimiz yıllar da hücre cezaları vardı ve şartlar ağırdı, son yıllar da Tutuk evi şartları geçmişle kıyaslanmayacak oranda iyileşti. Mahkum için özgürlük kısıtlılığı dışında imkanlar geniş, biz mahkumların ihtiyaçlarını kanunların bize emrettiği standartlarda karşılıyoruz.

İnfaz memuru mülakatımız içinde kendini, ödev ve sorumluluklarını tanımladı. Hayran oldum takdir ettim. Demek ki toplumumuzda nice gizli kahramanlar var. Daha sonra bu hafta içinde bir de Trafik Polisi ile kısa söyleşimiz oldu. Bu Polis Memur’unu da çok takdir ettim. Bu söyleşide de şu anekdotu aktarayım. Memur arkadaş kıdemli yaklaşık yirmi yıl kadar çalışan.
“Yolda kaza olmuş kaza muhitine intikal ediyoruz sirenler açık, çabuk olmamız gerekiyor ancak sol şeridi sürücü kapatmış gidiyor korna çalıyor, selektör yapıyorum sesimi duyurmam mümkün değil. Biraz önce olay mahalline intikal edip yol güvenliğini sağlayacağız, ikinci bir kaza olması ihtimaline karşı önlem almamız gerekiyor. Neyse, nihayet sürücüye sesimizi duyurduk, ama bu arada ben de gerildim, sürücüye megafon da “çekilsene sağa“ diye bağırdım. Yanımda da genç memur arkadaş var ona da iyi örnek olmam gerek, baktım biz de iyi yapmadık. Memur arkadaşıma dedim ki “bak arkadaş biraz önce ben doğru uygun davranışta bulunmadım, ne olursa olsun nezaket ve saygı kurallarını aşmamam gerekiyordu lakin sen bize bakma her zaman yaptığımız davranış değil. Biz, Abi deriz, Dayı, Emmi diye hitap ettiğimiz olur, siz öyle yapmayın yaşadığınız çağın gerektirdiği medeni iletişim lisanını kullanın” dedim.

Demek ki aramızda çok gizli kahramanlar, işini sorumluluğunu gerektiği ölçüde samimiyetle yerine getirin her meslekten insanımız var ve çoğunlukta. Bu insanlarımızı tebrik ediyor başarılar diliyorum. İşini iyi yapan insana verilecek ödülün ölçüsü yoktur, Allah razı olsun, teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum.

KAPADOKYA’DAN KILIÇDAROĞLU GEÇTİ

Avam, nedir Avam olmak? Avam, büyük ihtimalle Arapça lisan kökenli kelime “İngiltere’de de Avam Avam kamarası kullanılan kelime“ kazanılan bir sözcük. Anlamı, sıradan halk, eğitimsiz, edep erkan bilmeyen, adab dan yoksun demek. Bilgi ve araştırma dayandığından yoksun her çeşit görsel, işitsel kültürün kabul gördüğü beldenin insanı. Görsel kültür içinde yer alan Sanatçıları toplum, Sanatçıyı, işinin gereği sinema ve Tiyatrodaki rolü gereği tanır ve O sanatçıya sanat icra ederken sanatçı yeteneğindeki doğrultusunda bir karakter kazandırır. Bu durum çoğu diğer meslek guruplarında da buna yakındır. Siyasette de bu durum bire bir olmasa da benzerlik vardır. Siyaset insanında da, Politikacının halk popülist yanını tanır ve bu görselliğe yönelik bir karakter tanımın da bulunur. İnsanın mesleğinin arkasında bir de gerçek insanlığı mizacı iletişim lisanı vardır.

Kılıçdaroğlu’da Kapadokya’ya genç liselilerin düzenledikleri iletişim seminerine katılmak, katkıda bulunmak üzere davet edilmiş. Kılıçdaroğlu bir beyefendi; genç liselileri dinledi, izledi, kapanış konuşması için kürsüye davet edildi. Politika konuşmadı, popülizme kaçmadı. Cumhuriyet döneminin tarihsel süreçte sosyal ekonomik, siyasi ve demokratik gelişimine yönelik izlenimlerini paylaştı. Gençlere bir Akademisyen duruluğunda bilgi sunumu yaptı.

- Bilgiyi doğru kaynağında edinin ve dolu olun
- Eğer kayda değer şeyler söylerseniz sizi rakipleriniz de dinlemek durumunda kalır
- Dininizi iyi öğrenin, hangisi ayet ne sebeple nasıl şartlarda konuyla ilgili Ayet olduğunu bilerek öğrenim metodu edinin. Dinimiz aynı zamanda reformist özelliğe sahiptir.
- Peygamberimiz ilim Çin’de ise de gidin öğrenin demiştir
- Geçmiş yıllar da toplumların gelişmişliği okur/yazar oranı sonraları Üniversite yüksek okul öğrenim oranı gibi veriler baz alınırken şimdiler de, toplumların, kurumların gelişmişlik katsayısı ayrıntıların kurumsallaşması göz önünde tutuluyor. Örneğin, bir şirkette satış pazarlama, ön muhasebe, kalite kontrol, personel gibi. Eskiden bir doktor vardı ve her şeye bakardı, şimdi bünyemizde ki her organın mütehassısı bölümlere ayrılmış durumda. Bu durum Tıp alanında olduğu kadar yaşamı kurgulayan birçok alanda da böyle ve artarak devam etmekte.
- Devlet kurumsal süreklilik arz eden kurum diğer yanda Hükümetler gelip geçicidir. Birçoğumuz Vekil, Bakan olabiliriz ancak, Bürokrat olmak başka bir şey, hiç birimiz bürokrat olarak atanamayız.

Kılıçdaroğlu, bunları ifade etmeye çalıştı, kısıtlı da olsa sizinle paylaşmaya çalıştım.
Yani niye yazıyorum, ne anlatmaya çalışıyorum. Burada reklam yapmak birilerine övgüler yağdırmak amacı gütmüyorum, bu şıkta olmaz. Ama şu var ki insanları onore etmeyi onların güzel yanlarını öne çıkartıp motive etmeyi seviyorum benim işim bu; Toplumların doğası gereği varlığı kaçınılmaz zorunluluk, kabul edilmesi gereken yaşamsal refleksleri vardır. Toplumun yapısında ne tür algı yoğunlukta ise diğer oluşumlara baskınlık, üstünlük sağlar. Eğer Avam görüşü toplum da ağırlık kazanmış bu yönlü kültürel gelişme sağlanmışsa sosyal, siyasal iletişim lisanı alana hakim olur. Diğer karşıt görüş medeni tanımlar sığ kalır, kökleşip gelişmez.

Yaşadığımız toplumun sosyal siyasal iletişim lisanı medeni tanım içerikli olmaktan öte daha Avam-i karakter içermektedir. Buna örnek, Siyasi örnek A- Parti taraftarıysanız B- Parti size düşman kampı niteliğinde, ne yapıp edelim aşağıya indirelim biz iktidar olalım diğer yanda Belediyecilikte de aynı seçimler gelsin biz, ben Başkan olum “ seçilenler de başarısına muhalefeti rakip çevreyi ortak etmemekte ısrarcı” oysa, muhalefet de o olumlu hükümet politikalarına güçlü, kararlı destek verilmeli.

Millet olmanın güçlü devlet olmanın ve milli birliğin sağlanması, milletin refahı, sükûnet ve güvenliğinin sağlanması medeni unsurlar tanımlamak ve yaşatılmasının adaletin sağlanmasının önün de hiç bir kurum ve kuruluş, kişi engel olamaz. Bu kavramların sağlanmasının yolu da siyasi partiler ve demokratik sistem temayülleri içinde yapılmaktadır. O zaman, siyasi partilerin varlığı kaçınılmaz. Parti farklılığı demokrasinin rejimin olmazsa olmazı, farklı parti farklı ideoloji düşman kampı olarak algılamak Avam’ca bir algıdır. Medeni toplum algısı parti düşmanlığı, karşıtlığı değil politika karşıtlığı muhalefeti olarak tanımlanırken, fikri olgunluk içinde müzakere yapılarak orta yol, politika olgunlaştırılır. Ben çoğunluğum her şeye hükmederim düşüncesi, demokratik despotluk yaratır. Demokratik rejimler de Muhalefeti her hâlükârda yok sayamazsınız...