Figüranlar, oyuncular ayrı olsa da oyun ve senaryo hep aynı. Gerek Avrupa Parlamento´ sundan ve Avrupa Birliği´ nden gerekse diğer dünya ülkelerinden; gerekse bizim sözde aydınlarımız, sözde akademisyenlerimiz, sözde gazetecilerimiz güzel sözler sarf ediyorlar; demokrasi, insan hakları, özgürlük, insan yaşamının dokunulmazlığı gibi… Ama iş uygulamaya gelince, iş fiiliyata gelince, özellikle de iş Türkiye olunca, terörün çirkin yüzü unutuluyor, terörün küresel bir sorun olduğu unutuluyor, terör seviciliği, terör şakşakçılığı, ikiyüzlülük, riyakârlık ve hadsizlik diz boyu oluyor.

            Sokaktaki, kahvedeki, tarladaki benim güzel milletim yapılanları görüyor; hainlerin, alçakların hedeflerini biliyor, onların amaçlarının bu ülkeyi parçalayıp, küçültüp, yönetebilecek bir millet haline getirmek hatta bizi Anadolu´ dan kovmak, sürgün etmek istediğini biliyor.  Ama maalesef bizim birçok sözde aydınımız, ileri görüşlümüz, gazetecimiz hatta birçok siyasetçimiz bunlardan haberi yokmuş gibi davranıp, hayatını bu ümmete ve ülkeye adayan bir tek kişi üzerinden ucuz, gerçek dışı, hakaretvari bir söylemin ve gafletin peşinde koşuyorlar!

            Sanki bu ülkede; gezi olayları, 17/25 Aralık Darbe girişimi, Kobani olayları ve dünyada eşi görülmemiş hainliğin ürünü 15 Temmuz alçak saldırı girişimini olmamış gibi davranmak, güneşli bir günde güneş yok saymaktır.

            Süleyman Şah, Moğol istilasında yaralanmış bir çocuğun yüzündeki kanı eliyle silerken söylediği gibi; “Bu kavga, ne boy ne oymak ne de obanın kavgasıdır. Bu çocuğun yüzündeki kan nizam-ı âlemin işaretidir.”

            Çanakkale´ deki, İstiklal Harbi´ndeki, Güneydoğu´ daki, 15 Temmuz´ daki, İstanbul´ daki, Kayseri´ deki ve farklı yerlerdeki hain terör saldırılarında şehit ve gazi olan kahramanlarımızın kanı; nizam-ı âlemin, bu kadim, yüce, cefakâr, vefakâr milletimizin devletiyle daima bekasının işaretidir.

 

 “Güçlü Türkiye´ nin Önünde Duramayacaklar”

            Medeniyet olarak kalkınmaya destek olmak, için yerli ve millî kalkınmaya ihtiyacımız vardır. 15 yıldır bölgesinde ve dünyada söz sahibi olan milletiyle bütünleşmiş bir Türkiye var. Çıktığımız kutlu yolda fikri hür, vicdanı hür; özgürlükleri sözde değil özde yaşayan bir neslin inşası için çalışıyoruz. Eğitimden sağlığa, bilimden sanata, teknolojiden sanayiye atılım üstüne atılım gerçekleştiren Türkiye; terörle, darbe girişimiyle, ekonomik dalgalanmalarla dizginlenmeye çalışılıyor. Şer odakları hiçbir zaman başaramadı, başaramayacaklar da!

 

İstiklalin, istikbalin, sevgi ve hoşgörünün şehri Nevşehir´ de,  aziz vatanımız Türkiye´ de; bizi terörle korkutmayı düşünenler, terörle yıldırmayı düşünenler, terörle masum çocukları, günahsız insanları hedef alarak bize istikamet vermeye çalışanlara mesajımız net: “Bu millet korkmaz, bu millet yılmaz, bu millet pes etmez, Nevşehirli diz çökmez, aziz Türk milleti diz çökmez, bu bayrak inmez, bu ezanlar dinmez!”

İstiklal şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy´un dediği gibi "Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz/ Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz yürürüz." 

FETÖ, PKK, PYD, DEAŞ, adları ne olursa olsun önemli değil, hepsi katil, hepsi hain, hepsi kalleş ve hepsi eli kanlı terör örgütüdür! İstedikleri kadar terör estirsinler, aziz milletimizi asla bölemeyecekler. Bizler inanıyoruz ki onlar teröre sarıldıkça aziz milletimiz göğsündeki iman ve vatan sevgisiyle millî birliğe koşacak, hep birlikte daha güçlü olacağız.

 

 “Gün, Birlik Günüdür; Gün, Millî Seferberlik Günüdür!” 

Bu terör örgütlerine karşı, milletimizle birlikte, bir milli seferberlik ruhu içerisinde, hep birlikte kararlılıkla mücadele ediyoruz, edeceğiz. Bizim için “‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet´ düsturu vardır.

Birliğimiz, dirliğimiz, kardeşliğimiz tüm oyunları ve hesapları bozacaktır. Milli seferberlik ve sağduyu ile kardeşliğimiz kazanacak. Bu topraklarda yaşamak için ecdadımız nasıl mücadele ettiyse biz de aynı ruhla mücadele etmeye devam edeceğiz. Vakit, milli seferberlik vakti! Dualarımız ve çabamız; mazlumun umudu Türkiye için, kahraman şehitlerimiz, aziz milletimiz ve kardeşlerimiz Halep için.

 

            Kahraman milletimizin lideri, ümmetin umudu, bu ülke sevdalısı, Sayın Cumhurbaşkanımız,  Recep Tayyip Erdoğan´ın liderliğinde, bu alçakların tümüyle milletimizle omuz omuza, bir ve beraber olarak her türlü şer odaklarını yok etmeye hazırız. Biz, hiçbir zaman alçakların önünde eğilmedik, bizler ancak Rabbimizin önünde eğiliriz. 

 

“2017 Yatırım Yılı Olacak” 

2017 yılında hükümet olarak yatırımlarımız hız kesmeden sürdürülecek; yol, havaalanı, hızlı tren, hastane ne lazımsa her türlü kalkınma devam edecek. 2017 bütçemizde en büyük payı eğitime ayırmış bulunuyoruz. Biz, insana yatırım yapıyoruz. Ufku açık, eğitimli, ahlaklı ve donanımlı insanımız geleceğimizi inşa edecek. Biz, insanımıza, yerli ve millî unsurlarımıza güveniyoruz.

 

AK Parti hükümetleri olarak “Hedef 2023” sloganıyla çıktığımız kutlu yolda her şey Türkiye, her şey aziz milletimiz için durmadan, yorulmadan devam ediyoruz. Attığımız her adımda ülkemizin aydınlık geleceğini, topyekûn kalkınmasını, milletimizin huzurunu ve refahını düşünüyoruz. Güçlü siyasi iradeyle istikrarı kalıcı hale getirmeyi ve Türkiye´ yi dünyanın güçlü ekonomileri arasında sağlam temeller üzerine taşımayı istiyoruz. Birlik ve beraberlik ruhu içerisinde güçlü Türkiye´ yi gelecek nesillere emanet etmenin gayreti içerisindeyiz.

 

“Sivil Anayasa ve Yönetim Sistemi

Yeni Türkiye´ nin Gücünü Tescilleyecek”

            Kahraman milletimiz, 15 Temmuz hain darbe girişiminde demokrasiye ve hukuk düzenine hep birlikte sahip çıktı. 7 Ağustos 2016´ daki Yeni Kapı ruhu teröre karşı yeni bir anlayış, yeni bir ortak duruş getirmiştir. Bugün de aynı birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma içerisindeyiz. 12 Eylül vesayet Anayasa´ sından kurtulmak için gün milli seferberlik günüdür. Çözüm odaklı siyasetimiz gereği vermiş olduğumuz Anayasa teklifi, Gazi Meclisimiz takdirine sunuldu. Büyük bir özveri ve uzlaşıyla Türkiye Büyük Millet Meclisimizden onaylanması halinde yüce milletimizin takdirine ve iradesine sunulacaktır. Yeni yönetim sisteminde; kuvvetler ayrılığı nettir, kanun teklif etme yetkisi TBMM´ ye aittir. Yasama ve yürütme, ayrı ayrı halkımıza karşı sorumludur. Cumhurbaşkanımızı 5 yılda bir yine milletimiz seçecektir. Sivil Anayasa ve yönetim sistemi “Yeni Türkiye” nin gücünü tescilleyecektir. Türkiye´ nin hedefi, muasır medeniyetlerin seviyesini geçmektir.

            Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım´ ın 2017 bütçe görüşmelerinde ifade ettiği "Hiç endişe etmeyin. Vatandaşlarımız rahat olsun, terörü de Türkiye´nin içeride, dışarıda geleceğine karşı koymaya çalışan şer odaklarını da yok edeceğiz. Sırtını dağa değil, millete dayayanlarla yolumuza kararlı bir şekilde yürüyeceğiz."  sözleri milletimizin ortak duygu ve düşüncelerini yansıtmaktadır.

 

 “Halep´ te İnsanlar Değil, İnsanlık Öldü!” 

          Suriye´ deki, Halep´ teki acıları, feryadı, zulümü ve katliamları görmezden gelen insanlık yüzünden Halep´ te insanlar değil, insanlık öldü.  Mazlumun umudu Türkiye, ümmetin umudu Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan mazlumun gür sesi oldu. Türkiye olarak; zulme karşı tek başımıza da olsak yürüyeceğiz! İbrahim Suresi 42. ayette Yüce Rabbimiz müjdeliyor: ”(Resûlüm!) Sakın, Allah´ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.”    Zalimlerin hesabı çetin olacaktır.    

     

 “Halep, Nevşehir´ imizin Kardeş Şehridir” 

            Halepliler kardeşimizdir, Halep Nevşehir´ imizin kardeş şehridir. Türk Kızılay´ ımız, AFAD ekiplerimiz, Nevşehir´imizdeki ve ülkemizdeki diğer sivil toplum kuruluşlarımız da Halep´e yardım için adeta yarış halinde kampanyalar düzenliyor. Gönüllülük esasıyla çalışan Nevşehir STK´larımıza ve bütün STK´ larımıza, Halep´in yardım çağrısına sessiz kalmadıkları için ayrıca gönlü yüce aziz milletimize teşekkür ediyorum. dedi

 

/images/haberler/resimler/2017-1/28/1013304888426.jpg

 

/images/haberler/resimler/2017-1/28/1015042390148.jpg