Başkan Türker "18 Mayıs 1944, insanlığın kendisinden utandığı bir gün olarak tarihe geçmiştir. Komünist sistemin Kırım yurdunu çalma planını vahşice uygulama planında, Stalin yönetimindeki komünist rejim, gece yarısı Kırım Türklerini bir bir uyandırarak meydanlara topladı. Ne olduğunu anlamayan yaklaşık 430 bin Kırım Türkü, Sovyetlere ihanetle suçlanarak sürgüne mahkum edilmişlerdi. Sürgün hayvan taşıyan vagonlarda, balık istifi dizilerek başladı ve Kırım Türklerine doğru düzgün yemek ve su verilmedi. İnsanlar ölmeye başladı, vagonlarda birkaç günde bir duran trenden ray kenarlarına cenazeler indirildikçe oturulacak yerler açılıyordu. İnsanlar sadece açlıktan, susuzluktan değil, trende tuvalet ihtiyaçlarını gideremedikleri için de zehirlenerek ölüyorlardı. Sözde sürgüne, özde soykırıma gönderilen Kırım ahalisi genel olarak kadınlar, çocuklar ve savaşamayacak durumdakilerden oluşuyordu, çünkü savaşabilecek durumdaki erkekler Nazi'lere karşı cephedeydi zaten, bu yüzden daha da çaresiz durumdalardı. Çileli yolculuk bittiğinde utanç verici o hayvan vagonlarının neredeyse tamamı boşalmıştı, zira 195 bin Kırım Türkü hayatını kaybetmişti! Soykırımda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyor, duyuramadıkları feryadı unutmayacağımıza söz veriyoruz." dedi