Kaçırılmaması gereken en kıymetli gecelerden birisidir. Hakkında sahih rivayetlerin olduğu, kul hakkında senelik olacak işlerin göğün semasına ineceği takdir gecesidir. Bir sene içindeki idrak edilmesi gereken önemli gecelerdendir. Kaçırılmaması gereken fırsat gecelerindendir.

Kıymetli okuyucularım sakın bu gece uyuyakalmayın!

Rivayetlerin sahihliği: Bu gece hakkında gelen haberler kadir gecesi gibi sabit bir hüküm değildir. Ama hadislerde bahsedilen “Berat Gecesi” gelen hadislerin çoğunluğunun zayıf bazılarının sahih olmuş olması hasebiyle faziletli ameller noktasında zayıf bile gelen rivayetler toplanınca bir değer oluşturduğu için İslam âlimleri bu gecenin sene içinde kıymetli olan birkaç geceden birisi olduğuna kanaat getirmişlerdir.

Berat: Arapça “berea” kelimesinden türer. Yükümlülükten kurtulmak demektir. Af ve bağışlanma olacağı için kişi günahın yükümlülüğünden kurtulması anlamında beraat denilmiştir.

1-BERAT GECESİ AF GECESİDİR.

Cebrail bana geldi ve Şaban ayının yarısının gecesinde Allah’ın utekası (bağışladıkları) vardır. Bu gece geldiğinde azaptan azad edilirler. Sayıları kelb kabilesinin koyunlarının tüylerinin adedinden az olmaz. Bu gecede sadece müşrikler ve kalplerinde nefret ve düşmanlık taşıyanlar, sıla-i rahimi terk edenler, yeryüzünde böbürlenerek gezenler, içki bağımlısı olanlar bu halleri devam ettikçe affa mazhar olmazlar, buyurdular… Sonra izin isteyip ibadetle meşgul oldular. Secdede o kadar uzun durdular ki korkup ellerine ve karnına dokundum bir şey mi oldu diye hareket edince ne dediğini duydum… (Aşağıda dua bölümünde devamı gelecek )

Kelb kabilesi, çok koyunu olan bir kabiledir. Bir koyunda kaç kıl olursa o kabiledeki koyunların kılları adedince kişi affedilir. Sonra sene içerisinde tekrar günaha girip insanoğlu cehennemlik işler yapmamaya çalışmalıdır.

Müşrikler affedilmez: Bizi şirke götürme ihtimali olan her işten uzak durmak lazımdır.

Kalbinde kin besleyenler: Affedebiliyorsak affediliriz. Filanca kişiyi, ona olan kininizi Allah için bir kenara bırakabilecek yüreğiniz var mı? Var ise bu yürek affedilmeyi hak ediyordur.

Sıla-i rahimi terk edenler: İyiliğe en çok muhtaç olan kesim en yakınlarımızdır. Yaklaşan ramazan ile beraber yapacağımız hayırlardan en çok hak sahibi olanlar yine kendi akrabalarımızdır. Hayır yapamasak bile bu gece bari gönüllerini almak için iki satır tebrik yazısı yazabiliriz. Akrabalık bağları kıyamete kadar kopmayacak olan bir bağdır.

Yeryüzünde böbürlenenler: Böbürlenecek bir şeyler(i) olduğunu zannedenler de diyebiliriz. Kibirli insanı ne yer kabul eder ne de gök. İnsan insandan ne ırkından ne parasından ne makamından dolayı üstün değildir. İlk kibirlenen ve kovulan şeytan olmuştur. Ben ondan üstünüm, demiştir. Kibirden Allah’a sığınırız.

İçki bağımlısı olanlar: Alkolikler. Kanlarında haram var iken anladığım kadarı ile rahmet ona ulaşmıyor.

Bu hasletleriniz yok ise şaban ayının 15. gecesi (İslam’da gün akşam namazı ile başlar. İlk önce gecesini ihya ederiz sonra sabah olunca sabahı olmuş olur sabahında da oruç tutarız. Aynı hilal görülünce ramazan bir denilmiş olur, teravih başlar. İlk günün gecesini ihya ederiz gündüzünde de ilk orucumuzu tutarız. Oruç bittiğinde iftarla beraber 2. gün başlamış olur.) Allah azze ve celle göğün semasına iner ve “Af isteyen var mı?” der. Allah soruyor ama kuldan cevap yok çünkü uyuyor. Gaflete bak! Devlet başkanından birçok kişi araya sokup randevu alıp o gün gitmemek kadar bile basit bir mesele değil.

Osman b. Ebi'l As (ra) dan: Şaban ayının yarısı gelince gecesinde semada Allah katından bir münadi seslenir: "Af dileyen var mı affedeyim. İsteyen var mı vereyim...” Kim bu gecede bir şey isterse o ona verilir. Zina eden ve müşrikler hariç.

Bazı rivayetlerde alkolik, bazısında zina, bazısında kibir gibi ifadeler var. Buradan anlıyoruz ki büyük günahlar o kişide bağımlılık yapmamalıdır. Yani Müslüman hataya düşmüş içki içmiş olabilir, hataya düşüp zina etmiş olabilir. Başka bir kapı yoktur gideceği ve Allah’tan af diler ama bir Müslüman alkolik olmamalıdır. Bir Müslüman zinakar olmamalıdır. Günahlar onu kuşatmamalıdır. İnsan bazen affedilmek için fırsat kollar. İşte bu af zamanıdır.

2- ORUÇLU OLMAK SÜNNETTİR.

Peygamberimiz; “Şaban ayının yarısının gündüzünde oruç tutun gecesini ihya edin, yüce Allah bu gece dünya semasına iner güneş doğuncaya kadar sema da seslenilir ki: istiğfar eden olursa affedeyim, rızık genişliği isteyene rızkına genişlik vereyim, bir derde düşmüş olanları o dertten kurtarayım...'' (elBeyhaki, Şuabul İman H. No: 3664; edDeylemi, Müsned Firdevs, H. No: 1007)

3-RIZKINIZ İÇİN TALEPTE BULUNUN

Rızık kişinin çalışması ile direkt orantılı bir şey değildir. Görmez misiniz? Sizden daha çok çalışan ama sizden daha az para kazanan olduğu gibi sizden daha az çalışıp trilyonlara hükmedenler de vardır. Bu bizim bilmediğimiz bir hesap ile Allah’ın kullarına taksimidir. Bu gece size takdir edilen senelik rızık hüküm olarak semaya inecektir. Madem Allah azze ve celle “İsteyen yok mu vereyim?” diyor gece kalkıp yalvarmak lazımdır. Bu geceki takdiriniz rızık olarak artar ise bir sene boyunca o paranın size geleceği kapılar da açılır. Yani rızkınızın size ulaşması için kapılar açılır. Allah dilediğini aziz dilediğini de zelil eder. Hükümran olan odur.

Aişe (r.a.) dan: Peygamberimiz “Bu gece nedir biliyor musun?” dedi. Şaban ayının yarısının gecesini kastediyordu. Bu gecede ne olur? dedim. “Bu gecede bu sene doğacaklar, ölecekler, rızıklar yazılır.” buyurdular. (elBeyhaki, FadailulEvkat, H no:27. Ayrıca bk. Ali el Kari, MirkatulMefatih Şerh Mişkat el Mesabih, H. No: 1305)

GECENİN İBADETLERİ

İmamı Nevevi ve Hafız Iraki’nin de dediği gibi (Şukayri es Sünen vel Mübtedaat 144) bu gece şöyle bir namaz vardır denilen rivayetler asılsızdır. Bu gecenin özel bir namazı yoktur. Özel bir ibadeti yoktur. İlim ehli toplu yapılacak ibadetlerin gelecek nesiller için bir ritüel oluşturmasından korktukları için ve peygamberimizin de böyle bir şey yaptığı görülmediği için herkes ibadetini bireysel yapmalıdır görüşündedirler. Toplu yapılan ibadetlerin birer bidat oluşturduğu, her bidat ehlinin de sapıklığa düşeceği hadisini de delil getirirler. O halde herkes bireysel ev halkı ile kendince tilaveti Kur’an, namaz, tesbihat ile geceyi ihya edebilir. Peygamberimizden gelen bu gece yaptığı ifade edilen dua ise:

(Üstteki ilk hadisin devamı)

Azabından affına sığınıyorum,

Bana gazap etmenden rızana sığınıyorum,

Senden (imtihan etmenden) sana sığınıyorum (yardımını niyaz ediyorum),

Ey Rabbim! Zatın pek yücedir.

Seni övmeye takat yetiremem.

Ancak sen zatını nasıl övdüysen ben de onu söyler tekrar eder de seni överim, diyordu.

Sabahleyin bu duyduklarımı ona söyleyince, “Onları duydun mu çok iyi, bunları muhafaza et ve başkalarına da öğret, bana da Cebrail öğretti.“ dedi ve secdelerimde bu duaları etmemi bana tembihledi.

(etTirmizi, es Sünen, I.143; İbnMace, es Sünen, H no: 1389; -el Beyhaki, Şuabu'l İman, H. No: 3664; 3666; 3667; 3678. -Ahmed b. Hanbel el Müsned, H. No: 24825)

Geceniz, gecemiz güzel olsun. Kendinize dua ederken bu fakiri de unutmayın… Dikkat çeken bir mevzudur ki insanlar devletinden, amirinden çokça konuşmakta ama bu sıkıntılarını dualarına yansıtmamaktadır. Geniş gönüllü insanların duasından memleketin her kesimi faydalanır.  Memleket olarak zor günlerden geçiyoruz bu gecelerde devlet ricaline (Cumhurbaşkanına, Milletvekillerine, Belediye başkanlarına, valilere, kaymakamlara...) de dua etmek gerekir. Onlar Ümmetin başındaki çobandırlar.  Allah onlara dinimiz ve memleketimiz için hayırlı işler yapmak için doğru bir anlayış versin. Şeytan kendi tuzağına düşürüp kibir, gazap, fitne gibi işlerden de uzak kılsın.

Saygılarımla…