TSD Nevşehir Şubesinden yapılan açıklamaya göre, “Engelleri kaldırmak ve insan gibi yaşamak istiyoruz” diyen Şube Başkanı Altıntaş, engelliler olarak ayrıcalık değil eşitlik istediklerinin altını çizdi.

Altıntaş, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “10 Mayıs Engelliler Haftası’na yine sorunlarla, çözümsüzlüklerle başlıyoruz. Henüz etkisi sona ermemiş küresel covid salgınının yarattığı güçlüklere, şimdi yüksek enflasyon, işsizlik, ekonomik kriz eklendi. Hayat pahalılığı bizlerin yaşamını cehenneme çevirdi.

Engelliler ve süreğen hastalar olarak yıllardır bir adım ileri gidemediğimiz gibi, her geçen yıl içinde kayıplarımız, sorunlarımız daha da boyutlanıyor.

Yapılan her yeni düzenlemeyle rapor sistemi, engelliler aleyhine, hak kaybı yaratacak, telafi edilmeyecek hasarlar yaratarak biçimlendiriliyor ve uygulanıyor. Rapor sisteminde Dünya Sağlık Örgütü’nün ölçütlerinden hızla uzaklaşıldığı ve giderek keyfiyete dönüldüğü için birçok engelli, kâğıt üzerinde engelsiz görünüyor. Birçok engelli bozulan rapor sistemi nedeniyle sağlık desteği, engelli aylığı, bakım yardımı alamıyor ve hatta emeklilik haklarını yitirip, kendilerine borç çıkarılıyor.

Engellilerin, süreğen hastaların yaşamının sağlıklı ve güvenli sürdürebilmeleri için gerekli, hayati öneme sahip ortez, protez, tekerlekli sandalye, işitme cihazı, ilaçlar, hasta bezi vb. araç ve malzemeler için SGK tarafından verilen destekler artık hiçbir değer ifade etmiyor. Zaten açlık sınırının altında olan engelli aylıkları, bakım yardımlarıyla, bu malzemelerin farklarını ödemek mümkün değil.

Özetle, yemesek, içmesek dahi yaşantımızı sürdürebilmemiz için gerekli araçlara, malzemelere, ilaçlara erişemez durumdayız. Gelirimiz artmıyor, artsa bile temel harcamalara; elektriğe, doğalgaza, kiraya, ulaşıma bile yetmiyor.

Eğitim hakkımız ise daha evimizin kapısından itibaren engellerle dolu bir dünyayı aşma imkânımız olmadığı, yeterli okul ve eğitmen bulunmadığı için hiç kalmadı.

Sürekli ertelenen yasa düzenlemeleriyle binaların, yolların, ulaşım araçlarının dönüşümü yapılmıyor. Engellilerin yaşama katılımının önündeki setler, bariyerler, engeller kaldırılmıyor. Böylece engelliler evlerinde hapis bırakılıyor.

İstihdam için konulan kotalara devlet uymuyor, birileri kamuda işe alınacaksa da eğitiminin, bilgisinin, becerisinin ve yeterliliğine bakılmıyor. Mülakat adı altında önceden iktidar partilerinden gönderilen listelere göre işe alımlar yapılıyor. Liyakat değil, “sadakat” aranıyor. Devletin uymadığı kotaları özel kesim ise hiç umursamıyor, biliyor ki ne denetleyen var ne de verilecek cezanın caydırıcılığı var.

Engellilere hayatı cehenneme dönüştüren bu yanlışlıklar, sorunlar sistemi bir an önce değişmelidir.

Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi, mevcut yasaların tanıdığı haklar eksiksiz uygulanmalıdır.

Rapor sistemi mutlaka Dünya Sağlık Örgütünün ölçütlerine göre belirlenmelidir.

Aylıklar, evde bakım yardımı miktarları insanca yaşanacak düzeye çıkarılmalı ve SGK destekleri zaman yitirilmeden gereksinimleri karşılayacak şekilde düzenlenmelidir.

Fiziki engelleri kaldıracak düzenlemeler hızla yerine getirilmeli, hiçbir koşulda erteleme gündeme gelmemelidir.

Engelliler eğitim haklarına erişebilmeli ve yararlanabilmen. İstihdamda kotalar eksiksiz uygulanmalı, uygulamayanlara karşı caydırıcı önlemler artırılması, kamu istihdamından liyakat vazgeçilmez olmalı, keyfiyete olanak tanınmamalıdır.

Engelliler olarak ayrıcalıklar değil, eşitlik istiyoruz. Engelsiz bir dünyada herkes gibi eşit insanlar olarak yaşamak istiyoruz, bunu hak ettiğimize inanıyoruz.”