TÜGVA, NUDER, Alperen Ocakları, Semerkand ve çeşitli derneklerin destek verdiği programda, Borsa Kavşağı’ndan mehter takımı eşliğinde Diriliş Meydanına kadar yürüyen vatandaşlar, ellerinde Doğu Türkistan ve Türk bayrakları ile tekbir ve sloganlarla yürüdü.

Diriliş Meydanı’ndan sona eren yürüyüşün ardından Doğu Türkistan Milli Meclis Başkanı Seyit Tümtürk, duyarlılıklarından dolayı Nevşehir halkına teşekkür etti.

Tümtürk, “Tüm Nevşehir halkından Allah razı olsun. Kaşgar'dan, Urumçi'den Nevşehir'e selam olsun. Mazlum bir milletin sesine imdadına ses verdiğiniz için Allah sizden razı olsun. Biz, sizin bu desteğinizi Allah'ın huzurunda şahitlik edeceğiz. Nevşehir, mazlum Doğu Türkistanlıların feryadına ses verdi. Doğu Türkistanlıların, Türk milleti ve bir buçuk milyarlık ümmetin bir parçasını olduğunu Çin'e haykırıyorsunuz. Bugün, 35 milyonluk Doğu Türkistan'ın kıyameti kopmuş ama cenazesini kaldıracak bir ümmet bekliyor” dedi.

AK Parti Nevşehir Milletvekili Yücel Menekşe ise konuşmasında, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın göreve geldiği günden beri çeşitli coğrafyalardaki mazlumlara sahip çıktığını, bir buçuk milyarlık İslam dünyasının suskun olduğunu dile getirdi.

Menekşe,  şöyle konuştu:

“2002 yılındanberi Cumhurbaşkanımız sadece iç politikalrla değşil, dünyada zulme uğramış ne kadar mazlum varsa hepsine sahip çıkmak için mücadele veriyor. Arika’dan Myanmar’a nerede bir ezan sesiniz susturmak isteyen varsa hepsinin karşısında durdu. Biz zulme karşı, Türk milleti olarak her platformda güvümüz yettiği kadar meydanalar ve dualarda bu kardeşlerimize sahip çıkalım. çÜNKü bugün biz kardeşlerimize sahip çımazssak yarın aynı zulmün bizim topraklarımza gelmeyeceğini düşünebilir miyiz. Tüm coğrafyalardaki Müslümanlar aynı duyarlılığı gösterebilse karşımıza çıkacak kimse olmaz. Biz bir buçuk milyar Müslüman olarak kucaklaşmayı bilmiyoruz. İnşaallah bunu temin ederiz.”

Nevşehir İHH Başkanı Baki Öncel de konuşmasında, dünyanın çeşitli noktalarında Müslümalara yönelik işkence ve katliamların sistemli bir şekilde yapıldığını, buna ise tüm insanlığın gözünü, kulağını kapattığını vurguladı.

Öncel, “Günümüz dünyası öyle bir hal aldı ki, Dünya’nın farklı coğrafyalarında Müslümanlar acı, zulüm ve işkence altında gözyaşı döküyor. Tek arzuları hak din olan, son peygamber Hz. Muhammed (SAV)’in tebliğ ettiği İslam dinini yaşamak olan Müslümanlar, sırf bu arzuları nedeniyle alçakça ve hunharca katlediliyor.Komşumuz Suriye’de, Filistin’de Arakan’da olduğu gibi çeşitli diyarlarda Müslüman kanı akıtılıyor.Gönlümüzün tam ortasındaki Doğu Türkistan’da da mazlum kardeşlerimiz, yıllardır dünyanın suskun bakışları arasında işkence ve zulme tabi tutuluyor” dedi.

Doğu Türkistan’da yaşanan sıkıntıları da sıralayan Öncel, komünist Çin işgalindeki bölgelerdeki mazlumların feryadının yeri göğü inlettiğini söyledi.

Öncel, “Doğu Türkistan’da neler oluyor biliyor muyuz? Geçmişte, Göktürklerin, Uygurların, Karahanlıların hüküm sürdüğü topraklarda, camiler mühürlü, tesettür yasak, oruç yasak, Kur’an-ı Kerim okumak ve evde bulundurmak yasak, çocuklara Müslüman adı vermek yasak. Bekâr 16-25 yaş arası Uygur kızları Çin'in iç bölgelerine zor sürgün ediliyor. Ailelerinden zorla alınıp fabrikalarda çalıştırılan Müslüman kızlar, putperest Çinli erkek işçilerle aynı barınaklarda kalmak zorunda bırakılıyor. Bu yaşanan zulümlerden belki de birçoğumuzun haberi bile olmadı. Peygamberimiz, “Zulme şahit olduğu halde susa dilsiz şeytandır” buyuruyor. Susmaycağız.” diye konuştu.