Nevşehir İl Emniyet Müdürü Mehmet Artunay, sanatçı kişiliği ve türkü tutkusuyla dikkati çekiyor.

Çocukluğundan beri sazını elinden bırakmayan Artunay, bağlama, cura, cümbüş, saz gibi telli enstrümanları mesaiden arta kalan vakitlerde fırsat buldukça eline alıp, ailesine ve çevresine birbirinden güzel ezgilerden oluşan dinletiler sunuyor.

Enstrümanlara ilgisinin ilkokul çağında başladığını söyleyen Artunay, Polis Akademisi Türk Halk Müziği Korosu'nda cura ile yer aldığını anlattı.

Artunay, şöyle konuştu:

"Çocukluğumun geçtiği Sivas'ın Zara ilçesinde neredeyse her evde enstrüman çalan insanlar vardı. Onlardan etkilenerek ilkokul yıllarında sazı elime aldım. Kendi çabamla öğrenmeye gayret ettim. Okul yıllarında etkinliklerde saz ve bağlama ile sahne alıyordum. Polis Akademisinde koro oluşturduk. 1982 yılından başlayarak üç yıl boyunca TRT'de Polis Akademisi Türk Halk Müziği Korosu olarak program yaptık. Akademiden sonraki yıllarda fırsat buldukça bağlama çalmaya devam ettim."

Farklı hobilerin kişinin sosyal hayatına olumlu yansımaları olduğunu aktaran Artunay, türkü ve sazla bütünleşen kimliğinin bilinmesi dolayısıyla farklı ortamlarda kendisinden talepte bulunduğunda memnuniyet duyarak enstrümanla dinleti sunduğunu anlattı.

Artunay, türkülerin, Anadolu coğrafyasının en önemli kültürel değerlerinden birisi olduğunu vurgulayarak, bir emniyet mensubu olarak bu değerin geleceğe taşınmasına katkı sunmaya gayret ettiğini dile getirdi.

Müziğin hem rahatlattığını hem de toplumla bütünleştirdiğini belirten Artunay, şöyle devam etti:

"Türk Halk Müziği yalnızca müzik değil, aslında bizim sözlü tarihimiz. Hizmet ettiğimiz toplumun duygularını türkülerde bulabilirsiniz. Baktığınızda müzik ve polis aslında birbirine uygun gibi görülmüyor ama aramızda çok sayıda sanatçı var. Çocukluğumdan beri yaklaşık 50 yıldır bu işle uğraştığım için Türk Halk Müziği ile bütünleştim. Hemen hemen birçok ortamda elimize saz uzatılıyor, biz de bildiğimiz türküleri seslendiriyoruz. Bir emniyet müdürü olarak türküleri yaşatmaya onu sevdirmeye çaba gösteriyorum. Bunu yaparken de ailem ve sosyal çevremden başladım. Dilim döndükçe türkünün önemi ve duygusunu anlatmaya çalışıyorum. Kişisel gelişimde bir enstrüman çalmanın veya hobi edinmenin faydaları var. En azından sosyal çevre açısından bir çıkış noktanız oluyor. Bunun sonucu da sizi özellikle mutlu ediyor. Ben, türküleri yaşatmaktan ve buna emek vermekten dolayı son derece mutluyum. Gençlerin türküyü daha çok sevmelerini umuyoruz."

"Konuklarımızı sazla ağırladık"

Seçgin Artunay da 36 yıllık evlilikleri boyunca hep saz ve türkülerle iç içe olduklarını, televizyona ihtiyaç duymadıkları evlerinde, misafirlerine de çeşitli enstrümanlarla dinleti sunduklarını anlattı.

Eşinin kendisine düğün hediyesinin bir saz olduğunu anlatan Artunay, "Ben Mehmet'i her şeyi ile çok sevdim. Mehmet'i sazla tanıdım. 36 yıllık evliliğimizde saz, evimizde hep oldu. Yıllarca bizim hiç televizyonumuz olmadı. Gelen misafirlerimizi hep sazla ağırladık, hem söyledik hem çaldık. Hem biz mutlu olduk hem de gelen konuklarımız mutlu oldu. Türkülerde kimi zaman etkilenip ağladık, misafirlerimiz hep bambaşka duygularla evden ayrıldılar." dedi.

Türkülerde kimi zaman eşine eşlik ettiğini belirten Seçgin Artunay, "sert polis" imajını eşinin gönüllere hitap eden polis imajına dönüştürdüğüne inandığını dile getirdi.