Demir konuya ilişkin açıklamasında; “96 yıl önce bugün, 1 Kasım 1922 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek halktan aldığı güçle “Saltanatın Kaldırılmasına” karar verdi. Saltanatın kaldırılması ile Osmanlı saltanatı sona ermiş, ulusal egemenliğin tam olarak sağlanması için önemli bir adım atılmış ve Cumhuriyet yönetimine geçiş süreci hızlanmıştır. Cumhuriyet’in ilanının ardından devrimler birbirini izlerken, Türkçe’nin daha kolay yazılıp okunması için alfabenin değiştirilmesi gerektiği düşüncesi doğdu. Bu şekilde okuma yazma oranının daha da artacağı düşünüldü. 1927 yılında kurulan bir komisyon tarafından Latin alfabesinden yararlanarak yeni Türk alfabesi hazırlandı. Harf devrimi bizzat Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından, "Bugün yapmak zorunda bulunduğumuz çok değerli bir iş daha vardır: Yeni Türk harflerini çabuk öğrenmek... Kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya, bütün yurttaşlara öğretiniz... Bunu yurtseverlik, ulusseverlik görevi biliniz. Bu görevi yaparken düşününüz ki bir ulusun, bir sosyal topluluğun yüzde onu ancak okuma yazma bilir, yüzde doksanı bilmezse, bundan insan olanların utanması gerek” sözleriyle halka duyuruldu. Atatürk, devrimi anlatabilmek için hemen yurt gezilerine başladı. Birçok yerde tahta başında yeni harfleri yazdı, yazdırdı; yeni yazıyı tanıttı, bu yazının ne denli kolay öğrenilebileceğini belirterek her konuda olduğu gibi bu işte de ulusuna öncü oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1 Kasım 1928'de, 1353 sayılı yasayla 29 harften oluşan yeni Türk harflerini kabul etti. Harf devrimine kadar, ülkede okuryazar oranı ancak yüzde 7’lerde idi. Bu yüzde 7 de İstanbul, İzmir gibi kentlerde toplanıyordu. Harf Devrimi, diğer bütün devrimlerin amacı olan toplumu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmayı sağlamakta atılan en önemli adımdır. Ancak bugün Harf ve Dil Devrimleri üzerinden Atatürk’e saldırılmakta, dilimiz üzerinde oyunlar oynanmakta ve dilimize yönelik saldırılar eğitim üzerinden yoğunlaştırılmaktadır. Bir yandan tüm okullarımız imam hatipleştirilirken, okullarımızda Arapça egemen dil durumuna getirilmeye çalışılmaktadır. Cumhuriyet değerlerinin, Atatürk ilke ve devrimlerinin savunucusu Eğitim-İş oynanan bütün oyunlara rağmen, Türkçemizi kuşaktan kuşağa aktararak sonsuza kadar yaşatacak, diline sahip çıkacak, zenginliğini ve canlılığını koruması için üzerine düşenleri her zaman yapacaktır” dedi.