Kuran’ın ilk emri “OKU” denildiği için dinimiz bizi devamlı okumaya yönlendiriyor. Bilinçli toplumlar okuyan toplumlardır. O halde devamlı okumak bütün ilimleri öğrenmek ve gelişmek lazımdır gibi söz söyleyenler olunca gülesim geliyor.

Buradaki OKU emrini alıp devamına bakmayıp bir genelleme yapıp okumanın faydasına ulaşmak ve oradan yol almaya çalışmak gerçekten anlamsız bir iştir.

İnsanların kitaplarda yazdıklarını ve tespitlerini öğrenmeyelim demiyorum ama bunu dinin ilk emri ile özdeşleştirmeyelim diyorum.

Dinin ilk emri “OKU” dur. Sonra sorulur ne okuyayım? hemen sonraki ayette cevabı gelir. “YARATAN RABBİN ADI İLE OKU” evet bu kitap bize yaratan rabbin adı ile okumayı öğretmektedir.

Mesela: ticaretimizi yaratan rabbin adı ile nasıl yapacağımızı helalin ne olduğunu haramın ne olduğunu faizin nasıl bir hastalık olduğunu bu kitap vasıtası ile ” OKU”

 Aile hayatının nasıl inşa edileceğimizi, ibadetlerimizi nasıl yapacağımızı, eşyayı nasıl tanımlayacağımızı, ahiretin ne olduğunu, cinleri, melekleri, insanın etrafında nelerin olduğunu dünyada nereye konumlandırıldığımızı “OKU”!

 Allah’ın gör dediği yerden hayatı görebilmek için yaratan rabbin adı ile KURAN’I OKU.

İlk emir olan Oku kelimesinden doğru bir anlayışa ulaşmayıp mesela: Faizi ve toplumu nasıl yok ettiğini kurandan öğrenmeyip din oku dediği için git para piyasası oku, ekonomi oku, borsa oku, ya da eşyayı anlama git coğrafya oku gibi konuyu minvalinden uzaklaştıran bir anlam seçilemez.

Kuran ayetleri inerken Mekke’de inen ayetler ile Medine’de inen ayetler farklı idi Medine’de inen ayetler genelde hüküm bildirirdi ama Mekke deki inen ayetler bu hükmü uygulayacak zihnin inşaası için inmiştir. o günkü Müslümanlara etrafı, dünyayı, arzı, semavatı, insanoğlu Allahsız düşünmeye başlayınca dünyada nasıl oldukları sorusuna kendilerince cevap arıyacaklar.  kendi kendilerin evrimleşdik gibi zanları ile bir bilgi kirliliği oluşturmasınlar diye insanın yaratılışından ve dünyaya gönderilmesinden başlanılmıştır. Ve insanın etrafındaki dağları ,nehirleri, semavatı, gördükleri ve görmedikleri varlıkları yaratılış gayelerini  hayatı ve hayatın anlamını  güzelce anlamak istiyorsan o halde bu kitabı OKU..

Eşyayı Allah’ın gör dediği yerden göremez isek, kendi gördüğümüzü eşyanın hakikati zannederiz. O halde İslam ilk önce zihinleri ıslah etmiştir. Hayatı ve anlamını doğru okuyamazsak diğer  hükümleri doğru idrak edemeyiz teslim olamayız Müslümanlardanım diyemeyiz.

Kitabımız bize Kainatın ve evrenin derinliklerini anlattı yedi kat semaları dünyada ve semada bizim görmediğimiz başka canlılar olduğunu, melekler olduğunu bizimle aynı sebepten dolayı yaratılmış birde cinler alemi olduğunu cinlerle aynı imtihana tutulduğumuzu anlattı

“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”

Zariyat Suresi 56. Ayet

OKU! Emrine uymasa idik bu bilgileri nasıl öğrenecektik?

Etrafımızdaki bütün canlıların Allah’ı tesbih ettiği hatta cansız zannettiğimiz şeylerinde bir ruhu olduğunu komple yaşayan bir dünyaya geldiğimizi OKU!

Görmedin mi ki, gerçekten, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu Allah'a secde etmektedirler. (Hac Suresi 18. Ayet)

Dağların bile bir ruhu var. Emanet (Kur’an )dağlara teklif edildi onlar emaneti almak istemediler ama insanoğlu aldı ( ruhlar toplatısında Allah yaratılmış bütün ruhlara emaneti teklif etti kabul eden insanoğlunun ruhu  Kuranı yaşamak için insan formatında diğerleri de tabiatlarına uygun formlarda insanoğluna şahit olmak için dünyaya gönderildi)

Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir. (Ahzap Suresi 72. Ayet)

Uhut dağı üzerinde Peygamberimiz (S.a.v.) Hz. Ebu Bekir, Ömer ve Osman yürürlerken birden deprem olur Uhut dağı sallanır.  Âlemlerin Efendisi ayağıyla yere vurup şöyle buyurdu:

“–Sâkin ol ey Uhud! Senin üzerinde bir peygamber, bir sıddîk ve iki şehîd vardır.” (Buhârî, Ashâbu’n-Nebî, 6;)

Bakınız peygamberimiz cansız zannettiğimiz bir dağa seslenmiş OKU!

Aktif bir Allah var kullarını dinleyen, taleplerine karşılık veren, onunla beraber yaşayacağımız bizi her daim duyan, terbiye eden, haberiniz olsun onun haricindekilerin hiçbir şeye gücü yetmez OKU!

Allah: “İki ilâh edinmeyin. O, ancak bir tek ilâhtır. Yalnız benden korkun (bana kulluk edin)!” buyurdu. Zuhruf 51. Ayet

Tabiatta ki eşyalar hayvanlar hepsi insanoğlu için indi bunu aktif olarak yaratan ve düzene sokan bir hesap ile dengeleyen bir Allah var. Bakıyoruz okuması gerekeni okumayan zanlarını bilgi zanneden insanlar okudukları matematik ilmi ile hayatı anlamdırmışlardır.Allahın ezeli ilmini yaratıkların sınırlı ilmi ile anlamaya çalışmışlardır.

 insanoğlu  meseleye Allahsız bakıp alemin bir rabbi olduğunu okumayınca kendini rab zannedip alemi nasıl ıslah ederim derdine düşüyor. ekolojik dengeyi korumak için develeri öldürüyor. İnsan nesli de fazla dünyanın dengesine bir şey olmasın insanları mı yok etsek diyorlar. az çocuk mu desek , eş cinselliği mi önersek kendilerince rablık taslıyorlar. Dünyayı kendileri korudukları için metoor geliyor aman dünyaya çarpacak o zaman biz kurtaralım diye Hollywood filimleri çekiyorlar  bu filmleri izleyenler Amerikalı bilim adamlarının dünyayı meteorlardan depremlerden virüsten vs birçok etkenden nasıl koruduklarını bilir bize hayat verdikleri için kendilerine minnet duymalıyız.  Kıymetli arkadaşlar onlar okumasa da biz kitabımızı okuduk  alemi Allah yaratmıştır kıyamete kadar ona bir şey olmayacaktır zira allah  vadinde durur. Kıyamet gelince de kimse onu engellemeyecek ve bu dünya son bulacaktır.

Etrafımızı bize öğretmiştir. Okuyalım :

“Yeryüzünde yarattığı rengârenk şeyleri de sizin istifadenize vermiştir. Bunda öğüt alan kimseler için elbette bir ibret (alacağı dersler) vardır.

 Kendisinden taze et (balık) yemeniz ve ondan (inci, mercan gibi) giyineceğiniz (takınacağınız) bir ziynet çıkarmanız için denizi istifadenize sunan da O’dur. Gemilerin de denizde (suları) yara yara akıp gittiğini görürsün. Bu da, (Allah’ın) lütfundan (nasip) arayasınız ve (O’na) şükredesiniz diyedir.

 Yeryüzü sizi sarsmasın diye (Allah) yeryüzünde sağlam/sabit dağları, yolunuzu bulasınız diye de ırmakları, yolları ve nice alametleri (yaratıp) bıraktı (ki bunlar) ve yıldızlarla (insanlar) doğru yolu bulurlar”.Nahl Suresi 13-14-15-16

Uzaylılar var mı? Vardır. Biz varız biz uzaydan geldik Adem aleyhisslam dünyanın dışından gelmiştir. Cennetten gelmiştir çocukları olarak dünyada doğduk diye dünyayı ne çok sahiplendik hatta haberimiz var mı? bazı hayvanlarda bize gökten indirilmiştir onlar bu gezegeni hayvanları değildir sadece insan oğluna bu dünyada bir yaşam oluştursun diye gönderilen şeylerdendir. OKU!

 (Allah), sizi bir kişiden (Adem'den) yarattı. Sonra Adem'in kendisinden eşini (Havva'yı) yarattı. (Deve, sığır, koyun ve keçiden erkekli ve dişili olmak üzere) sizin için (bu) davarlardan sekiz çift indirdi (gönderdi) Zümer 6. Ayet

Hayvanlar sadece biyolojik besin zincirinin bir parçası olmanın yanında akıl sahibidirler de Süleyman aleyhisselam ile hayvanların konuşmaları akıl ve mantık doludur biz dillerini bilmiyoruz ya da mantık sürgülerini anlayamıyoruz diye neden kendimizi akıllı onları akılsız yaptık bakın karınca ne diyor? OKU!

“Nitekim karıncalarla dolu bir vadiye geldiklerinde, karıncalardan biri: “Ey karıncalar!” diye bağırdı. “Hemen yuvalarınıza girin ki, Süleyman ve orduları farkında olmadan, sizi ezip geçmesin!” NEML 18. AYET

Bir mantık sürgüsü var mı bu cümlede ? evet var. peki bir akıl var mı? Var.

Velhasıl Kitabımız bize Allah inancının temelini, geçmiş kavimleri, cahiliyeden yüz çevirmek gerektiğini, ahirete imanın oluşturduğu temeli (ahiret inancı dinin asıl direğidir ahiret inancı olmazsa din olmaz.) yoksula yetime sahip çıkmayı vs hayatı ve anlamını okunarak öğrenmemizi istiyor. İşte o zaman insan etrafına dünyaya yaşam gayesine rabbi ile ilişkisine doğru bir yerden bakmaya başlar doğru bir akıl olunduktan sonra dinin hüküm boyutları, ibadetler zaten kendiliğinden gelir.

 O HALDE BU ANLAYIŞA BAŞLAMAK İÇİN oku! Yaratan rabbin adı ile oku!