TÜRKÇE ADI     : PEYNİR AKARI 

YÖRESEL ADI   : PEYNİR YİYEN KENE

LATİNCE ADI    : TYROPHAGUS CASEI - TYROLICHUS CASEI - TYROGLYPHUS CASEI

İNGİLİZCE ADI :  CHEESE MITE
 

Tyrophagus Casei


Depo Gıdalarını Enfeste Eden Akarlar ve Riskler

Bazı  gıda  maddeleri,  muhafaza  süresince  çok  sayıda  akar  türü ile  enfeste  olabilmektedir.  Bu akar türleri depo  akarları olarak tanımlanmaktadır. Çok sayıda akar  türü,  fındık,  tütün,  tohum,  un,  tahıl,  kurutulmuş  meyve  ve  sebzeler, hayvan  yemleri,  peynir, süt  tozu,  şeker, biber gibi  depo  gıdalarını  ve  diğer  organik  kalıntıları  içeren  yerleri  enfeste  ederler.  Hem tahıl akarı hem de peynir akarı yaklaşık  0,3‐0,66  mm  uzunluğunda  ve  yarısaydam inci  beyazı  rengindedir.  Özellikle  tane tohum  akarlarının  yoğun enfestasyonu  akar  yığınlarını  içeren kahverengimsi bir “akar  tozu”na  neden olurken;  bu toz baş ve işaret parmakları arasında  ezildikten  sonra  el  koklandığında  nane  aromalı  bir  koku  meydana   gelir.  Açılan rafların yüzeyinde, un poşetlerinin  altında,  peynir  veya  diğer  gıdaların  üzerinde  kahverengimsi  tabaka  veya kümelenmiş halde akar tozları görülebilir. Böyle kümelenmiş haldeki tozlar, derilerini  ve dışkılarını bırakan canlı veya ölü akarları içerir. Bu akarlar, çoğunlukla  nemli, ıslak  yerleri  tercih  ederler.  Bazen,  enfeste materyallerin,  gıda  maddelerinin  yüzeyleri  çok  sayıda  akar  bulunması  nedeniyle  hareket  ediyormuş  gibi  gözlenir.  Ortam  neminin  yüksek  olması  akar  gelişimini  teşvik  etmekte  olup  özellikle  hububat  akarları  mantar  gelişimi  ile  birlikte  görülmektedir.

Hijyenik olmayan çevre koşulları, uygun olmayan depolama  yöntemleri  gıda  kontaminasyonuna  ve  akar  gelişimine  zemin  hazırlar.  Asya  ve  uzak  doğu  ülkelerinde  genellikle  kontamine  gıdaların,  hijyenik  olmayan  koşullarda  üretilen  ya da tüketilen  yiyeceklerin neden  olduğu alerjik hastalıklar  bildirilmektedir.  Buna  karşılık  birçok  Avrupa  ve Orta  doğu  ülkelerinde  gıda  tüketim  alışkanlıklarına  göre  çeşitlenen,  peynir  ve  hububat  akarlarının  neden  olduğu  vakalar  bildirilmektedir. Depo  gıdalarını  kontamine eden akarlar, dermatit gibi deri  hastalıklarına ve alerjik astım gibi solunum sistemi hastalıklarına  da neden olur.  Akarla enfeste  olan gıdalarla uzun  süre  temas edilmesi, enfeste gıda maddelerinin elle işlenmesi sonucunda  fırıncı veya bakkal kaşıntısı olarak adlandırılan dermatit (irritabl kaşıntı) gelişimine neden olabilir.  

Akarların  neden  olduğu  solunum  sistemi  rahatsızlıklarında gözlenen  belirtiler,  akarların ve ölü akar  parçacıklarının ya da salgıladıkları  maddelerin direkt  inhalasyonu  ile  oluşmaktadır.  Aynı  zamanda,  içinde  akar  bulunan  enfeste  gıdalar  sindirim yoluyla alındığında,  mide  rahatsızlıkları ortaya çıkabilir.  

Depo  gıdalarını  sıklıkla  enfeste  eden  ve  dünyada  yaygın  olarak  görülen  akar  türleri  Acarus siro Linnaeus (un,  tohum, hububat akarı), Tyrophagus putrescentiae (küf akarı),  Tyrolichus casei Oudemans  (peynir  akarı)’dır. Acaridae ailesinin bir parçası olan gıda akarlarına kurutulmuş ve öğütülmüş  gıda maddelerinde sıklıkla rastlanmaktadır.   

Erzurum’da yapılan bir çalışmada il merkezinde depolanan  çeşitli  ürünlerde  akar  varlığı  incelenmiştir.  1995‐1997  yılları  arasında  19  ay  süre  ile  209  gıda  örneğinden  685  akar  izole  edilmiştir. Bulunan  akar  türleri  Proctolaelaps pomorum, Cheyletus malaccensis, C. eruditus,  Acarus siro,  Tyrophagus putrescentiae,  Lepidoglyphus destructor, L. michaeli  ve Quadroppia quadricarinata  olup,  bunlardan P. pomorum, L. michaeli, Q. quadricarinata  Türkiye akar faunasına  katılan  yeni  türler olarak bildirilmiştir.  Bu  çalışmada  mercimek,  arpa,  buğday,  un,  kepek,  mısır,  fasulye,  gendime  (yarma),  pirinç  ve  fiğ  en  çok  kontamine  olan ürünler arasında  gösterilmiştir.  Bu çalışmada da peynir incelenmemiştir. Uzun süre  saklanan  gıdalarda  bulunabilen  B. freemani  duyarlı bireylerde sistemik aşırı duyarlılık  etkeni  bir  depo  akarıdır. Bir  küf  akarı  olan  Tyrophagus putrescentiae  özellikle peynir gibi  yağ  ve protein  açısından  zengin  olan  depolanmış  gıda  maddelerini  enfeste eder. Nem ve sıcaklık yaşam  siklusunu etkileyen en  önemli faktörlerdir. Hububat  depolarındaki  akarlar,  mesleksel  alerji  etkeni  olarak  bildirilmektedir. Hububat  işçilerinde  akar  enfestasyonuna bağlı meslek  hastalıkları işe bağlı alerjiler görülmektedir. Akarlar, özellikle kırsal alanda  çalışan  bireylerde  alerjik  rinit,  astım  ve  konjonktivit  gibi  sağlık  sorunlarına  yol açar. 

Depo akarları, atopik  dermatitli  köpeklerde  de  en önemli alerjen kaynağıdır. Tyrophagus  Acarus, ve Lepidoglyphus  türlerine karşı duyarlılık yüksek  olup,  depo akarları için  kedi  ve  köpek  kuru mamaları  potansiyel bir enfestasyon kaynağıdır.  

Peynir Akarları Ve Riskler  

Mikroskobun  kullanılmaya  başladığı  dönemlerde  (1820)  peynir  akarları  mikroskoplarının  test  edilmesi  amacı  ile  değerlendirilmiştir. 1903 yılında dünyanın ilk bilimsel  ve doğal belgeseli olduğu kabul edilen ve İngiltere’de halkı  bilinçlendirmek için yapılan bir dakikalık  film  gösterisinin  temasını  bir  parça  peynirde  yüzen akarlar  oluşturmuştur.  Bu  ilk  belgesel  doküman  günümüzde  İngiltere’de  Londra  Bilim Müzesi’nde sergilenmektedir.  Peynirlerde bulunan akarların sistematiği ile ilgili kesin ve  tam  bir  bilgi  bulunmamakla  birlikte,  bu  akarlar  “Acarina”  takımında  “Tyroglyphidae”    familyasında  yer  almaktadır.  En sık bildirilen  peynir akarlarından Acarus siro “Acarina”  takımının  “Tyroglyphidae”  familyasında  “Acarus”  cinsinde  yer  almaktadır.  Literatürde  aynı  akar  türleri  için  farklı  isimlendirmeler  de  kullanılmaktadır. “Tyroglyphus farinae” modern  literatürde  “Acarus siro”  olarak  kabul  edilmektedir. Bazı araştırmacıların  peynir  kurdu  olarak  tanımladığı  “Tyroglyphus siro”  günümüzde  “Tyrophagus casei Oudemans” olarak  bilinmektedir.  “Acarus siro”  bazı  çalışmalarda uyuz etkenleri arasında da incelenmiştir.     Peynir akarlarının erişkin  formları  0,5mm  uzunluğunda  8  bacaklı (tüysüz) ve beyaz gövdelidir. Dayanıklı, kalın, hafif  buruşuk bacak yapısına sahip akarların ağız kısmı tabaka lıdır. Dişi akarların erkek akarlara göre büyük yapılı olması  dışında  başka  bir  farklılıkları  yoktur.  Yaşam  evresi  15  ile  18  gün  arasında  olup,  ideal  yaşama  sıcaklığı  22,7°C’dir.  Oda  sıcaklığında  yumurtadan  erişkin  forma  geçiş  dönemi  10 gündür. Bir dişi 20 ile 30 günlük yaşamı boyunca günde  800  adet  yumurta  bırakır.  Larva  formunun  ilk  dönemlerinde  6  bacaklıdır. Ancak,  nimf  formuna geçerken  tüy  değiştirerek, erişkinler gibi 8 bacaklı olurlar. Erişkinler 60  ile  70  gün yaşar. Gıdalarda bozulmaya, deri ve sindirim sisteminde  irritasyona  neden  olur.  Olgun  peynirleri,  olgunlaşmamış  peynirlere  tercih  ederler.  Kişi,  binlerce  akar  içeren  bu  peynirleri  yediğinde,  ilk  olarak  gastrointestinal  sistem  şikayetleri yaşar. Sıcak ve nemli ortamları sever. Bu nedenle  buzdolabında,  soğutucu  sistemlerde yaşayamazlar.  Peynir  akarları,  tohum  ve  küf  akarlarından  daha  büyük  yapıda  olup, genellikle  dermatite  neden  olurlar. Bütün  bu  zararlı, hastalık yapıcı özelliklerinin  yanı sıra akarlar, dünyaca  ünlü  pek  çok  peynire  (Milbenkäse,  Fromage,  Altenburger, Cabrales, Mimolette, vb.)  has tadı ve kokuyu  kazandırmak amacıyla da kullanılmaktadır.  

Tyroglyphus casei, Tyrolichus casei, Tyrophagus casei gibi bazı akar türleri,  çeşitli yöresel  peynirlere has tat ve  kokuyu  kazanmasında  önemli  bir  rol  oynar.  Dolayısıyla  sözkonusu  peynirlerin  akarlarla  enfestasyonuna  bilinçli  olarak  izin  verilir.  Almanya’da  üretilen  Milbenkäse  (Milben=Mite=Akar, Käse=Peynir, Milbenkäse=Akarlı peynir) adı verilen peynir tipik örneklerden birisidir.  Bundan  başka  Mimolette,  Altenburger,  Cabrales  gibi  çok  sayıda  peynir  çeşidinde  akarların  faaliyetine izin  verilmektedir. Akarlardan istenen  performansı  almak için  olgunlaştırma koşullarının kontrollü olması gerekmektedir.  Akarlar,  bu peynirlerin  yüzeyinde küçük tüneller açarak  oyuklar  bırakır. Peynirin  iç  ve  dış  yüzeyindeki  metabolik  aktiviteleri,  peynirin  kendine  has  koku  ve  lezzeti  kazanmasını  sağlar.  Akarlar  peynir  üzerinde  kahverengi  toz  tabakası  şeklinde  (ölü  ve  canlı  akarlardan oluşan) görülebilirler. Acarus farris  (Oudemans),  A. siro L.,  Lepidoglyphus destructor (Schrank) ve Tyrophagus longior (Gervais) ise   hububat  ve  peynir  depolarında  sık  rastlanılan  diğer akarlardır.  Acarus siro, Blomia kulagini,  Euroglyphus maynei  ve  Tyrophagus putrescentiae  gibi  akar  türlerine  bazı peynirlerin ve “Chorizo” adı  verilen yöresel bir İspanyol salamının dış yüzeyinde ve  tahıllarda rastlanmıştır. Bu akar  türleri gıdaların saklandığı  depolarda uygun sıcaklık ve  nemli ortamlarda yaşayabilirler.  

Gıda Maddelerini Akar Enfestasyonundan Koruma Ve Kontrol Yöntemleri 

Nem ve sıcaklık gibi ortam koşulları, gelişimleri için uygun  olduğu  sürece  akarların  kontrol  altında  tutulması  güç  olmaktadır.  Gıda  maddeleri  sadece  kuru  ve  temiz  yerlerde  tutulmalı,  rutubetli  ve  havasız  ortamlarda  saklanmamalıdır.  Nem  oranının  düşürülmesi,  havalandırmanın  iyileştirilmesi  ve  sıcaklığın  düşürülmesi,  akar  gelişimini  engelleyen  faktörler  olduğu  için  ürün  depolarında  bu  hususlara  dikkat  edilmelidir.  Kontaminasyonların  önlenmesi  için  ürün depolarında akarların barınmasına  olanak  veren  koşulların da ortadan kaldırılması yararlı olacaktır. Özellikle,  riskli ürünlerin saklandığı  depolarda ortam nemi %60’tan  fazla  olmamalıdır. Depolanacak tahıllarda ise nem oranının  %13’den  fazla  olmamasına  dikkat  edilmelidir.  Akarla  kontamine olmuş gıda maddelerinin yaşam alanlarına (ev,  işyeri,  okul,  vb.)  taşınmaması  gereklidir.  Kedi  ve  köpek  beslenmesinde  kullanılan  kuru mama  gibi  ürünler,  paketlenmiş  olarak  satın  alınmalı,  kuruserin  bir  yerde,  kapalı  olarak muhafaza edilmelidir.   

Küf  akarı  olarak  da  bilinen  Tyrophagus putrescentiae (Schrank), çoğunlukla  depolanmış  gıda maddelerini enfeste  etmektedir.  Gelişimini  ve  yayılmasını  sınırlandıran  en  önemli  faktörler, ortamın sıcaklığında  ve nem düzeylerinde meydana gelen  ani değişimlerdir.  Bu nedenle, riskli  coğrafik  konuma  sahip  bölgelerde  ürünlerin  depolama  ve  saklama  koşulları  göz  önüne  alınarak,  yapılacak  ani  ısı  değişiklikleri, akarın üremesi ve yayılmasına da önleyecektir.  Depolarda  akar  gelişimini  önlemek  için  kullanılan  fenilpiperazin gibi piperazin türevleri etkili olabilmektedir.  Özellikle  bornyl  acetate,  ceudesmol,  geraniol  Dermatophagoides spp.  ve  Tyrophagus putrescentiae (Schrank) türüne karşı etkilidir. Gıda depolarında  akar  gelişimini önlemek için 6 ve 9 karbonlu aldehitler de  önerilmektedir. Çin  ardıçı  (Juniperus chinensis)  yapraklarından elde edilen esansiyel yağların toz akarlarına ve  gıda akarlarına  karşı etkili  olduğu  bildirilmiştir. Genelde  küf  gelişimi  akar  gelişimini  de  desteklemektedir.  Peynirlerin  ambalajlanarak  saklanması,  hem  küf  hem  de  akar gelişimini  engellemek  açısından önemlidir.