Yaşayacağınız çağın önceliklerini belirleyip, onu yüksek vazgeçilmez ideale dönüştürmeyen toplumlar yaşamlarında, reform değil revizyon ya da mevcut durumda iyileşme yapabilirler.

Revizyon, mevcut durumu iyileştirme, imkanları genişletmeye, artırmaya yönelik eylemlerdir. Örneğin ilköğretimden sonraki Lise için gereken A sınavını kaldırıp yerine daha kapsamlı veya içeriği farklı B sınavı getirmek.

Oysa eğitim konusunda Milli Eğitim uzun yıllar köklü reform beklemekte.

Şöyle ki, devlet okullarında her şeyden önce öğrenciler sınıfta art arda oturarak birbirinin ensesine bakmak durumunda kalıyor. Oysa, oval, kare konsepte karşılıklı iletişim kuracak şekilde oturulmalı, öğrenci diğer arkadaşlarıyla göz teması kuracak şekilde olmalı” etkileşim, sosyal, psikolojik ve karakter geçişi” sağlansın. İlköğrenim de ardından lisede kazanılması gereken yabancı lisan öğrenimi üniversitede de kazanılmamakta.

Durum böyleyken, nüfusumuzun %60’a yakının da çevre temizlik bilinci kazandırılmış değil.

Keza, dini eğitimde de aynı; insanımız iman ettiği Din tarafında da, Cumhuriyet medeni tanım da neyi istiyor emrediyorsa onun tersini, yasak, haram olanı yapmakta ısrar ediyor. Avrupa’da bu hususta sosyal alanda yasak olanı yapan, çevre faktörüne dikkat etmeyen topluluk yine düşünsel Evrim’e uğramamış Ortadoğu insanı. Sağlıkta reform, hastanın iyileştirilme standartları ve hekim kalitesi, cihaz ve mekanik donanım ve her köşe başına hastane yaparak değil; tabi ki bunlar da küçümsenecek yatırımlar değil ancak tek taraflı çözüm de değil. Bugün SGK’nın cari açığı kabul edilemeyecek boyutlara ulaşmış durumda.

Sağlığın daha kalıcı ve istikrarlı reformu; trafik kazalarını önleyici tedbirler, iş kazaları, iş güvenliği ve sağlıklı yaşam koşulları. İnsanlar hastalanmadan uzun süre yaşaya bilmeleri tedaviye çok az ihtiyaç duyacak sosyal yaşam koşulları.. Milli gelir eşitsizliğinden kaynaklanan kısıtlı beslenme, stresli yaşam koşullarından kaynaklı problemlerin geri dönüşümü olumsuz sağlık koşulları, sağlık giderleri ve ilaç tedavi ithalatı olarak bütçenize gerisin geri yansımaktadır.

yurttaştan kısıtladığımız asgari ödenek, diğer cebinizden nereye ilaç ithalatına, tedavi masrafları ve eğitim aksaklığı gibi olumsuz koşullar olarak geri dönüşüm sağlamakta..

KONFOR, VAZGEÇİLMEZ Mİ

Gördünüz mü? Azerbaycan devlet bankasının yöneticisinin kişisel yatırımlarını milyarlarca dolarlık savurganlık. Bu para Azerbaycan halkının parası diğer yandan Şeker İş Sendikasının makam aracı bir milyon değerinde“ sen bir garip çingenesin neylersin, gümüş zurnayı” be adam, bu şeker de çalışan işçilerin çocuklarının ailesinin nafakası. Milli gelir eşitsizliğinden kaynaklanan kısıtlı beslenme, stresli yaşam koşullarından kaynaklı problemlerin geri dönüşümü olumsuz sağlık koşulları, sağlık giderleri ve ilaç tedavi ithalatı, yurttaştan kısıtlanan ödenek diğer cebinizden ithalata, şiddet giderlerine harcanmakta.

Geçmişin hatalarını gidermek üzerine savlar, eleştiriler yapmak yerine geleceği hayal etmek, inşa etmek, ideal edinmek daha güzel, yararlı olur demek durumundayız.

Başarmak için inanmak için, adanmak durumundayız ruhsal varlıklarımızın kalıcılığını sağlamak için fiziki konfordan da fedakarlık yapmak gerekir.

ÇAĞIMIZIN İNSAN PROFİLİ

Günümüzde, aristokrasi yok bunun yerini, sanayi devrimi ile entelektüel birikim almıştı. Şimdilerde entelektüel birikim tek başına yararlılık sağlamıyor. Bilgi, iletişim ve teknoloji artık, günümüz insanında kıtalar arası iletişimi zorunlu kılıyor, bu yüzdendir ki; Geleceğin insan profili coğrafyalar, medeniyetler ve inançlar arası sosyal iletişim kurabilen diplomatik bir yeteneği gerekli kılmaktadır. Yani, karşı kültür, coğrafya insanıyla içten samimi iletişim kuracak ve birçok ortak paydada, birlikte politika belirleyip ortak iş birliği ile başarıyı paylaşacaksınız.

Şunu da yazmadan geçemeyeceğim, siyasi partiler ve liderlerin partideki konumları da artık revizyon mu yoksa reform mu gerektirir ona da siz karar verin. Önümüzde demokratik kongrelere ve seçim yenilgilerine direnen bir Parti Lideri algısı var ve bu durumu ülkenin geleceği ve demokrasimizin gelişmesi adına fevrileştirmeden aşmalıyız.