Sarıaslan, CHP İl Başkanlığında basın toplantısı düzenleyerek, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “CHP İl Başkanlarının şehit cenazelerinde protokole alınmaması talimatı verdim” açıklamasına tepki gösterdi.

Sarıaslan, “Biz seçimden yeni çıkmışken, ortamın yumuşamasını beklerken, İçişleri Bakanı, İçişleri Bakanına yakışmayacak bir açıklama yaptı. En tehlikelisi de “Biz, o leşleri çok sık kaldırıyoruz. Onlara 1 kişilik kontenjan ayıracağız, sandıkta beraberlerdi, cenazede de beraber olacaklar” açıklaması. Yani tam bir sokak kabadayısı tarzında bir açıklama. Bunu şiddetle kınıyorum. Daha fazlasını söylemek istemiyorum. Nedeni de mazbatayı alıp yemin ettikten sonra ancak dokunulmazlık başlıyor. O nedenden dolayı da kısa kesiyorum.” dedi.

Sarıaslan, CHP’nin ortak açıklamasında, şu görüşlerin yer aldığını bildirdi:

‘’İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, (Valilere, CHP il başkanlarını bundan sonra şehit cenazelerinde protokole almayın, talimatı verdim) sözleriyle toplumsal çatışma ve kaos çağrısı yapmıştır. Bu sorumsuz ve hadsiz tutum açıkça ateşle oynamaktır. Şehitlerimiz arasında ayrım yapan anlayış, şimdi de şehit cenazeleri üzerinden milleti bölmek peşindedir. Şehitlerimiz, siyasi partilerin değil, milletimizin evlatlarıdır. AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, bu açıklamanın neresindedir? Eğer bu açıklamayı reddedip derhal İçişleri Bakanı hakkında gereğini yapmazlarsa, bilinmelidir ki bu münferit birinin densiz bir açıklaması olmaktan çıkar, derin mahfillerde hazırlanmış soysuz bir kaos planı olduğunu gösterir. Daha yeni tamamlanan seçimlerin toplumda gerilimleri yok edip sükunet ve huzuru tesis etmesi beklenirken, toplumu terörize eden bu açıklama eğer densiz bir çıkış değilse, o zaman yeni dönemin çatışma ve kaos üzerinden kurgulandığının delilidir. Terörün kökünün kazınması ve bir daha şehitlerimizin gelmemesi en büyük arzumuzdur. Ancak şehit cenazeleri olması durumunda bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da bütün yöneticilerimiz, milletvekillerimiz, il başkanlarımız ve örgütlerimiz tam kadro halinde orada şehitlerimizin huzurunda olacaklardır. Hiç kimsenin bunu engellemeye gücü yetmeyecektir. Ortaya çıkabilecek olayların tek sorumlusu Süleyman Soylu ve ona imkan veren iktidardır.”

Sarıaslan, ortak açıklamadan sonra ise “Biz 12 Eylül dönemini yaşamış bir kuşağız. 12 Eylül öncesinde bir iç çatışma ortamında Türkiye’nin hem ekonomik hem de siyasi olarak neler çektiğini bilen bir insanım. Hem CHP olarak hem de Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslan olarak biz kucaklaşmak için milletvekili olduk. Seçimlerden sonra kucaklaşacağımız sözünü verdik. Biz siyasi partileri kendimize düşman olarak görmüyoruz. Ama bir çatışma ortamına girildiğinde, her zaman bir kaybeden olur. Bu tek taraflı kaybedilmez, iki taraflı kaybedilir. Sonuç itibariyle ülkemiz kaybeder, devletimiz kaybeder, milletimiz kaybeder. Acilen ve ivedilikle bu çatışma dilinden ve ortamından uzaklaşmamız gerekir. Özellikle Süleyman Soylu’ya hatırlatmak isterim, şehitlere kelle diyen bir anlayışın, şehitler üzerinden politika yapması, abesle iştigaldir.” şeklinde konuştu.