Sayın Dr. Salih Bin Al-Aziz Muhammed Al-Şeyh´in davetlisi olarak 3-6 Şubat 2018 tarihleri arası Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş´ın başkanlığında 16 kişilik bir heyetle Sudi Arabistan´ın başkenti Riyad´a gittik. Riyad Mekke´ye 867, Medine´ye 840 km uzaklıkta. Yemendeki olaylardan dolayı son iki yılda aldığı iki milyon göçle beraber şehrin nüfusu sekiz milyona çıkmış.

Türkiye saati ile 15´te Esenboğa Havaalanı´ndan kalkan uçağımız saat 18´de uluslararası Riyad hava alanına indi.

Havaalanında İrşad, Davet ve İslam İşleri Bakanı Sayın Dr. Salih Bin Al-Aziz Muhammed Al-Şeyh uçağın inişinde karşıladı. Son derece sıcak bir atmosferde geçen karşılama, havaalanındaki Kraliyet karşılama salonunda devam etti. İçilen çayın ardından kalacağımız otele geçtik.

Ertesi gün resmi görüşmelerin yapılacağı Bakanlığa gittik. Heyet bir müddet görüştükten sonra resmi görüşmelerin yapılacağı salona geçildi. Açılış ve ilk konuşmayı ev sahibi bakan yaptı. Kardeşim Dr. Ali Erbaş diye başladığı konuşmasına ağırlıklı olarak yurt dışı başta olmak üzere yaptığımız/yapacağımız çalışmalarda müşterek hareket etmekten bahsetti. Gerek heyetimiz gerek ülkemiz ve gerekse yöneticilerimiz adına çok hoş şeyler söyledi. Gelişinizden duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Akabinde Diyanet İşleri Başkanımız Ali Erbaş söz aldı. Oda hem ülkemizin hem de Suudi Arabistan´ın yöneticileri hakkındaki pozitif beyanlarda bulundu.

Erbaş, Suudi Arabistan´la Türkiye arasındaki kadim dostluğa temas ederek, müşterek yapacağımız/yapabileceğimiz işlerden bahsetti.

Bu ziyarete Başkanlığımızın üst düzey yöneticileriyle, hatta dört ay gibi kısa bir süre içinde dördüncü kez gelişimiz Sudi Arabistan´a verdiğimiz değerin ifadesidir dedikten sonra, dil öğrenimi üzerinde durdu. Bu konuda müşterek ilim dilimiz olan Arapçayı öğrenmeli ve öğretmeliyiz.

Türkçe öğrenmek isteyen Sudi Arabistanlı akademisyen ve talebelere Diyanet ve ülke olarak her türlü kolaylığı sağlayabileceğimizden bahsetti. Ayrıca Sudi Arabistan dan araştırma yapmak isteyen akademisyenlere İSAM ve Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü olarak gerekli kolaylığı sağlayabileceğimizden bahsetti.

YÖK´ün “MEVLANA” programına atıfta bulunarak, böyle bir anlaşma yapılmasını önerdi. 

Geçmişte Türkiye´den gelen müftülerimizin dört aylık kurs gördüklerini, gene aynı uygulamayı devam ettirebileceğimizi dile getirdi.

Mülteciler konusunda birlikte çalışmanın iyi olacağından bahsetti.

Konuşmanın sonunda ev sahibi bakan, Türkiye ile müşterek iş yapacak olmalarından dolayı duyduğu memnuniyeti ifade etti.

En kısa zamanda görüşmelerimizin yürürlüğe girmesi için müşterek komisyonların oluşturulması ve hemen işe başlanması konusunda irade beyanında bulunuldu. Akabinde bakanlıktan ayrıldık.

Daha sonra Suudi Arabistan müftüsünü ziyarete geçtik. Gözleri görmeyen ve yaşlı olan ama Suudi Arabistan için son derece önemli olan bu zât, Türkiye´nin vizyonundan, Türkiye´nin yaptıklarından ve Türkiye´nin saygınlığından bahsetti. O da Türkiye ile Suudi Arabistan´ın dini konular başta olmak üzere müşterek hareket etmesi gerektiğine vurgu yaptı.  

Diyanet İşleri Başkanımız ise daha ziyade bir ve beraber hareket etmenin yanı sıra, yurt içinde ve yurt dışındaki müşterek çalışmamızın gerekliliği üzerinde durdu. Özellikle Evrensel İslam´ın değerlerini esas alarak çalışılması gerektiğini, mezhebi farklılıkların dillendirilmemesi gerektiğinden bahsetti. Çok güzel ve sıcak bir ortamda geçen görüşmenin arkasından muhtelif hediyelerin verilmesinin oradan ayrıldık.

Ertesi gün İrşad ve Davet Bakanlığında bakanlık üst düzey yöneticilerine Bakan yardımcısının da katılımıyla Diyanet İşleri Başkanımız konferans verdi. Konferansta önce Arapça olarak eğitim felsefesi üzerinde durdu. Daha sonra Türkçe olarak Diyanet İşleri başkanlığımızın gerek Türkiye´de gerekse dünyanın muhtelif yerlerinde ne tür çalışmalar yaptığını, hangi esaslara göre çalıştığını, bu çalışmaları yaparken nelere dikkat ettiğimiz konusunda detaylı diyeceğimiz bir açıklamada bulundu. Güzel ve hoş temennilerin ardından oradan ayrıldık.

Bilahare Riyad Uluslararası Türk Okulunu ziyarete gittik. 86 hocanın 6 idarecinin ve 1200 civarında talebenin eğitim gördüğü Türk Okulunda, ilkokuldan liseye, değişik kademede çocuğumuz eğitim görmektedir.

Cıvıl cıvıl çocukların içerisinde eski öğretmenliğimi hatırladım.  Okulda çok hoş ve muhabbet dolu bir karşılama oldu. Başkanımız orada yavrularımıza güzel bir konuşma yaptı. Candan içten konuşmasından maada okunan istiklal marşının akabinde Başkanımızın, “İstiklal Marşı´nın tamamını okuyabilecek var mı?” diye sorduğunda kaldırılan parmaktan küçük bir kız çocuğunu çağırarak, marşın tamamını okuttu. Okuması esnasında takıldığı bir iki yerde de Başkanımızın düzeltmede bulunması bir hayli dikkat çekti. Ardından güzel yetişmeleri, özellikle Arapçayı iyi öğrenmeleri konusundaki yaptığı nasihatleri de gayet güzeldi.  

Konferansın sonunda idarecilerin hazırladığı çayımızı içip fotoğraf çektirerek oradan ayrıldık. Bakanlığın adımıza verdi Burç Faysal Oteli´n en üst katında öğle yemeği yedik. Bahsi geçen otelden Riyad´ı temaşa ettik. Manzara muhteşemdi.

Daha sonra akşam elçilikte Büyükelçimizin adımıza verdiği akşam yemeğine katıldık. Elçilikte Yemen Büyükelçimizde vardı. Tayin olalı iki yıl olmasına rağmen henüz Yemen´e hiç gitmemiş. Elçilik görevini buradan idare ediyor. Maalesef belki de ağzımızın tadını kaçıran açıklamayı Yemen Büyükelçimiz yaptı. 

Yemen´de yaşanan halin son derece sıkıntılı olduğunu, kısa zamanda halledilmesinin de çok mümkün olmadığını söyledi.  Sudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinin girişimiyle görevden uzaklaştırılan Ali Bin Salih´in ardından doğan boşluğun kısa zamanda düzeltilemeyeceğini söyledi. 

Maalesef İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri´nin buradaki iktidar kavgası oradaki yaşantıyı çekilmez kılmaktadır. Yemen halkının perma perişan bir hal içerisinde bulunduğunu ifade etti.

Son derece yaralı geçen görüşme ve ziyaretlerin ardından, Riyad´dan ayrıldık.  İnşallah ülkelerimiz adına hayırlı sonuçlar doğurur.

Ahmet BELADA