Hocalı Katliamının 27. yıldönümü dolayısıyla Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Türk Dünyası ve Kültür Topluluğu ile Nevşehir Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı işbirliğinde anma programı düzenlendi. NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen programa; NEVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erdoğan Çiçek, Türk Eğitim Sen Nevşehir Şube Başkanı Tayfur Urgenç, Ülkü Ocakları Nevşehir İl Başkanı Ali Türker, üniversitenin akademik ve idari personeli, öğrenciler ile davetliler katıldı.

Türker: O Hançer Türk Dünyasına ve Türklüğe Vurulmuş Bir Hançerdi

Saygı duruşu ve akabinde Azerbaycan Milli Marşı ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programın açılış konuşmasını Ülkü Ocakları Nevşehir İl Başkanı Ali Türker yaptı. Türker, “Hocalı Katliamı insanlığın öldüğü, ölümün öldüğü bir gündür. Eğer Hocalı Katliamının olduğu gün Cenab-ı Allah kıyameti koparsaydı, inanın bu salonda bulunan ne bizlerin ne de dünya üzerindeki hiçbir insanın söyleyecek sözü yoktu. Hocalı’da katliamdan çok daha büyük katliamlar, zulümler, ferasetsiz davranışlar ve  gerçekten çok büyük adaletsizler meydana geldi. Hamile bir annenin karnı yarılarak, evladının ‘kız mı –erkek mi?’ diye bahis oynanan bir yerdi Hocalı. Gerçekten insanlık ölmüştü Hocalı’da ve o annenin karnına vurulan hançer sadece o annenin değil Türk dünyasının, bizlerin, Türk milletinin ve Türkün bağrına vurulmuş bir hançerdir” diye konuştu.

Urgenç: Yüce Türk Meclisini Hocalı Katliamını Soykırım Olarak Kabul Etmeye Davet Ediyorum

Programa konuşmacı olarak katılan ve o gün yaşanan insanlık dışı vahşeti anlatan Türk Eğitim Sen Nevşehir Şube Başkanı Tayfur Urgenç, bundan 27. Yıl önce yaşanan bu katliamın soykırım olarak kabul edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Urgenç,  “25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece korku filmlerini aratmayan insanlık dışı bir dram yaşandı. Bundan 27 yıl önce yeni soykırım, modern katliamın adı Hocalı oldu. Orada Hitleri aratmadılar, sözde “uygar” batının gözleri önünde Hocalı Türklerinin kaderi kanla yazıldı. 26 Şubat 1992 ayaz kışın ortasında televizyonlar vahşeti görüntülü verdi ve Dağlık Karabağ’da Hocalı kenti 413 gün Ermeni kuşatması altında kaldı. Burada gardaşlarımız, bacılarımız, kızlarımız vahşice katledildi. Vahşetin pençesinden kurtulmaya çalışan Türkler dağlara ve ormanlara sığındı. Türkler için tek çare Ağdam’dı. Ermeni vahşetinden çocuklarını kurtarmak isterken 10 km yaya olarak gece karanlığında Ağdam’a ulaştıklarında burada da Ermenilerin kurduğu pusuyla karşılaşarak kadın, çoluk çocuk demeden katledildiler. Ermeni bıçaklarından, kurşunlarından kurtulanlar ise Ağdam’a geldiklerinde çoğunun ayakları donmuştu.

O gün insanın insana yapamayacağı vahşeti yaşattılar Hocalı’ya. Ermeniler soykırım planlarını sinsice uygulamaya koyarak yüzlerce Türk’ün canlı canlı kafa derilerini yüzerek, gözlerini oydular, tırnaklarını söktüler. Hamile kadınlarımızın karınlarını deşerek daha dünyaya gelmemiş ceninlere bile rahat vermediler. Kadınlarımız ve çocuklarımız Ermeni postalları altında katledildi. Yaşlı dedelerimizin, analarımızın yüzleri jiletlerle doğrandı, genç kadınların göğüsleri kesilirken bebeklerin kafa derileri yüzüldü. Ermenilerin yaptığı bu katliamla adeta Hocalı kenti haritadan silindi. O gece vahşetten geriye resmi rakamlara göre 613 Türk’ün tanınmayacak cesetleri kaldı. Savaşın, yaşamanın ve ölmenin anlamını bile bilmeyen 83 çocuk, 106 Türk kadını insanlık dışı bir dramla ermeni vahşetini yaşadı. 70 yaşlı Türk katledilirken, 1275 sivil esir alındı ve bunlardan 150’sinden bir daha haber alınamadı.

Neredesin “uygar” dünya, “çağdaş” Batı ve Müslüman Türkiye? Hocalı öksüz, Hocalı yoksul ve sana muhtaç bir şekilde seni bekliyor. Dünya barışını sağlamak için kurulan örgütler olaylara sessiz kalıyor. Bu sessizlik Azerbaycan’ı kaderine küsmeye razı etti. Kendi topraklarında sığınmacı oldular. Yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalan Azeri halkı, Azerbaycan hükümeti tarafından ‘Göçkün’ olarak adlandırıldılar. Göçkünler için yaşam mücadelesi kaldığı yerden devam etti. Bakü ve çevresinde çadırlarda, barakalarda, yük kamyonlarında hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Hepsinin yüreklerinde bir umut var. Yüce Türk Meclisini Hocalı Katliamını soykırım olarak kabul etmeye davet ediyorum. Türk Milleti sizin yanınızda” diye çağrıda bulundu. 

Katılımcılar Gözyaşlarını Tutamadı

Yapılan konuşmaların ardından NEVÜ öğrencileri tarafından Hocalı katliamını konu alan tiyatro gösterisi sergilendi. Bir Azeri ailenin Ermeniler tarafından katliamını konu alan tiyatro oyunu ve akabinde katliama ait video gösterisi katılımcılara duygulu anlar yaşatırken, katılımcılar gözyaşlarını tutamadı.

Etkinlik, NEVÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Telli Korkmaz’ın Ülkü Ocakları Nevşehir İl Başkanı Ali Türker’e Azerbaycan Bayrağı ve Dr. Öğr. Üyesi Hamidreza Sohrabiabad’ın da Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Tayfur Urgenç’e Türk Bayrağı takdimiyle son buldu.