Nilay Yıldız (30) eşinin ve ailesinin yapamazsın demelerine rağmen Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Terapi ve Rehabilitasyon Bölümü Fizyoterapi Programını bitirdi.

Sahneye çocuklarıyla çıkan Yıldız, kadınların başaramayacağı hiçbir şeyin olmadığını söyledi.

Yıldız, “Okumak erken yaptığım evlilikten dolayı, içsel olarak baskıladığım en büyük hayalimdi ve bir süre sonra yapamadığımız şeyler pişmanlığınız oluyor. Ben yaşlılığımda keşkelerim olsun istemiyorum. Bir diğeri ise yaşantı olarak çocuklar bizi örnek alıyorlar, taklit yoluyla bizi kopyalıyorlar. Küçük çocukları olan bir anne ve her şeyden önce bir kadın olarak, çocuklarımın yol gösterici olmayı böyle yap, söyle yap diyerek değil de kendimden örnekleyerek yapmam gerektiğini düşündüm.” dedi.

Ailesi ve çevresine rağmen okudu

Ailesinin kendisine destek olmadığını belirten Yıldız, “İlk olarak ben okuyacağım hayali kurmak çok güzeldi fakat ne eşim, ne ailem, ne çevrem kabul etmedi. Yapamazsın dediler. Sadece küçücük yürekleri ile iki çocuğum anne okumalısın dedi. Buraya gelmeden önce başka bir okulda başka bir bölüm kazandım, hiç kimse bana destek olmayınca kendi ailemle bile bağlantımı kestim, bir sonraki sınava kadar uzun uğraşlarla ailemi ve eşimi ikna etmeyi başardım, tek şart sağlık üzerine olmasıydı gideceğim yerin. Bir sene boyunca en ince ayrıntısına kadar bütün sağlık bölümlerini araştırdım, iş ve uğraşı terapisi, yeni gelişen bir bölüm olması ve Türkiye'de geleceği olan bir meslek olması nedeniyle ilk düşüncemde şekillenen bölüm oldu. Okulda ilk zamanlar çok zorlandığım Latince ile karşılaştım, vazgeçmeyi düşündüm fakat bu çevre ve aileme karşı yenilgi kabul etmekti, evet yapamadım demekti.” diye konuştu.

Eşi destek oldu

Yıldız, şöyle devam etti: “Eşim azmimi, çabamı gördükçe, bana öyle çok destek oldu ki çocuklarıma annelik babalık oyun arkadaşlığı aşçı kısacası yetemediğim yerde ben varım diyen yol arkadaşım. O maddiyat yönünden sıkıntıları bana belli etmemeye çalışırken, ben ona verebileceğim bütün destekleri gözden geçirdim, günlük işler bulup çalıştım, okulun üç dönem yüzde onluk dilimine girerek okula ödeyeceğim ikinci öğretim okuma ücretini cüzi bir miktara düşürdüm, okulumda kısmi zamanlı öğrenci olarak çalışmaya başladım. Biran bir dönüm noktası vardır hayatınızda bu dönüm noktası tam her şeyden vazgeçmeyi düşündüğüm birinci senenin sonuydu. Hocalarımın verdiği destek sayesinde asla vazgeçme, sen yapacaksın çocuklarınla birlikte sahneye çıkıp ben başardım diyeceksin lafıyla birlikte yeniden şekillendi, devlet kredisi, eşimin sezonluk kazancı, hocalarımın verdiği bursla, hayatımı bir şekilde idame ettirmeyi öğrendim ve inanın uykunun nasıl bir şey olduğunu unuttum. Çünkü akşam dinlenme saati benim ders saatim, uyku saati ise en güzel ders çalışma saatleri oldu benim için.

Yaz stajımı Ankara Gaziler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesinde yaptım. Mesleğe dair pratikte yapabileceğim her şeyi öğrenmeye çalıştım. Bu süre zarfında da okul müdürümden öğretmenlerime hepsi gece gündüz demeden sorunlarımla uğraşmaya, kendi sorunları gibi görüp çözüm üretmeye çalıştılar.

Ben artık asla çocuklarıma ödevlerinizi yapın demiyorum, beni izliyorlar ve yapıyorlar. Odanızı dağıtmayın demiyorum beni izleyip örnek alıyorlar, ben artık eşime benim arkamda dur demiyorum beni izliyor ve destek oluyor. Şimdi en büyük hayalim DGS sınavı ile ergoterapi lisans programını tamamlayıp, yüksek lisans yapmak. Kadınlar bu alanda devlet elinden desteklenmeli özellikle anneler. Çünkü eğitimli bir anne bilge çocuk yetiştirir. Kadın öğrenirse çocukları da öğrenir. Bugün kızımın takdir belgesi var elimde, benim sınıf birinciliğim, oğlumun yaşıtlarına göre daha ilerde olduğunu gösteren bir karne. Dünyanın en mutlu mezunuyum artık ve en mutlu annesi.”