Panel ve Çalıştay bölümlerinden oluşan etkinlik Nevşehir Valisi İlhami Aktaş’ın himayelerinde ifa edildi.

Etkinliğin ikinci ayağı olan Çalıştay ise, İlahiyat Fakültesi’nde gerçekleşti. Çalıştay 10’ar kişiden oluşan altı salonda icra edildi. Çalıştayın üyeleri, akademisyenlerden, öğretmenlerden, imam-hatiplerden, Kur’an Kursu öğreticilerinden, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden ve STK’lardan oluşan katılımcılardan oluşturuldu. Çalıştay üç oturumda gerçekleşti. 1. Oturumda “Cami Merkezli Dini Anlatımda Üslup”; 2. Oturumda “Okul Merkezli Dini Anlatımda Üslup” ve 3. Oturumda ise “Dini Anlatan Kişinin Yeterliliği ve Sosyal Medya Yoluyla Dini Anlatımda Üslup” konuları masaya yatırıldı. Söz konusu konulara ilişkin sorunlar ve çözüm önerileri sunuldu. Bu veriler akademisyenler tarafından rapor haline getirildi. Kamuoyunun bilgisine sunuldu.

Ayrıca çalıştayın hem panel hem de çalıştay kısmı kitap haline getirilerek ilgililerin eğitimcilerin, akademisyenlerin, din görevlilerinin, halkımızın hizmetine sunulacak.

Dini Anlatımda Üslup Çalıştayı Sonuç Bildirgesi

I. Oturum: Cami Merkezli Dini Anlatımda Üslup

Bu oturumda ilk olarak; “Vaaz ve Hutbelerde Üslup” konusu ele alınmış ve şu öneriler dile getirilmiştir: Cami merkezli dini anlatımda vaaz ve hutbeler, toplumun ihtiyaçlarına uygun olmalıdır. Vaaz ve hutbe icra edilirken itidal (denge) korunmalı, anlatım karmaşık olmamalı, süre kullanımına dikkat edilmeli, politik üsluptan kaçınılmalı, ayet ve hadisler izahsız olarak arka arkaya verilmemeli, hitabet, ses, jest ve mimiklerde monotonluktan kaçınılmalı, konu bütünlüğüne dikkat edilmeli, muhatap kitlenin (cemaatin) seviyesine uygun hitap edilmeli, sert ve suçlayıcı üslup kullanılmamalıdır. Vaiz ya da imam-hatip toplumun yapısını bilmeli hangi bölgede görev yapıyorsa o bölgenin kültürel yapısını, sosyal dokusunu ve ihtiyaçlarını bilmelidir. Kullandığı dil ağır ve ağdalı değil ortalama olarak herkesin anlayabileceği bir düzeyde olmalıdır. Vaaz edilecek konuda yeterli bilgi ve donanıma sahip olmalıdır. Konunun dışına çıkmadan gerekli bilgileri vermelidir. Hutbe kısa ve öz olmalı, hatip cemaatin seviyesine göre buna eklemeler yapabilmelidir.

“Topluma ve Özellikle de Gençlere Ulaşmada Üslup” başlığında ise şu teklifler sunulmuştur: Günümüz gençlerinin sosyal medyaya olan yoğun ilgisi iyi değerlendirilmeli, gençlerin ilgisi milli ve manevi değerlerimiz eksenindeki kültür ve sanat alanlarına çekilmeli, her türlü zararlı bağımlılıklardan uzak durmalarına yardımcı olunmalıdır. Aynı zamanda dini mesajların aktarımında sosyal medya etkin ve verimli kullanılmalıdır. Gençlerin öncelikleri bilinmeli ve onlara değer verilmelidir. Gençlere kaba sert bir dilin değil, daha kuşatıcı ve yumuşak bir dilin kullanılması gerekir. Sürekli yargılayan, tehdit edici bir dil kullanmadan dini öğretim gerçekleştirilmeli; niçin ibadet yapılması gerektiği uygun yöntemlerle anlatılmalıdır. Gençlerin beklentilerine uygun konuların anlatılması gerekir. Onlar bir fert olarak kabul edilmeli, fikirlerine değer verilmeli ve küçümsenmemelidir. Gençler ötekileştirilmeden, uzlaşmacı yaklaşım yöntemiyle değerlerimiz aktarılmalıdır. Günümüz gençlerinin içinde bulunduğu hızlı kültürel değişime, din dilinin ve dini bilgilerin entegrasyonu sağlanmalıdır. Dinin temel emir ve yasaklarının değiştirilmesi değil, ikincil mesele olan ve coğrafyadan coğrafyaya değişebilen konuların güzel bir sunumla, gönle dokunacak şekilde anlatılması gerekmektedir. İşlenen konunun gençler tarafından sık yaşanan olayları konu alması gerekir; vaaz konuları bilgisayar oyunları, sosyal medya gibi konuları da içerisine alacak şekilde genişletilmelidir.

 “Üslûbun Güncellenmesi Meselesi”ne gelince, bu konudaki teklifler şöyledir: Zaman ve muhataba göre üslubun güncellenmesi gerekmektedir. Dini anlatımda günümüze uygun, hayatın içinden örnekler verilmelidir. Din anlatımında farklı ve teknolojik materyaller kullanılmalıdır. Tüm Müslümanları kucaklayan bir dil ve üslup tercih edilmeli ve bu işi icra eden bireyler iyi bir diksiyona sahip olmalıdır. Ayrıca anlatımda yabancı kelimelerden kaçınılmalı, kırıcı ve ayrıştırıcı üslup terk edilmelidir.

II. Oturum: Okul Merkezli Dini Anlatımında Üslup

“Okul Öncesi Dini Anlatımda Üslup” konusu çerçevesinde öğretmenlerin pedagojik formasyon eksiklikleri, eğitim materyallerinin yetersizliği, öğretmenlerin ve anne-babaların rol model olamamaları ve okul öncesinde karakter ve kişilik oluşumunda ahlaki değerlerin verilmemesi gibi sorunlar üzerinde tartışılmıştır. Bu sorunlara yönelik üretilen çözüm önerileri ise yeterli pedagojik eğitime sahip olmayan kimselere eğitim/öğretim görevinin verilmemesi, çocuğun ruhsal, zihinsel ve bedensel gelişimine katkı sağlayacak eğitim materyallerinin kullanılması ve anlatılan değerlerin bizzat anne-baba ve öğretmenlerin şahsında sunularak bu kişilerin rol model olma fonksiyonuna sahip olmalarının sağlanması şeklinde sıralanmıştır.

“Ortaokul ve Liselerde Dini Anlatımda Üslup” başlığı altında eğitimde öğretmenin en temel faktör olduğu bilinciyle hareket edilmemesi, öğrencilerin duygu ve düşüncelerinin dikkate alınmaması, öğretmenlerin davranışları ile kazandırmak istedikleri değerler arasında uyumluluğun olmaması, öğrenci-öğretmen arasındaki iletişim eksikliği ve bazı öğretmenlerin mesleklerinde özverili ve idealist olmamaları, öğretmenlerin itibarsızlaştırılması gibi sorunlar masaya yatırılmıştır. Bu ve benzeri sorunlar için üretilen çözüm önerileri de şu şekilde dile getirilmiştir: Öğretmenlerin öğrencilere kazandırmak istedikleri değerlerin anlatımı sınıf içiyle sınırlı tutulmayıp sınıf dışında da öğrenciyle etkileşimde bulunarak ve onlara rol model olarak bu değerler kazandırılmalıdır. Öğretmen, öğrenciyi tanımak ve anlamak için çaba göstermeli, öğrencilerin düşüncelerine saygı duymalı ve öğrencilerin içinde bulunduğu gerek ergenlik döneminde yaşanan problemler ve gerekse farklı problemler hakkında bilgi sahibi olmalıdır.

“İHO, İHL ve İlahiyat Fakültelerinde Dini Anlatımda Üslup” konusunda ise dini eğitim veren kurumların hızla artmasıyla eğitim kalitesinin düşmesi, alan dışından hocaların dini/mesleki derslere girmeleri ve öğretmen ve akademisyenlerin toplumla iletişimlerinde kopukluk olması gibi sorunlar üzerinde durulmuştur. Yine bu başlık altında bahsi geçen sorunlara öğretmen ve akademisyenlerin çeşitli toplumsal faaliyetler aracılığıyla halkla bütünleşmesi, ihtiyaç nispetinde eğitim kurumlarının açılması ve açılan bu yeni eğitim kurumlarında eğitim kalitesinin arttırılması yönünde çalışmaların yapılması ve eğitimci kadronun niteliksel ve niceliksel olarak güçlendirilmesi şeklinde çözüm önerileri sunulmuştur.

III. Oturum: Dini Anlatan Kişinin Yeterliliği Ve Sosyal Medya Yoluyla Dini Anlatımda Üslup

Bu bölümde, “Dini Anlatan Kişinin Yeterliliği” ve “Sosyal Medya Yoluyla Dini Anlatımda Üslup” konuları ele alınmıştır. İlk olarak; dini anlatan kişilerin çoğunluğunun bilgi eksiklikleri, söylem-eylem uyumsuzlukları, özveriden yoksunluk, samimiyetsizlik, empati eksikliği, topluma rol model olamama, dinin en temel referansları olan Kur’an ve sahih sünnette yer almayan bid’at ve hurafelerle süslenmiş anlatımlar gibi sorunlar üzerinde durulmuştur. Bu sorunlara yönelik üretilen çözüm önerileri ise din gönüllüsünün pedagojik formasyon alması, söylem-eylem tutarlılığı açısından özel ve sosyal hayatında daha titiz davranması, toplumun güncel problemlerinden haberdar olması, bu kişilere iletişim becerilerinin yanı sıra kitap okuma gibi kendilerini sürekli olarak geliştirip güncelleyebilecekleri alışkanlıkların kazandırılması şeklinde ifade edilmiştir.

“Sosyal Medya Yoluyla Dini Anlatımda Üslup” başlığı altında sosyal medya platformlarında güvenilir olmayan dini bilgilerin paylaşılması ve bu platformlarda yapılan paylaşımlar nedeniyle toplum içerisinde ötekileştirici bir dilin artması şeklinde sorunlar üzerinde durulmuştur. Bununla birlikte bu sorunlara yine bu başlık altında, paylaşılan dini bilgilerin temel kaynaklara uygun olması ve kaynak gösterilmeksizin paylaşım yapılmaması, toplumu ayrıştırıcı bir dilin kullanılmaması, paylaşımların beğenilme arzusu taşımaksızın ihtiyaçlara karşılık verme amaçlı ve samimi olması şeklinde çözümler sunulmuştur. Kamuoyunun bilgisine sunulur.