Etkinlik, NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezi Mustafa Hayri Efendi Konferans Salonunda 16 Ekim 2018 tarihinde 14:00-15:30 saatleri arasında gerçekleştirilecek.

Akıllı şehir kavramı son yıllarda çokça duyulan bir kavramdır. Yapılan çalışmalar incelendiğinde “Akıllı Kent” ya da “Akıllı Şehir” konusunda çok farklı tanımlamalar ve buna bağlı olarak da farklı uygulamalar görülmektedir. Ancak, bu konuda standart bir tanımlama olmasa da, bu ifadeden kentlerin kaynaklarını daha etkin kullanmaları ve kent sakinlerine daha iyi hizmet sunmalarını sağlayan bir “modernleşme” çabasını anlamalıyız.  

 “Akıllı şehir” öğrenme, teknolojik gelişim, sayısal alanlarda ve bilgi işlemdeki yeni buluşlar, bilgi transferi ve teknoloji araçlarının şehirde yaşayan topluluklar, şehir ve bölge alanları tarafından destekleme yeteneği olarak tanımlanır (Batty vd., 2012).

Özellikle büyük kentlerdeki hızlı nüfus artışı, ulaşım ve enerji tüketimi bu konuda büyük önem arz ederken, yeterli altyapıya sahip şehirlere bilişim teknolojisinin eklenmesiyle kusursuz bir akıllı şehre dönüşmelerinin önünde hiç bir engel kalmamaktadır. Bu sorunlar kentlerdeki ekonomik ve sosyal hayatı olumsuz yönde etkilediği gibi kent sakinlerinin yaşam kalitesini düşürmekte ve kentlerin marka ve rekabet gücünü azaltmaktadır. Bu da şehirlerin akıllı hale gelmesini zorunlu kılmıştır. Bu yüzden özellikle büyükşehirlerde sistemlerin akıllı hale gelmesi çok büyük önem arz etmektedir.

Ülkemizde akıllı şehircilikle ilgili pek çok çalışma örnekleri bulunmaktadır. Akıllı şehir hem o şehrin halkının sosyal seviyesini yükseltirken hem de belediyelerin maliyetlerinde çok büyük tasarruf etmeyi sağladığı da gözlenmektedir. Akıllı şehir olabilmek için belediyeler çalışmalara hızlı bir şekilde başlamıştır. Belediyelerin gayesi vatandaşlarını yaşatabileceği en iyi konforu sunmak, kaynaklarını akıllıca kullanarak insanların tutkuyla bağlanabileceği bir çevre oluşturabilmektir.

Başta ulaştırma ve enerji olmak üzere, kentsel altyapıların ve şebekelerin insan müdahalesine gerek duymadan kendi kendine yönetilebilmesi mantığına dayanan bu yaklaşımla, insanların yaşam standartlarında önemli ölçüde iyileşme sağlanması amaçlanmaktadır. Bu yaklaşımın merkezinde yer alan temel felsefe “dönüşüm” dür. Ancak, bu dönüşümün kentin dokusuna uygun bir şekilde ve kentin sahip olduğu mevcut sistem ve altyapıları aksatmadan adım adım yapılması esastır. Bu açıdan bakıldığında, bu dönüşüm hamlesinin kentlerin kendi içinden başlatılması ve kendi ihtiyaçlarına göre kurgulanması gözden kaçırılmaması gereken önemli bir husustur.

Akıllı şehir uygulamaları kent yaşamını sürekli dönüştüren ve gelecekte de sıklıkla karşılaşacağımız bir olgu olarak önümüzde durmaktadır. Bu dönüşümlerin kentlerimizin ve insanlarımızın gelişimine olumlu yönde katkı sağlaması ve dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalınmaması için gerekli bütün unsurlar dikkate alınarak çalışmalar yapılmaktadır. Bu çerçevede dönüşüm sürecinin kent sakinleri ve yönetimlerince benimsenmesi ve katılımcı bir yaklaşımla hazırlanabilmesi önem arz etmektedir. Bu bilinç düzeyine erişilebilmesinde, gerek merkezi gerekse yerel yönetimlerimize önemli sorumluluklar düşmektedir.