Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi ev sahipliğinde NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezi Damat İbrahim Paşa Salonunda başlayan kongrenin açılışına; Nevşehir Valisi İlhami Aktaş, Göç İdaresi Genel Müdür Vekili Dr. Gökçe Ok, NEVÜ Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Nevşehir İl Jandarma Komutanı Jandarma Kurmay Kıdemli Albay Yüksel Yiğit, Nevşehir İl Emniyet Müdürü Mehmet Artunay, NEVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ertan Özensel, Yermük Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ziyad El Zubi, Nevşehir İl Göç İdaresi Müdür Vekili Akif Doksar, Cezayir, Ürdün, Fas,  Filistin, Suriye, Irak, Mısır, Malezya ve yurt içinden akademisyenler, kamu kurum ve kuruluş müdürleri, üniversitenin akademik ve idari personeli, öğrenciler ile davetliler katıldı.

Saygı duruşu, İstiklal Marşı´nın okunması, NEVÜ ve Kapadokya tanıtım filmlerinin gösterimleriyle başlayan kongrenin açılış konuşmasını NEVÜ Rektör Yardımcısı ve aynı zamanda Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ertan Özensel yaptı.

Özensel, “Bu sempozyumda göç konusunu değişik boyutlarda değerli akademisyenlerimizin katkılarıyla tartışacağız. Son yıllarda özellikle bölgemizde yaşayan siyasal istikrarsızlıklar, ülkeler arası nüfus hareketliliğin yoğunlaşmasına neden oldu. Özellikle 2011 yılında Suriye´deki iç karışıklıklardan sonra Suriye dışına yoğun bir göç konusu oldu. Bu göçten şüphesiz birçok ülke etkilendi. Şüphesiz bu durum bölgenin dinamikleri açısından da önemli değişmelere yol açtı. Öyle görünüyor ki, önümüzdeki süreçte de bu dinamiklerin değişiminde önemli farklılaşmaların ortaya çıkacağı söz olabilmektedir. Türkiye devleti ve hükümetimiz bu süreçte göçmenlere müsamahalı, zorluk çıkarmayan, her türlü ekonomik ve sosyal destek veren bir yaklaşım sergiledi. Fakat toplumsal atmosferde yabancıyı damgalama eğilimiyle ilgili maalesef çok sayıda tartışmalar yaşandı. Özellikle ülkemizde Suriyeli göçmen olarak nitelendiğimiz 3 buçuk milyon üzerinde, diğer göçmenlerle birlikte 5 milyonun üzerinde bir göçmenin var olduğunu biliyoruz. Bu göçmenler başta işsizlik olmak üzere, birçok olayın nedeni olayı gösterildi. Hatta haber kanallarında, sosyal medyada bu kesimin başlattığı huzursuzluklar sürekli dile getirildi.

Bilindiği gibi modernliğin dünyayı kavrayışı, dünyayı tanımak, bilmek ve öngörülmeyen her şeyi peşinen engellemek, dolayısıyla doğaya hükmetmek üzerinedir. Modernleşmeye göre bilinmeyen şeyler ve tanıdık olmayan şeyler bir tehdit olarak görülür ve çoğunlukla da dışlama pratiklerine konu olarak ele alınır. Yine modernite genellikle yabancıları damgalar ve huzurumuzu, konforumuzu bozan bir kategori olarak ele alıp ve değerlendirir.

Son yaşananları hepimiz her gün değişik boyutlarda izliyoruz ve bu görüntülere göre batının tutumu gerçekten de batı göçmenleri zararlı otlar olarak görüyor. Onlara sınırlarını kapatarak, binlerce insanın denizlerde boğulmasına adeta göz yumdu. Fakat ülkemiz başta olmak üzere bazı ülkeler modernliğin bu tavrına meydan okuyarak bu göçmenleri ülkelerine kabul ettiler. Hatta biz Türkiye olarak bu göçmenleri misafir olarak kabul ettik, misafir statüsünde değerlendirmeye çalıştık.

Bu vesileyle sempozyumun bizlere ülkeler arası tecrübeleri paylaşma fırsatı vereceğini temenni ederek katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum” dedi.

Türkiye´nin,  Suriyeliler başta olmak üzere yabancı uyruklu insanlara kapılarını açmasının bölge açısından büyük önem ve örnek teşkil ettiğini ifade eden Yermük Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ziyad El Zubi, batının göçmenlere karşı tavrını da eleştirdi.  Prof. Dr. Ziyad El Zubi, “Başta Suriyeli mülteciler olmak üzere birçok yabancı ülke insanına kapılarını açan, onları misafir eden Türkiye, batının yapamadığını ve yapmak istemediğini başardı. Göçmen insanlara karşı Türkiye´nin ortaya koyduğu yardım ve destekler gerçekten çoğu ülkeye örnek teşkil etti. Türkiye bu bağlamının yanı sıra bölgede huzur, barış ve birlikteliğin yeniden sağlanmasında da önemli bir aktör görev üstlenmekte. Dünyada ve özellikle Ortadoğu da yaşayan sorunları ve göçleri hep birlikte çözmemiz gerekir. Dünyanın ve özellikle batının göçmenlere bakış açışı ve tavrı hepinizce malum. Özellikle batının göçmenlere kapılarını kapaması, onlara zorluk çıkarması karşısında üniversitemiz ile Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi işbirliğinde düzenlediğimiz bu kongre de çıkacak sonuçların bu sorunların çözümüne büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Türkiye´ye ve Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesine ev sahipliğinden ve desteklerinden dolayı tekrar teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Kongrenin açılışında konuşan NEVÜ Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı “Dünyayı ve ülkemizi ilgilendiren böyle önemli bir konunun üniversitemiz işbirliğinde ve ev sahipliğinde gerçekleştirilmesi önceliklere bizlere büyük heyecan ve mutluluk verdi.  Hakikaten ülkemize ve dünyada örnek olacak bir uygulamayı, bir politikayı ve icraatı yerine getiriyoruz.

Dünyada nüfusuna oranla en fazla göçmeni kabul eden ve bunları insan onuruna yakışır bir şekilde misafir eden tek ülkeyiz. Kendi milli gelirine oranladığımızda da yine aynı şekilde dünyada en fazla göçmeni misafir eden ve bunlara en büyük imkanı sağlayan ülkeyiz. Elbette bu benzeri çalışmalar ülkemizin bu coğrafyadaki önemini, bu coğrafyaya olan katkısını ortaya koymak bakımından çok önemli ve hakikaten gurur verici. İşin tabi ki göçle ilgili sosyolojik ve siyasal boyutunun olduğunu arkadaşlarımız epeyce tartışacaklardır. Malumuz olduğu gibi Hz. Âdem hikâyesinden başlarsak, Habib-Kabil hikâyesi kardeşini öldürdükten sonra uzun bir süre yanlışını sırtında taşıyan çocuklardan birisinin hikâyesiyle başlar aslında insanlığın göç hikâyesi. Her bir peygamberinin bir göç hikâyesi olduğunu, aynı zamanda insanlığın sosyolojik olarak dünyanın değişim noktalarının, en kritiklerinin göçle başladığını biliyoruz.  Dolayısıyla bizim göç, özü itibariyle bir sorun alanı ve bir problem alanı değildir. İnsanlığın bir sembolü olarak, insanlığın serüveninin bir kısa özeti olarak bakmamız gerekiyor.  Bu süreçte çok çeşitli dönüşümlerin, çok çeşitli siyasal yapıların ortaya çıktığını ve medeniyetlerin doğduğunu bizlerde hem Türk kültüründen ve İslam tarihinden hem de bu coğrafyanın kültüründen biliyoruz. Bizim burada en çok üzerinde durmamız gereken, bu insanlık tarihinin çok kritik noktalarından birisi olarak ortaya çıkan bu sosyal hareketliliği bir gelecek vizyonu haline getirebilme konusundaki çabalardır. Bunlarda da ancak burada bahse konu olan ve üzerinde durduğumuz çalışmalarla gerçekleşebilir. Eğer biz bahsettiğimiz toplumsal dinamiğin sonuçta nasıl bir sosyolojiyi doğuracağını öngöremezsek, eğer bunlarla ilgili bir planlamadan uzak bir stratejiyle hayatımızı devam ettirmeye bakarsak, hakikaten bir gelecek zamanın aktörü olma konusundaki bütün imkânlarımızı kaybederiz. Hem ülke olarak, hem de bu coğrafyada bulunan bir aktör olarak. Eğer biz burada var olmak istiyorsak, burayı belirleyen bir aktör olmak istiyorsak,  bu hareketliliğin içerisinde ve bu hareketliliğin temel dinamiklerinin neler olduğunu, yönünün nereye doğru olduğuna dair bir öngörümüz ve bir analiz yeteneğimizin olması gerekiyor. Bunu çok ciddi olarak Türkiye´nin yaptığını söyleyebilirim. Ben, yurt dışında zaman zaman farklılıkların bir arada yaşatılmasıyla ilgili ortaya konulan modelleri inceleyen ve bunlar üzerinde de araştırma yapan biri sosyolog olarak huzurunuzdayım. Hakikaten biz tarihimizde bu konularda dünyaya örnek olacak bir modellemeyi hayata geçerdik. Farklı etniklerin, inançların, ideolojilerin, farklı tercihlere sahip olan insanların bir arada yaşaması ve bunlarla ilgili bir barış ve kardeşlik ortamının nasıl oluşturulması nasıl mümkündür sorusunun en somut örneklerinden birisi de ülkelerin göçmenlere karşı politikalarıdır. Bizim yabancılardan farkımız, her bir mahlûkatı yaratandan dolayı sever bir gelenekten geliyoruz. Bir kişinin başına bir iş geldiğinde ona mutlaka yardım elimizi uzatmamız gerektiğini biliyoruz. Bizim ülkemiz bu konuda çok büyük işler başarıyor ve yapıyor.

Bu vesileyle Göç İdaresi Genel Müdürlüğümüzün destekleri ve üniversitemiz ile Yermük Üniversitesi ortalığında düzenlediğimiz bu güzel etkinliğin hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Göçer Ezgiler Müzik Grubu Sahne Aldı

Bağlı´nın konuşmalarının ardından Nevşehir İl Göç İdaresi Müdürlüğü ‘Göçer Ezgiler´ Müzik Gurubu sahne aldı. Grup çaldığı ve seslendirdiği birbirinden güzel parçalarla kongreye renk kattı.

Türkiye´de ve Ürdün´de Göç Hareketleri

Yapılan konuşmalarının ardından NEVÜ Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Göç İdaresi Genel Müdür Vekili Dr. Gökçen Ok ile Yermük Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölüm Başkanı Dr. Eyman Hayajena´nın konuşması olarak yer aldığı  ‘Türkiye´de ve Ürdün´de Göç Hareketleri´ konulu panel gerçekleştirildi.

Panel sonunda katılımcılara ve emeği geçenlere plaket takdiminde bulunuldu.

Yabancılar El Sanatları Sergisi

Kongre kapsamında Nevşehir İl Göç İdaresi tarafından Nevşehir´de yaşayan yabancı uyruklu sanatkârların eserlerin yer aldığı serginin açılışı gerçekleştirildi.  NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezi Fuaye Alanında düzenlenen serginin açılışını katılımcılar ile birlikte gerçekleştiren Rektör  Bağlı, sergiyi gezerek bilgi aldı. Bağlı ve katılımcılar ayrıca Nevşehir İHH ve Nevşehir Uluslararası Öğrenciler Derneği (NUDER)  tarafından açılan stantları ziyaret etti.

NEVÜ işbirliğinde ve ev sahipliğinde 10-12 Mayıs 2018 tarihleri arasında ‘Ortadoğu´da Göç Hareketleri ve Değişen Dinamikler´ başlığı adı altında gerçekleştirilecek kongrede; ‘Göç ile İlgili Kavramlar Teoriler, Uygulamalar´, ‘Göç Hareketlerinin Toplumsal Etkileri´, ‘Göç Hareketlerinin Siyasal Etkileri´, ‘Göç Hareketlerinin Ekonomik Etkileri´, ‘Medyada Sığınmacı Mülteci/Göçmen Algısı´, ‘Dünyada Göç Yönetimi´, ‘Göç Hareketinin Ulusal ve Uluslararası Hukuktaki Yeri´, ‘Göç, Sağlık ve Sosyal Hizmetler´, ‘Göç ve Din´, ‘Göç, Edebiyat ve Müzik´ ile ‘Kayıp Mülteci Çocukları´ konuları ele alınacak.