Kültür Sanat ve Edebiyat Etkinlikleri kapsamında Halkbilimi Kulübü tarafından gerçekleştirilen şiir ve söyleşi programına,  NEVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Serkan Şahinkaya, NEVÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Halk Bilimi Bölüm Başkanı ve Kapadokya Araştırma ve Uygulama Merkezi (NEVKAM) Müdürü Prof. Dr. Adem Öger,  akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

Vali Şinasi Kuş Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü  NEVKAM Müdürü Öger’in yaptığı etkinlikte “Şairlerin Biyografilerinin ve Edebi Kişiliklerinin Sunumu” “Şairlerden Seçme Şiirler”, “Şairlerle Söyleşi” başlıklarında söyleşi düzenlendi.

Öger, yaptığı konuşmada, “Aristodan günümüze şiir aranmış, tanımlar yapılmış, herkesin mutabık kaldığı tanım gerçekleştirememiştir. Şiir çok yönlüdür, farklı kaynaklardan beslenir ruha hitap eder” dedi.

Edebiyat ve sanat meselesinin şahıslara, kavramlara, dönemlere ve toplumlara göre değiştiğini vurgulayan Öger, “Sanat ve edebiyat bahçesinin bu en nadide çiçeğini hangi iklimde, daha güzel gelişip sergilendiği, onun renginin kokusunun ne olduğu ve gerçekte ne olması lazım geldiği, onu hangi mahir bahçıvanların yetiştirmesi ile ilgili bir durumdur. Şiir ruh kadar uçucu mevsimler kadar renkli ve geçici, akşamlar kadar engin ve yıldızlar kadar dolu ve hatta bunlardan da başka şeydir.” diye konuştu.

Şiir ve şair hakkında düşünceleri kendi görüş ve düşünceleri olarak söylemek istediğini ifade eden Şair Tayyip Atmaca da “Şiirde her gün başka bir yere misafir olunur. Şefkat kanatlarını açar. Evladın vatana millete hayırlı yetiştirilmesi annenin şiiridir. Gökte akraba bulutları toplar. Kelimelerin içini doldura doldura gökte dolaşmaya başlar. İşte bu yürüyüş ilhamın yürüyüşüdür kelimelerin ete kemiğe dönüşmüş halidir. Şair kimdir?  Sözün yakışıklısını tartar. Sözü kırmadan söylemeye özen gösterir. Bakışlarıyla herkese güven verir. Cemal Süreyyanın da dediği gibi şairlerin hayatı da şiire dahildir. En yakınımızdaki insanla mesafe uzuyor gönüle giremiyoruz. Bunun adı şiirsizliktir. Şiirlere bezirgânlar giremez. Söz yüreği eritince şiir şairin kalbine doğru yürür” dedi.

Şair Adem Konan da yaptığı konuşmada; Şiirle ilgili çok şey söylenebileceğini, çok farklı yorumlar yapılabileceğini ifade ederek “Şiir şair kimdir bu işin bilgi kısmı. Şiirin sermayesi duygudur. İkisi birbirinden farklıdır şiir ve düzyazı. Ama birbirinin parçası. İnsan hem akıllı hem duygulu varlıktır. Sadece akılla hareket ederse, duygu eksik kalır. Yaşamdan zevk almaz. Aklı ihmal ederse duygusal bir insan olur. Duygular akılla izah edilmez. Bir müddet sonra bu duygular kendine yol bulamazsa, güzellikleri fark ederek, yaşama anlamı bulamazsa bizi sıkıntıya sokar. Hakikate ermek ne akılla ne akılsız olur. Eski mutasavvuflar böyle diyor” şeklinde ifadelerde bulundu.

Şair olunur mu yoksa doğulur mu?

Sözlerine “şair olunur mu yoksa doğulur mu” sorusuyla başlayan Şair Hüseyin Kaya ise şair kavramının zihnimizde ne olduğunu bilmemiz gerektiğini vurgulayarak “Eğer şair müzikler eşliğinde elinde pipo veya gırtlak kanserine yakalanmış tonuyla sahnelerde birtakım şeyler icra ediyorsa o zaman şair çalışarak olunur” dedi.  “Ancak kam, ozan, baksı gibi içinde bulunduğu geleneklerden bahsediliyorsa ve anadan babadan doğma yeti yoksa ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın bir noktada kalınır ve en fazla şiirci olunur.  İlla anadan babadan dogma her söylediği  söz olmayan kişiler de vardır. Ancak yetenek ve uğraş ikisi birleştiğinde bir şair ortaya çıkar. Diğer türlü şiir Şamanlıkta olduğu gibi diğer tarzlar gibi gelip sahibini bulduğu da vurgulanabilir. Sonuç olarak şair yeteneğiyle bir yere gelebilir ve bu yetenek geliştirilebilir” diye konuştu.

“Şiir Bize Nasıl Dokunur?” etkinliği,  “Şairlerin Biyografilerinin ve Edebi Kişiliklerinin Sunumu” “Şairlerden Seçme Şiirler”, “Şairlerle Söyleşi” başlıklarındaki şiir ve söyleşilerin düzenlenmesi, etkileşimli soru-cevap bölümü ve katılımcılara teşekkür belgelerinin takdimi ve şairlerin öğrencilerle gerçekleştirdiği imza etkinliğinin ardından sona erdi.