NEVÜ Vali Şinasi Kuş Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılan konferansa; Fen- Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. H. Abdullah Şengül, NEVÜ akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını Kültür Kulübü Akademik Danışmanı Dr. Doğan Çolak yaptı. Çolak Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün, Türk dilinin önemli bir hazinesi olduğunu vurgulayarak; “Bu hazine sadece filolojiye değil Türklük bilimiyle ilgili birçok alana çok kıymetli malzemeler sunmaktadır. Bu eserin bulunuşunda ve yayınlanmasında emeği geçenleri buradan saygı ve rahmetle anıyorum. Bize bu etkinliği düzenlememizdeki katkılarından ve sağladıkları imkanlardan dolayı Sayın Rektörüm Prof. Dr. Semih Aktekin’e ve Fen- Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. H. Abdullah Şengül’e çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

DÎVÂNU LUGÂTİ’T-TÜRK NASIL BİR KİTAP?

Konuşmasına Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün anlamıyla başlayan Prof. Dr. Feyzi Ersoy, “Dîvânu Lugâti’t-Türk, Türk lehçelerini bir araya toplayan kitap demek. Öncelikle neyi konuşuyoruz bunun farkında olalım. Bugün dünya üzerinde yaklaşık 6 bin dil olduğu söyleniyor. Ancak bunların hepsi aynı öneme haiz değil. Türkçe her şeyden önce bir devlet dili, belgelerinin eskiliği ve konuşurlar bakımından ilk onun içinde olan bir dil, yayılma sahası bakımından da dünyanın en önemli dilleri arasında yer alıyor. Şunu unutmayalım ki Türkçe hep bir imparatorluk diliydi” dedi.

“KAŞGARLI BİR TÜRK MİLLİYETÇİSİYDİ”

Konuşmasında Dîvânu Lugâti’t-Türk ve Türkoloji’nin babası olarak adlandırılan Kaşgarlı Mahmut hakkında bilgi vererek devam eden Prof. Dr. Feyzi Ersoy, “Kaşgarlı hakkında bildiklerimiz onun yazdıklarından ibaret. Kaşgarlı 1072 Kaşgar’da yazmaya başladığı eserini 1077 Bağdat’ta tamamlıyor. Abbasi Halifesi’ne takdim ediyor. Eser Araplara Türkçeyi öğretme gayesiyle yazılmış diye bahsedilir ancak şunu da unutmamak gerekir eseri yazmaya başladığında Türkler Anadolu’ya girmiş ve o dönemin dünyasında bir numaralı güç haline gelmeye başlamış. Dolayısıyla yazılış amaçlarından biri de Türk gücünün dünyaya duyurulması olabilir. Ayrıca kitabının Türk maddesine bakıldığında Kaşgarlı’nın bir Türk milliyetçisi olduğu anlaşılıyor” diye konuştu.

Eserin ansiklopedik bir lügat olarak da değerlendirildiğini belirten Prof. Dr. Feyzi Ersoy sözlerine şöyle devam etti “İçinde 91 şiir 266 Atasözü ortalama 9 bin kelime var.  Eserde 22 Oğuz boyunun damgaları var. Eser ilklerle dolu; bilinen ilk Türkçe sözlük, Oğuz boylarının adlarını ve damgalarını veren ilk kaynak, Alp Er Tonga sagusunun ilk ve tek kaynağı, Şu Destanı’nın ve bu destanda geçen Oğuzlarla ve Uygurlarla ilgili bilgilerin tek kaynağı, 11. yüzyıldaki Türk adet ve geleneğinin, tarım, hayvancılık, avcılık, giyim kuşam, yeme içme, alışveriş vb. ile ilgili birçok fiil, işlem ve malzemenin ilk kaynağı.  Ayrıca içinde Balasagun’un merkezinde olduğu yuvarlak çizilen bir de Türk haritası bulunuyor.”

DÎVÂNU LUGÂTİ’T-TÜRK’ÜN BULUNUŞ ROMANI “BİR KİTABA TUTULDUM”

Dîvânu Lugâti’t-Türk eserinin görselleriyle desteklediği sunumunda 1912’lerde yeniden keşfedilen eserin bulunuş hikâyesinden çok etkilendiğini dile getiren Prof. Dr. Feyzi Ersoy, kendisinin yazdığı Bir Kitaba Tutuldum adlı romanından bahsederek “Günümüzdeki gerçeklerden de yola çıkarak gelgitlerle hacimli bir esere dönüştü. Bunu da roman olarak sunmaya çalıştım. Bu eserin unutulmaması için böyle bir eserin yazılması belki de gerekliydi. Amacım buydu” şeklinde konuştu.

Konferansın sonunda Prof. Dr. Feyzi Ersoy, Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün çeşitli yıllarda basım örneklerine yer verdi. Konferans, Fen- Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. H. Abdullah Şengül’ün Prof. Dr. Feyzi Ersoy’a plaket takdimi ve teşekkür belgesi vermesiyle sona erdi.