?Ölülerin arkasından kuran okunur mu, okunması doğru mu, yoksa sadece dua mı edilmeli?

Allah kitabında ölülere kuran okuyun diyor mu? Peygamberimiz diğer peygamberlerin ruhuna kuran okumuş mu?

Peygamberimiz kendi yakınlarının ruhuna kuran okumuş mu? Sahabesine benim arkamdan kuran okuyun demiş mi? Sahabe içerisinde peygamberimizin ruhuna kuran okuyan var mı? Sahabe içerisinde birbirlerinin ruhuna kuran okuyan var mı? Mezhep imamları sahabe ya da peygamberimiz için kuran okumuş mu?? gibi soruları İl Müftüsü Yakup Öztürk?e sorduk. İl Müftüsü Öztürk, yaptığı açıklamada, ölülerin ardından Kur?an-ı Kerim okunmanın doğru olduğunu söyledi. Öztürk, Başta belirtmek gerekirse kesinlikle bilmek ve inanmak gerekir ki, Kur?an sadece okumak için özellikle ölülere okumak için inmemiştir.

Bilakis bir öğüt, bir nasihat, bir yol gösterici, hidayet kaynağı, Mü?minlere rahmet ve şifa olarak indirilmiştir. Ancak O?nu okumadan bunlar da tahakkuk etmez ve okumak başlı başına bir ibadettir. İbadet kazandığı sevapla kişiyi Allah?a yaklaştırır. Kişi ibadetinin sevabını dilediği kimseye de bağışlayabilir. Umulur ki, bu sevap hem okuyana hem de bağışlayana fayda verir? dedi. Öztürk, hadislerden de örnek vererek şu açıklamalarda bulundu:

?Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor: "Ölülerinize Yasin Suresi`ni okuyunuz" (Ebu Davud Cenaiz, 24; İbni Mace cenaiz, 4; Nesai) Bu hadis-i bir sahabeden geldiği için reddedenler olabilir veya manasını "Ölüm esnasında" olarak tevil edenler olabilir ancak birçok hadis âlimi bunu hasen kabul etmiştir ve ölüye Kur`an okunacağına delil olarak almıştır.

Ve şu hadis-i şerif de bunu destekleyici mahiyettedir: "İçinizden birisi Öldüğü zaman, onu durdurmayınız ve onu kabrine koyma hususunda acele ediniz. (Sizden birisi de) Ölünün başueunda Fatiha suresini, ayakucunda da Bakara suresinin sonunu okusun" (Taberani, el-Mu`cemu`l-Kebir, XII 340, Beyhaki, Şu`abu`1-İman, VII, 16 H. NO: 9294) Yine şu rivayet, bu hadislerin manasını güçlendirmiştir: Sahabeden Leclac (Radıyallahu anh) oğluna vasiyette bulunurken şöyle demiştir:

"Oğulcuğum! Ben öldüğüm zaman beni mezara göm! Beni mezarıma koyduğun zaman şöyle söyle: Bismillahi ve ala milleti Resulüllah. Sonra da üzerime toprak atarak onu düzle. Daha sonra da, başucumda Bakara Suresi`nin baş tarafını ve son kısmını oku. Zira ben Hazreti Peygamber`in böyle dediğini duydum." (Taberani, XIX, 220, 221; İbn-i Asakir, Tarihu dimeşk, XXXXX, 292; Beyhaki, IV, 56) Ahmed b. Hanbel de şöyle demiştir:

"Kabristana girdiğinizde Ayetel-Kürsi ve üç defa ihlas suresini okuyarak şöyle dua ediniz: "Allah?ım! Onun ecrini şu kabir halkına ulaştır" (ibn Kudame) Bütün bunlar ölünün ardından Kur`an okunmasına ve sevaplarının hediye edilmesine kafi gelen delillerdendir. Meşhur bir hadis-i şerifte ölünün üç şey ile amelinin kesilmeyeceği bildirilmiştir. 1-İnsanların faydalanacağı bir hayır, 2- Hayırlı bir evlat 3- Faydalanılan ilim... (Dârimi, Mukaddime, 46) Hayırlı bir evlat neden ölüye faydalı olsun ki? Ya da arkada bırakılan bir ilim neden ölünün defterine yazılsın?

Demek ki hayırlı bir evladın besmelesi, güzel ameli, hayırlı işinden bir hisse ölü ebeveynin amel defterine de yazılıyor. Böyle olduğu halde o evladın okuduğu ve ruhuna hediye ettiği Kur`an nasıl yazılmasın ki? Haşr 10`da belirtildiği üzere dualarımız onlara ulaşıyorsa, okuduğumuz Kur`an-ı Kerimler neden ulaşmasın? Ahzap Süresi 56. Ayet, Yüce Allah ` Allah ve Melekleri, Peygamber?e çok salavat getirirler. Ey Mi?minler! Siz de ona salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin."

Ayetin Allah`ın Salatı: rahmet etmek ve kulunun şanını yüceltmek, Meleklerin salavatı: Peygamberin şanını yüceltmek, mü`minlere bağış dilemek, Mü`minlerin Salavatı: Dua anlamında olup, Allah bütün mü`minlere peygamberlerine salat ve selam getirmelerini emretmektedir. Kur`an-ı Kerimde İbrahim Aleyhisselamın İbrahim suresinde 41.ayet "Ey rabbimiz! (amellerin) hesap olunacağı gün beni, anamı, babamı ve mü`minleri Bağışla" duasından hareketle Kur`an ölmüş olan mü`min yakınlarımız, aile fertlerimiz ve iman kardeşlerimiz için dua ayetleri barındırır.

Buradan onlara dua etmemiz gerektiğini çıkarırız. 1) Yapılan hayrın veya okunan Kur?an?ın sevabı ölen kimseye bağışlanabilir mi? Yapılan ibadetin ve hayırların sevaplarının başkasına bağışlanması caizdir. Kişi, okuduğu Kur`an-ı Kerim`in, yaptığı hatmin ve işlediği bir hayrın sevabını başkasına bağışlayabilir. İster sağ, ister ölmüş olsun, kendisine sevap bağışlanan kimsenin, bundan yararlanacağı umulur.

Başkası tarafından bağışlanan sevapla, bir kimsenin bizzat yapması gereken ibadet borçları ödenmiş olmaz ise de, bunlar iyilik ve sevaplarının çoğalmasına ve derecesinin yükselmesine vesile olabilir. ,,Beni Seleme kabilesinden bir adam, annesi ve babası öldükten sonra, onlara bir iyilik yapıp yapamayacağını sordu. Hz. Peygamber (s.a.s.): "Evet, onlara rahmet dilemek, onlar için istiğfar etmek, vasiyetlerini yerine getirmek, akrabaları ile ilgilenip onlara karşı üzerine düşeni yapmak, dostlarına hürmet edip ikramda bulunmaktır."

(Ebû Dâvud, Edeb, 129; ibn Mâce, Edeb, 2) buyurmuştur. Annesinin aniden öldüğünü, şayet konuşabilseydi sadaka verilmesini vasiyet edeceğini zannettiğini belirterek, onun adına sadaka verirse sevabının kendisine ulaşıp ulaşmayacağını soran sahabîye de: "Evet, ulaşır. Onun namına sadaka ver" (Buhârî, vasâyâ, 19; Müslim, zekât, 51) buyurmuşlardır.? Kur?an-ı Kerim okumanın önemli bir ibadet olduğunu vurgulayan Müftü Öztürk şöyle devam etti:

?Cenab-ı Hakk?ın kelâmı olan Kur?an?ı okumak çok faziletli bir ibadettir. Hatta İbnu?l-Cezerî (833/1429) selef âlimlerinin Kur?an okumayı (nafile) ibadetler içerisinde birinci sıraya koyduklarını ifade eder (en-Neşr, 1/3). Nitekim Kur?an?da bu hususa vurgu yapılmıştır: ?Allah?ın Kitabı?nı okuyanlar, namaz kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarf edenler, asla zarara uğramayacak bir ticaret umarlar.?

(Fâtır, 35/29) ?Ehl-i Kitap içinde, gece saatlerinde ayakta durup Allah`ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanan bir topluluk da vardır? (Âl-i İmran, 3/113). Allah Resulü (s.a.s.), Kur ân okumanın fazileti üzerinde durmuş ve bunu fiilen uygulamıştır. Meselâ: ?Ümmetimin en faziletli ibadeti Kur ân okumaktır.? (Münavi, Feyzu?l-Kadir, 2/44) Bir adam: ?Ya Resulallah! Allah`ın en çok sevdiği amel hangisidir?? diye sordu.

Hz. Peygamber: ?Konup göçendir? cevabını verdi. Adam: ?Konup göçen kimdir?" diye sorunca, ?Kur?an?ı başından sonuna kadar okuyan, bitirince de tekrar başlayandır? cevabını aldı. (Tirmizî, ?Kur?an,? 11) ?Allah evlerinden bir evde, Allah?ın kitabını okumak ve aralarında müzakere etmek için toplanan kimselerin üzerine sekine iner, onları rahmet kuşatır, melekler etraflarını sarar ve Allah onları kendi katında bulunanlara överek anlatır.?

(Ebû Davud, ?Vitr?, 14; Tirmizî, ?Kur?an?, 10) ?Üç zümre vardır ki, onları Kıyametin dehşeti korkutmaz, onlar için hesap zorluğu yoktur, diğerlerinin hesabı bitinceye kadar onlar misk tepecikleri üzerindedirler. Bunlardan birisi, Allah?ın rızasını kazanmak için Kur?an okuyan kimsedir.?

(Taberanî?den Münzirî, et-Terğîb, 1/311) Ayrıca Hz. Peygamber, Kur?an okuyan Mü?mini hem kokusu hem de tadı güzel olan bir ?meyveye? benzeterek (Buharı, ?Et?ıme,? 30; Müslim, ?Müsafırîn,? 243), onun meleklerle beraber olacağını da buyurmuştur. (Buharı, ?Fedailü?1-Kur?an,? 17) Konuyla ilgili diğer bazı hadislerde ise şu noktalar vurgulanmaktadır: ?Sizin en hayırlınız Kur?an?ı Kerim?i öğrenen ve öğretendir.? (Buhârî, ?Fedailu?l-Kur?an,? 21). ?Kur?an-ı Kerim?den tek harf okuyana bile bir sevap vardır. Her hasene on misliyle kayda geçer. Elif-Lâm-Mim bir harftir demiyorum.

Aksine elif bir harf, lâm bir harf ve mim de bir harftir.? (Tirmizi, ?Sevâbu?l-Kur?an,? 16, HN: 2912) ?Allah, geceleyin Kıur?an okuyan bir kula kulak verdiği kadar hiçbir şeye kulak verip dinlemez. Allah?ın rahmeti, kul namazda olduğu müddetçe kulun başı üstüne saçılır.? (Tirmizî, ?Sevâbu?l- Kur?an?, 17, HN 2913). ?Kim Kur?an?ı okur ve onunla amel ederse, Kıyamet günü babasına bir taç giydirilir. Bu tacın ışığı, güneş dünyadaki herhangi bir evde bulunduğu takdirde onun vereceği ışıktan daha güzeldir. Öyleyse, Kur?an?la bizzat amel edenin ışığı nasıl olacak, düşünebiliyor musunuz??

(Ebû Dâvud, ?Salât?, 349, HN: 1453). ?Kim Kur?an?ı okur, ezberler, helâl kıldığı şeyi helâl kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabul ederse Allah, o kimseyi Cennet?e koyar. Ayrıca hepsine Cehennem şart olmuş bulunan ailesinden on kişiye şefaatçi kılınır.? (Tirmizi, ?Sevâbu?l-Kur?an,? 13, HN: 2907). ?

Kur?an?da mahir olan (hıfzını ve okuyuşunu güzel yapan), Sefere denilen kerîm ve mutî meleklerle beraber olacaktır. Kur?an?ı kekeleyerek ve zorlukla okuyana iki sevap vardır.? (Buhârî, ?Tevhid,? 52; Müslim, ?Müsafırin,? 244) Uhud şehitleri defnedilirken ve daha sonra imam olmaya ehil kişi tesbit edilirken, Kur?an?ı iyi bilmenin bir ölçü olarak kullanılması da, Kur?an bilme ve okumanın önemini ortaya koyan başka misallerdir.

Gece Kur?an Okuma; Âyet ve hadiste üzerinde bu kadar hassasiyetle durulan Kur?an okuma işi, tarih boyunca Müslümanlar tarafından önemle yerine getirilmiş ve faziletine binaen Kur?an, daha çok da geceleri okunmuştur. Gece okuma konusunda Cenab-ı Hak, "Geceleyin onunla (Kur?an) teheccüd kılmak için kalk" (İsra, 17/79) buyurmaktadır.

Bu ayeti Nahcivanî (920/1514) şöyle açıklar: "Gecenin derinliklerinde, kalbin bütün meşgale ve eğlencelerden uzak kaldığı anlarda kişinin okuduğu Kur?an, nefse ağır ve vücuda yorucu gelse bile, daha etkili olur ve kalbe yerleşir." (Fevatih, 2/455) Meşhur müfessir Hazin (725/1324) ise, "Gecenin yarısında kalk (namaz kıl), yahut bundan biraz eksilt. Veya bunu artır ve ağır ağır Kur?an oku." (Müzzemmil, 73/3-4) ayetinin tefsirinde şöyle der: "Allah gece namazını emredince, peşinde Kur?an okumayı zikretti.

Efendimize, okuyacağı Kur?an`ı yavaş yavaş okumasını emretti ki, kalbi tam bir huzura kavuşsun, ayetlerin manalarını düşünsün, istiğfar ayetlerini okuduğunda istiğfarda bulunsun, va d ve vaîd ayetlerini okuduğunda korku ve ümit meydana gelsin, kıssa ve darb-ı meselleri okuduğunda ibretler alsın, böylece kalbi Allah`ın marifetiyle nurlansın."

(Lübâbü`t-Te`vil, 4/165) Yukarıda da temas ettiğimiz gibi, İsra 73. ayetindeki zamirin Kur?an`a raci olması, gerek teheccüd namazı içinde gerekse gece müstakil olarak Kur?an okumanın önem ve gerekliliğine ayrı bir işarettir.

(Bursevî, Rûhu`l-Beyan, 15/138) Hz. Peygamberde gece Kur?an okumaya teşvik ederek, " Kur?an öğrenin ve okuyun. Çünkü Kur?an öğrenip okuyan ve gecesini onunla ihya eden kimse, misk dolu ve kokusu her tarafa yayılan kap gibidir" buyurur (Tirmizî, "Edeb," 79). Abdullah b. Ömer`in rivayet ettiği hadiste, ancak iki kişinin kıskanılabileceği, bunlardan birinin de Kur?an öğrenip gece gündüz okuyan olduğu belirtirken (Buharî, "Fezailü`1- Kur?an," 20); diğer bir hadiste, "Kim gece on âyet okursa gafillerden sayılmaz.

Yüz âyet okuyan kân itinden, bin âyet okuyan ise mukantarînden sayılır" (Ebû Davud, "Salât," 326, HN: 1398) der. "Kıyamet günü Kur ân, `Ya Rabbi! Ben bu şahsı, beni okuduğu için gece uykusuz bıraktım, izin ver ona şefaat edeyim" diyecektir" (İbn Hanbel, Müsned, 2/174) şeklindeki hadis de, gece Kur?an okumayı teşvik eden beyanlardandır.

Hz. Peygamber, gece teheccüd namazında okuduklarının yanı sıra her gece İsra ve Zümer sûrelerini de okur ve bunu bir hizip olarak sürdürürdü (Buharî, "Tefsiru Sûre 17, 1). Hz. Aişe, Hz. Peygamber`in Allah tarafından her gece uyandırıldığını ve seher vakti gelmeden mutlaka hizbini bitirdiğini aktarmaktadır (Ebû Davud, "Tatavvu," 22). Evs b. Huzeyfe`nin bildirdiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.s.), Medine`ye gelen bir heyete her gece yatsıdan sonra sohbet ederdi. Fakat bir gece gecikti.

Sebebi sorulunca, "Bu gün Kur?an`dan okuma itiyadında olduğum hizbimi okumamıştım. Onu bitirmeden gelmek istemedim" buyurdular. Bu iki örnek bize teheccüd namazında, gücümüz nispetinde az veya çok Kur?an okuyabileceğimizi göstermektedir. Hz. Osman`ın bazen gece boyunca kıldığı iki rekât namazda bütün Kur?an `ı hatmetmesi böyle bir teşvikin neticesidir. (Taberî, er-Riyadü`n-Nadra, 2/42) Urve b. Zübeyr (94/712), gündüzleri Mushaf a bakarak dörtte birini okur, geceleri de o miktarı teheccüdde okurdu. Ayağı kesildiği gece okuyamadı;

onu da bir sonraki gece kaza etti (Ebû Nuaym, Hılye, 2/178). Mansur b Mu`temir (132/749) gecesini üçe böler, bir kısmında Kur?an okur, bir kısmında ağlar, bir kısmında da dua ederdi (İbnü`l-Cevzî, Sıfatü`s-Safve, 2/115). İmam Evzaî (157/774):

"Kim geceleri uzun boylu Kur?an okursa, mahşer günü hesap için az bekler" der (a.g.e., 4/257). Bir gece Hz. Peygamber, Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer`e uğramış, Hz. Ebû Bekir`in çok sessiz, Hz. Ömer`in ise sesli Kur?an okuduklarını görmüş ve sabah onlarla karşılaştığında, ilkine sesini biraz yükseltmesini, ikicisine de biraz alçaltmasını emretmişti. Yine bir gece Hz. Peygamber (s.a.s.), Hz. Aişe Validemiz ile birlikte,

Ebû Musa el-Eşarî`nin kapısından geçerken, onun o güzel sesiyle Kur?an okuduğunu duymuş ve bekleyip bir süre dinlemişlerdi. Sabahleyin durumu anlatınca, Ebû Musa el-Eşarî, "Ya Resûlellah, eğer beni dinlediğinizin farkına varsaydım, daha güzel okumaya gayret ederdim" dedi. (Ebû Nuaym, Hılye, 1/258)? Haber: Alpaslan Körükcü