CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 59. Ulusal, 33. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri’ne katıldı.

Hacıbektaş Belediyesi tarafından düzenlenen 59. Ulusal, 33. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri’ne katılmak üzere ilçeye gelen Kılıçdaroğlu, Hacı Bektaş Veli Türbesi’ni ziyaret etti.

Kılıçdaroğlu'na, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile çok sayıda milletvekili ve belediye başkanı eşlik etti.

Kemal Kılıçdaroğlu Kültür Merkezi’nde düzenlenen anma törenine katılan Kılıçdaroğlu, Hacı Bektaş Veli’nin öğütlerinin yol gösterici olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Hacı Bektaş Veli’nin sadece bizim dünyamızda değil bütün inançların dünyasında saygın bir yeri vardır ve bizden bu toplantılarda sevgide, barıştan, birlikten, beraberlikten, kucaklaşmadan söz ederiz. Bu söylemlerimizin altına hep beraber doldurmak zorundayız. Sevgi evet, barış evet, huzur evet, hep birlikte bunların altını doldurmak zorundayız. Hünkara göre yüreğimiz yani kalbimiz, gönlümüz büyük bir şehre benzer ve yüce allah kainatta neyi yarattıysa bu şehirde yani kalbimizde bulunmaktadır der. Hünkar bu şehrin ilim, cömertlik, utanma duygusu, sabır, kanaat, korku ve edep ilkeleri ile korunduğunu söyler. Hünkarın bu inanışı ışığında hem kendi yüreğimizin hem de ülkemizi yani toplumsal, siyasal, kültürel, tarihsel kalbimizi yeniden sağlıklı kılmalıyız. Öfkeden arındırmalıyız.

Hünkar büyük bir şehre benzettiğimiz kalbimizi ilk muhafızı olarak öncelikle bilimi görür. Yani ilmi görür. İlim irfandır, erdemdir, aklın oluşturduğu hazinedir. Yunus’un dediği gibi kendini bilimektir, farklı düşünceye saygıdır. Kimseyi ötekileştirmemek, kimseyi dışlamamaktır. İlim bize, herkese, her kesime karşı zair yani açık ve barrak olmayı öngörür. Bugün insanlığın düşünsel zenginliği aklın yani ilimin eseridir. Sevgili peygamberimiz ilimle geçen her gece ibaretle geçen bin geceden daha hayırlıdır der. Herkesin fikrine düşüncesine saygı duyulmalı. Alacağımız kararlarla azami ölçüde geniş bir toplumsal mutabakatı sağlamaya özen gestermeliyiz. Çünkü ilim, akıl onu gerektirir. Hünkara göre ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.

“Kalbimizin ikinci muhafızı cömertliktir”

Hünkara göre kalbimizin ikinci muhafızı cömertliktir. Çünkü cömertlik bireyi beytülvale el uzatmaktan insani, hukuki, ahlaki ve ekolojik ilkeleri yerle yeksan ederek zenginlik sağlama hoyratlığından insanı uzak tutan bir duygudur. Cömertlik hep birlikte üretmeyi ve hakça bölüşmeyi temel bir kural olarak önümüze koyar. Cömertlik karşılıkka fedakarlıklarda bulunarak ortak bir gelecek inşasında hep birlikte yol yürüyebilmektir. Unutmayın daha fazla cömert olmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. İmkanlarımızı, birikimlerimizi karşılık beklemeksizin ihtiyaç sahipleri ile paylaşmalıyız. Kimsenin yoksulluğunu teşhir etmeden toplumsal bir dayanışma örneği göstermeliyiz. Tek bir çocuğun daha açlığını kendi ayıbımız olarak kabul etmeli, onun açlığını ortadan kaldıracak adımları atmalıyız.

Hünkarını yüreğimizi koruduğuna inandığı bir diğer muhafız da utanma duygusudur. Yani yüzümüzü kızaratacak her ne varsa uzak durmalı kaçınmalıyız. Sevgili peygamberimiz eğer utanmıyorsan istediğini yapabilirsin der. Yani bir kişi ne zaman ik ayıplanmaktan kaygı duymuyor onu kötülüklerden alıkoyan hiçbir güç kalmamış demektir. Yani artık eğer utanmıyorsan insanların yoksulluğun teşhir edebilirsin. Oysa utanma duygusu insan onurunu korumayı zorunlu kılar. O nedenledir ki utunma kalmamışlara karşı bizden yüce allahın kainatta yarattığın her şeye ev sahipliği yapan yüreğimizden utanma duygusunu eksik etme diye dua ederiz. Unutmayalım, utanma duygusu bireysel ve toplumsal ahlakımızın da kaymağıdır. Onun içindir ki ısrarla söylüyoruz ülkemizin temel problemlerinin çözümünde yeni bir ahlaki anlayış şarttır. Bu şartın yerine getirilmesi için de utanma duygusunu özellikle devleti yönetenlerin içselleştirmesi gerekmektedir.

“Diğer muhafız sabırdır”

Hünkarın dediği gibi yüreğimizin bir diğer muhafızı da sabırdır. Bir olgunluk evresi olarak kabul edilen sabır bizleri acele etmekten ve yanlış kararlar almaktan koruduğu kadar kinden, intikam ve öç alma duygusundan da uzak tutar. Kimseye kin tutmamanın başlangıcında sabır vardır. Sabır ortak çözüm için çaba harcamanın istişarenin yolunu açar. Hoşgörüyü büyütür sabır. Sabır alttan almak, ertelemek değildir. Ülkemizin temel sorunlarını en geniş mutabakatla çözme iradesinin temelidir. Sabır uzattığımız elin tutulacağı zamanı acele etmeden beklemektir. Sabır biz uzatılan eli de havada bekletmemektir. Sabır gelen her türlü eleştiriyi sükunetle ve anlayışla karşılamaktır. Sabırla birbirimize karşı ön yargılarımızdın alışkanlıklarımızdan arınırız. Şemsi Tebrizi ilmin en büyük düşmanı sabırsızlıktır der. Hepimiz biliyoruz ki allah sabredenlerle birliktedir.

Hünkara göre yüreğimiz koruyan muhafızlar arasında kanaat da vardır. Yani yüreğimizi koruyan muhafızların beşincisi azla yetinip elindekine razı olma duygusudur. Kanaatkar olmak kendimizin ve sorumluluğumuz altında bulunanların ihtiyaçlarını karşılayabiliyor olmak ama kimsenin malında mülkünde gözümüzün olmamasıdır ve kanaat en çok yönetici sınıfı için geçerlidir. Özellikle siyasetçilerin devleti yönetenlerin yeterli olandan daha fazla mal ve mülk edinme duygusunu kalplerden silmeleri gerekir. Çünkü siyasetçiler yani yönetenler devleti Bir zenginleşme aracı olarak görmemelidirler.

“Altıncı muhafız korkudur”

Hünkarın yüreğimizi koruduğuna inandığı altıncı muhafız korkudur. Korku, Allah karşısındaki çaresizliğimizi ifade ettiği kadar Allah’ın sevgi ve rızasını kazanmamıza da amaçtır.

Bir o kadar da insani ve ahlaki bir duygudur. Bizi yanlış yapmaktan alıkoyan doğrudan vicdanımızı sızlatan, hangi inançtan olursak olalım kul hakkı yemekten kişiye veya topluma karşı haksızlık, hukuksuzluk yapmaktan bizi uzak tutan duyguların başında korku gelir.

Kimileri korktuğu için susar, kimileri haksızlık karşısında dil şeytan olmaktan korktuğu için susmaz, konuşur, hak arar. Kimileri, muktedirler karşısında korktuğu için siner, kimileri tarihe muktedirler karşısında sinen biri olarak geçmekten korktuğu için ayağa kalkar ve itiraz eder.

Bu nedenledir ki korku, evrenin milyarlarca yıllık yaşı düşünüldüğünde, bir damla bile olmayan yaşamımızda zulme, haksızlığa, eşitsizliğe, yoksulluğa karşı hangi tavrı gösterdiğimizin belirleyicisidir. Ya korktuğunuz için susarsınız ya da korktuğunuz için itiraz der konuşursunuz.

“Son muhafız ise edeptir”

Hünkara göre, yüreğimizi koruduğuna inanılan son muhafız ise edeptir. Edep, altı muhafızın tümünü, ilim, cömertlik, utanma duygusu, sabır, kanaat ve korkuyu da kapsayan anlamlar bütününü ifade eder.

Özetle, eline, diline, beline, diline sahip olma hali edeptir. Çalmamak, şiddet uygulamamak, harama el uzatmamak, dille, davranışlarla, uygulamalarla kimseyi kırmamak, ötekileştirmemek, bir nevi yetmiş iki millete aynı gözle bakmak edeptir.

Edep, aynı zamandan kimseye hangi gerekçeyle olursa olsun ayrıcalık yapmamak, kötü hal ve davranışlardan uzak durmak. Hak, hukuk ve adaletle hükmetmek demektir.

Hünkarın kalbimizi koruduğunu vurguladığı yedi muhafızın bendeki karşılığını sizlere sundum. Sizlerin huzurunda vurgulamak isterim ki her kim ki bizim yanımızda bulunup yüreğindeki kini intikam duygusunu öldürmemişse bizimle yürüyecek bir yolu yoktur. Bizler hünkardan öğrendiğimiz üzere, tüm inançlara, o inançların tüm mensupları ve farklı yorumlarına saygı duyar, saygı gösteririz. Bizler, kişisel hırslarımızdan ihtiralarımızdan arınmalıyız. İyilikte ve adalette yarışmalı ve bunun mücadelesini vermeliyiz. Helalleşmeli, kucaklaşmalı ve barışmalıyız.

Geçtiğimiz yıl ki konuşmamızda ifade ettiğim üzere, ihtiyacımız olan hünkarın aslanla ceylanı kucağında buluşturan huzur, güven ve kardeşlik duygusudur. Aslan ile ceylanın bir arada huzur ve güven için kardeşçe yaşayacağı bir ülkeyi el birliği ile kuracağız, kurmalıyız. 85 milyon birlikte kurmalıyız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucusu olduğu cumhuriyetimizi ikinci yüzyılında Allah’ın izniyle demokrasi ile taçlandıracağız.”

Dostluk ve Barış Ödülü Kamil Ateşoğulları’nın oldu

Törende Hacıbektaş Gönüllüler Semah Ekibi sahne aldı.

Daha sonra 29. Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü, Kamil Ateşoğulları’na CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu tarafından verildi.

Kılıçdaroğlu, kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen temizlik görevlileri ile hatıra fotoğrafı çektirdi.