EDEBALİCE

Kamera arkası… oldum olası merak etmişimdir. Film ve dizi çekimlerinde kim, ne katkılarda bulunuyor. Kamera arkasında ne gibi hazırlıklar yapılıyor. Kamera arkasının bilinmeyen kahramanları kimlerdir?

“Maria ile Mustafa” dizisinin Sarıhıdır Köyü’ndeki çekimlerinde merakımızı giderme fırsatını bulduk. 

 15 Ekim Perşembe günü akşamı Sarıhıdır’da 7. Bölümün çekimini izledik. Otomobil, kamyonet, çekici; dalgıç elbisesi giymiş suda kurtarma ekibi, polis rolünde kişiler çekimler için hazır bulunuyorlardı.

Bir taraftan da sahne hazırlıkları yapılıyordu. 

Köprüye 2 tane dev ışıldak konulmuştu; dizinin çekiminin yapılacağı ‘Herikli Mahallesi’ ile ‘Çağlası’nı ve karşıdaki söğütleri aydınlatıyordu. 

@ @ @

O güne kadar dizinin hiçbir bölümünü izlememiştim. Heyecanlıydım!... Ne de olsa köyümüzde çekilmişti. 18 Ekim’deki bölümünde yayınlanacaktı. 

@ @ @

Mustafa’nın Müslüman Türk hanımı ve bir çocuğu ile Hristiyan bir sevgilisi vardı. Hanımı, Maria’nın arabasına tuzak kurdu. Arabaya binen Mustafa oldu. Çağlası’nın üzerindeki Damlacık’ta kayaya tosladı. 

Bunu bilen karısı da çocuğunun babasını Maria’dan korumak için Mustafa’nın elbiselerini Kızılırmak’a attı. Olaylar çetrefil bir hal alarak devam etmektedir. Sonuçta daha nasıl bir algı oluşturulacak, bilmiyoruz.

@ @ @

Dizide Müslüman Türk milleti üzerine bir algı oluşturulmaktadır. Sevenleri ayıran, suikast yapacak kadar alçalan (!) bir hanım… Tutkuyla sevdiğinin ölümüne inanmayan bir âşık (Maria)… Öyle ki yapılanları bilmesi üzerine Müslüman hanımın Maria’dan özür dilemek zorunda kalışı…

Başlangıçta ailesi evli ve bir çocuk babası olan Mustafa’nın Maria’ya aşkını kabullenmezken olaylar o hale getiriliyor ki dizidekiler de, diziyi izleyen seyirciler de kaçak âşıklara hak vermeye başlıyor. Maria yüceleştiriliyor. (!)

Öyle bir algı oluşturuluyor ki bütün suç sevdiğini ele vermek istemeyen Müslüman kadında (!).  

Aile düzeni ortadan kalkmış; kimin umurunda!...

@ @ @

“Arka Sokaklar” dizisinde Engin’i seven kadın hamile kalıyor. Öyle bir algım oluşturuluyor ki, babası hiç istemediği halde kızın evlenmesine razı ediliyor, hem de araya hatırlı bir kişi girerek. 

@ @ @

Televizyondaki bütün dizilere baktığımızda pek çoğunda aynı olgu oluşturulmakta!...

Gayri meşru bir aile düzeni… 

Biri resmi, birden çok kişi ile ilişkiler… 

Nesebi değiştirilmiş çocuklar… 

Yıllar sonra annesini veya babasını arayan, düzenini çarkında hırpalanmış çocuklar… 

Çocuğunu düşünmeyen, sorumluluk duygusu bulunmayan anne babalar… 

Acı... 

Gözyaşı… 

Kin… 

Nefret… 

Psikolojisi bozulmuş insanlar… 

@ @ @

Sonra?

Sonra mı?

Aile faciası!...

Kadın cinayetleri.!...

@ @ @

İnsanın sorası geliyor Nasrettin Hoca hesabı: “Peki hırsızın hiç mi suçu yok?” Bu algı Türk aile sistemine uyar mı? Bu şekilde sağlıklı bir nesil yetişebilir mi? 

İnsan sağlıklı bir ailede yetişmelidir.  

Bu yüzden RTÜK göreve davet ediyoruz!...

Çünkü hiç kimsenin “Türk aile sistemini” bozmaya hakkı yoktur!... 

İnanın bu özledikleri hayatı “Batı” da bile bulamazlar!...

Ali İhsan TOSUN

[email protected]