İç Anadolu bölgesinde bulunan illerdeki gençlik sivil toplum kuruluşlarının başkan ve temsilcilerinin katıldığı forumda gençlere söz hakkı verilerek sorun tespiti, tartışma ve çözüm önerisi oturumları yapıldı.

Forumun açılışında konuşan NEVÜ Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin, Anadolu coğrafyasının tarih boyunca farklı coğrafyalardan gelen insanlara ev sahipliği yaptığını söyledi.

Göç konusunun sosyologların, siyaset bilimcilerin ve tarihçilerin üzerinde çok durduğu, çokça eser verdi bir konu olduğunu belirten Aktekin, “Tarih boyunca isteğe bağlı veya zorunlu göçler yoluyla insan hareketliliği sürekli devam ede gelmiş. Özellikle daha iyi bir yaşama sahip olabilmek için, daha iyi ekonomik kazanımlar elde edebilmek için isteğe bağlı göç edenler var. Örneğin işte Türkiye'den Avrupa'ya çalışmak için giden insanlarımız var. Avrupa'ya, Amerika'ya, başka ülkelere doğudan batıya doğru genelde göç. Bunun sebebi de malumunuz ekonomik şartlar. İnsanlar daha iyi şartların, hayat şartlarının olduğu yere göç ediyorlar. Bu isteğe bağlı olan göç. Bir de savaş gibi zorunlu göç var. Hayatta kalabilmek için kaçan insanların yol açtığı bir göç var. Tabii bu göçün yol açtığı çeşitli çatışmalar, belirsizlikler, sosyolojik siyasi dönüşümler var. Türkiye bunu en hızlı yaşayanlardan biri.” diye konuştu.

“IRÇILIK, NEFRET SÖYLEMİ TEHLİKELİ BİR YAKLAŞIM”

Türkiye’nin geçmişte Kafkaslardan, Balkanlardan Ortadoğu'dan göç alan bir yer olduğunu ifade eden Aktekin, şöyle konuştu: “Bizim atalarımız da Orta Asya'dan buraya gelmişler, binli yıllardan itibaren Anadolu'yu yurt edinmişler. Yaşadığımız coğrafya kaderimiz. Hiçbirimiz yaşadığımız coğrafyada bulunduğumuz ülkede olmayı kendimiz seçmedik. Orada dünyaya geldik ve hiç kimse kötü şartlarda savaş şartlarında sürekli korku içerisinde yaşamayı istemez. Herkesin daha iyi olanı seçme hakkı var. Bazen isteyerek bazen zorla bulunduğumuz yerden göç ediyoruz. İşte bizim tarihimiz, dünya tarihi aslında göçlerin oluşturduğu bir tarih. Türkler eğer Anadolu'ya göç etmeseydi bugünkü Türkiye olmazdı. Kültür çatışmalarının farklı kültürlerin bir araya gelmesinin yol açtığı nefret söylemi gibi şeyler var. Her zaman olduğu insanlık tarihinde de bu var. Irkçılık, nefret söylemi tehlikeli bir yaklaşım. Avrupa'daki Türklere karşı olan yaklaşımlardan İslamofobik bakış açılarından bunu biliyoruz.”

“TÜRKİYE DÜNYADA EN ÇOK MÜLTECİ BARINDIRAN ÜLKE”

Türkiye Gençlik STK’ları Platformu Yönetim Kurulu üyesi Dr. Ahmet Özdinç de

Dünyada 2022 yılı itibariyle yerinden zorla hareket ettirilmiş, zorla gönderilmiş ya da çıkmak zorunda kalmış 90 milyondan fazla insan olduğunu söyledi.

Bu rakamın Türkiye nüfusundan fazla olduğuna dikkati çeken Özdinç, “Türkiye bunun bugün 3.8 milyon nüfusuna sahip. Yani dünyada resmi olarak en çok mülteci barındıran, zorla yerinden edilmiş kişi barındıran ülke. Dolayısıyla bunun kısmi avantajları da olsa mümkün mertebe zorlukları, olumsuzlukları sıkıntıları var ve hepimiz bunları gözlemliyoruz. Biz Türkiye'nin gençleri olarak bu sıkıntılara bazı çözüm önerileri sunabileceğimize inanıyoruz. Bu konuda söyleyebilecek bir sözümüz olduğuna inanıyoruz ve bu sözümüzün bir yerlere ulaşması gerektiği konusunda hepimiz aynı kanaate sahibiz.” diye konuştu.