Ne gariptir şu insanoğlu?
Evrenin sonsuzluğuna öykünür, sonsuz olanakları ister: olmaz, olamaz.
Zamanın sonsuzluğuna öykününce sonsuz yaşamı ister: olmaz, olamaz.
Tanrının sonsuz gücüne öykünür, sonsuz güç ister: olmaz, olamaz.
Sınırsız aklının ve hayallerinin peşinden sınırlarının sonsuzluğunu görmek ister: olmaz, olamaz.
Doymak bilmez iktidar hırsının ulaşabileceği sonsuz iktidarı ister: olmaz, olamaz.
Sınırsız yaşam olanakları ve lüks ister: olmaz, olamaz.
Sınırsız özgürlük ister: olmaz, olamaz.
Her zaman ve her yerde sürekli mutluluk ister: olmaz olamaz.
Her şeyi sonuna kadar sınırsızca tüketmek ister: olmaz, olamaz.
Koşulsuz, sınırsız ve tam demokrasi ister: olmaz, olamaz.
Binyıllardan beri,
Ne doymak bilmezliktir?
Bu doymak bilmezliktir ki, insanı ve insanlığı var eden tüm birikimlerin ana kaynaklarından biridir. Bundan dolayıdır ki, hep arar ve hep koşar.
Ülkemiz siyasetinin iktidarında yürünen uzun yolda, kaç politikacının, yukarıda yazdığım insanlık durumları, yol göstericisi olmuştur? Ya da bu soruları kendilerine sormuşlardır?
Yaşama ve insanlığa dair temel sorunsalların sorulduğu ve sorgulandığı bir siyaset arenamız olsaydı, siyaset bu kadar sığlaşır ve sıradanlaşır mıydı?Olaylara, durumlara, sorunlara, kavgalara, ayrışmalara bu kadar sığ bakılır ve bu kadar duyarsız olunur muydu?
Sıradan vatandaşın günlük politik dilinin dışında dik kullanamayan yetkin ve etkin politikacılarımıza bakarsak, daha çok fırın ekmek yememiz gerekir? daha çok.
Siyasetçilerimizin birer feylesof olmalarını beklemek: ham hayal. Olmaz, olamaz.
Ne garipti şu insanoğlu?
Hep sınırsızca ve sonsuzca sorgular.
Bir türlü hesap sormaz.
Nutku tutulur.
 
 
 
 
Şaban BEYAZPINAR