Mühendislik Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Dinçer moderatörlüğünde düzenlenen konferansa Rektör Yardımcısı ve UNİKOP Koordinatörü Prof. Dr. Mustafa Hilmi Çolakoğlu, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Serkan Şahinkaya, Mühendislik Mimarlık Fakültesi Elektrik–Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Jeotermal Kaynaklar Daimi Çalışma Grubu Koordinatörü Prof. Dr. Ersan Kabalcı ve çalışma grubunda yer alan öğretim üyeleri, Nevşehir Jeotermal Tesisleri Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (NEVJET) Müdürü Hakan İşeri, kamu ve özel kurumların temsilcileri ile akademisyenler katıldı.

Nevşehir’in jeotermal enerji potansiyeli, jeotermal suların sürdürülebilir kullanımı ve jeotermal suların çevresel etkileriyle birlikte jeotermal suların oluşumu sırasında gerçekleşen jeolojik süreçlere de değinen Prof. Dr. Afşin “Jeotermal suların oluşumu mevcut fay sistemleriyle doğrudan ilişkilidir. Ülkemizin jeotermal potansiyeli Ege Bölgesi (%77.94), İç Anadolu bölgesi (%8.52), Marmara Bölgesi (%7.43) ve Doğu Anadolu Bölgesi (%4.77) şeklinde bir dağılıma sahiptir. Sahip olduğumuz jeotermal kaynakların %90’ı düşük-orta sıcaklıkta olup, bunlar daha çok ısıtma ve termal-sağlık turizmi alanında kullanılmaktadır. %10’u ise elektrik enerjisi gibi dolaylı uygulamalarda değerlendirilmektedir.

İç Anadolu Bölgesinde Nevşehir en büyük potansiyele sahip olup, bu anlamda Kozaklı ilçemiz ön plana çıkmaktadır. Kozaklı’da 3000 konutun ısıtılması, termal oteller, seracılık ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi jeotermal suların en önemli kullanım alanlarıdır. Kozaklı’da jeotermal sular meteorik kökenli olup, görünür yaşı 30000 yıldır. Kozaklı’nın yanı sıra Mustafapaşa, Göreme, Avanos, Acıgöl bölgesi de jeotermal potansiyele sahip olup, bu bölgedeki bazı kuyularda %99 oranında karbondioksit tespit edilmiştir” diye konuştu.

Konferansın ikinci bölümünde jeotermal suların çevresel etkilerinden bahseden Prof. Dr. Afşin, Nevşehir’de jeotermal suların çevresel etkilerini; gaz emisyonları, su kirliliği, çöküntü-obruk oluşumu, aşırı su çekimi ve termal kirlilik olarak tanımladı.

Jeotermal enerjinin sürdürebilir kullanımı noktasında reenjeksiyonun önemi, jeotermal kaynakların planlı bir şekilde kullanılması ve kontrolsüz kullanımdan kaçınılması gerektiğine vurgu yapılan konferansın son bölümünde, Nevşehir özelinde jeotermal enerjinin ısıtma (konut ve sera), sebze-meyve kurutma, sağlık turizmi, mineralli su şişeleme ve karbondioksit üretimi gibi alanlarda kullanılabileceği belirtildi.

Konferans soru-cevap bölümünün ardından katılımcıların jeotermal kaynakların kullanım alanları ve jeotermal kaynakların sürdürülebilir kullanımına yönelik istişareleriyle sona erdi.