El-Aksa televizyonunun Telegram kanalından yayımlanan habere göre, İsrail savaş uçakları Gazze kent merkezinde Filistinli "Nehhale" ailesine ait evi bombaladı, saldırı nedeniyle ölü ve yaralılar olduğu aktarıldı.

İsrail savaş uçakları Cibaliye'de "Beraş", Sahabe Caddesi'nde de "Nehhale" ailesine ait evleri vurdu. Her iki saldırı nedeniyle ölen ve yaralananlar olduğu aktarıldı.

Han Yunus'un doğusundaki Beni Süheyle bölgesinde "Ebu Şab" ailesine ait evin hedef alınması sonucu 1 çocuk öldü, 4 kişi ise yaralandı.

İsrail hücumbotları da Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki kıyı hattına onlarca top mermisi ateşledi.

İsrail ordusu, Gazze'nin Refah kentine topçu bombardımanıyla eş zamanlı olarak aydınlatma bombaları attı.

Gazze'nin Nasr Mahallesi'nde yerinden edilmiş kişilerin barındığı Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın (UNDP) genel merkezinin bombalandığı, ölü ve yaralılar olduğu aktarıldı.

İsrail savaş uçakları Nasr Mahallesi'ndeki Mehdi Doğum Hastanesi'ni bombaladı, 2 doktor öldü, çok sayıda kişi de yaralandı.

Öte yandan Filistin resmi ajansı WAFA'nın haberine göre, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Tel ez-Zatar bölgesinde Filistinli "el-Askeri" ailesinin evine düzenlediği saldırıda 9 kişi yaşamını yitirdi, bazı Filistinliler de yaralandı.

Yerel kaynaklar, Şifa Hastanesi bahçesinde yerlerde yaklaşık 80 cesedin bulunduğunu ve sağlık personelinin bir şey yapamadığını aktardı.

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda öldürülenlerin sayısı 11 bin 180'e yükseldi.

Gazze Şeridi'ndeki hükümetin Medya Ofisi'nden yapılan açıklamaya göre, İsrail saldırılarında Gazze'de 7 Ekim'den bu yana öldürülenlerin sayısı 4 bin 609'u çocuk, 3 bin 100'ü kadın olmak üzere 11 bin 180'e yükseldi.

Saldırılarda 198 sağlık personeli, 20 sivil savunma görevlisi ve 49 gazeteci hayatını kaybetti.

Ayrıca saldırılarda yüzde 70'i kadın ve çocuk olmak üzere yaralananların sayısı 28 bin 200'e çıktı.

İsrail'in Gazzeli ailelere karşı bin 142 katliam gerçekleştirdiği belirtilen açıklamada, enkaz altında yaklaşık bin 700'ü çocuk olmak üzere 3 bin 250 kişinin kayıp olduğu aktarıldı.

İsrail'in özellikle hastaneleri hedef aldığı ve sağlık ekiplerine yönelik tehdit oluşturduğu aktarılan açıklamaya göre, saldırılar sonucu Gazze'de 22 hastane ve 49 sağlık merkezi çalışmayı durdurdu, 53 ambulans da hedef alındı.

İSRAİL ORDUSU, ENDONEZYA HASTANESİNİN ÇOK YAKININA SALDIRI DÜZENLEDİ

İsrail ordusu, Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye bölgesinde bulunan Endonezya Hastanesinin çok yakınına peş peş peşe saldırı düzenledi. Yerleşim yerlerine yapılan saldırılarda yıkılan evlerin enkazında arama kurtarma çalışması başlatıldı. Enkazdan çıkarılan ölü ve yaralılar Endonezya Hastanesine taşındı.

DSÖ: (GAZZE) ŞİFA HASTANESİ'NDE DURUM ÇOK VAHİM

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, "(Gazze) Şifa Hastanesi'nde durum çok vahim. Hasta ölümlerinde feci oranda artış var. Ne yazık ki hastane artık hastane olarak hizmet veremiyor." ifadelerini kullandı.

Ghebreyesus, İsrail ordusunun hedef aldığı Şifa Hastanesi'ne ilişkin X sosyal medya platformundan paylaşımda bulundu.

DSÖ'nün Şifa Hastanesi'ndeki sağlık çalışanlarıyla yeniden iletişime geçmeyi başardığını belirten Ghebreyesus, "Şifa Hastanesi'nde durum çok vahim. Hasta ölümlerinde feci oranda artış var. Ne yazık ki hastane artık hastane olarak hizmet veremiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Hastanede elektriğin ve suyun olmadığı, internetin ise çok zayıf olduğu 3 gün yaşandığını kaydeden Ghebreyesus, bu durumun temel bakım hizmetlerinin sağlanmasını önemli derece etkilediğini belirtti.

Ghebreyesus, bölgede sürekli duyulan silah sesleri ve bombalamaların, zaten kritik olan koşulları daha da kötüleştirdiğini vurguladı.

Güvenli bölge olması gereken hastanelerin, ölüm, yıkım ve çaresizliğin yaşandığı alanlara dönüştürülmesine dünyanın sessiz kalamayacağının altını çizen Ghebreyesus, "derhal ateşkes" çağrısında bulundu.

UNICEF, İSRAİL'İN ŞİFA HASTANESİNE SALDIRILARINDA KUVÖZDEKİ BEBEKLERİN ÖLMESİNDEN ENDİŞELİ

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) İcra Direktörü Catherine Russell, X sosyal medya platformundan, İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'nde bulunan hastanelere saldırılarına ilişkin açıklamada bulundu.

İsrail'in saldırılarından dolayı Gazze'deki Şifa Hastanesinde elektriğin kesilmesi dolayısıyla erken doğanların kuvözlerinde öldüğüne dair haberler nedeniyle "son derece endişeli" olduğunu vurgulayan Russell, "Hastaneler korunmalıdır! Çocuklar korunmalıdır!" ifadesini kullandı.

İSRAİL GÜÇLERİ, BATI ŞERİA'DA 1 FİLİSTİNLİYİ ÖLDÜRDÜ, 2 FİLİSTİNLİYİ YARALADI

İsrail güçleri, Batı Şeria'nın Tulkerim, El Halil, Tubas, Nablus ve Ramallah kentleri ile çeşitli beldelere baskınlar düzenledi.

Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Nablus'a bağlı Barka beldesine baskın düzenleyen İsrail askerleri 34 yaşındaki Filistinli Muhammed Emin Mustafa Seyf'i ateş açarak öldürdü.

Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas kentine baskın düzenleyen İsrail ordusu, 2 Filistinliyi yaraladı. Filistinliler ile çatışmaya giren İsrail askerleri, Tubas'taki olaylarda bir Filistinliyi gözaltına aldı.

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail askerleri, Nablus kentine bağlı Barka beldesine yaptığı baskınlarda bazı evlere zarar verdi. İsrail ordusu, Barka'daki baskınlarda 4 Filistinliyi gözaltına aldı, Filistinli tutuklu Mahmud Hacce'nin aracını ise patlayıcılarla havaya uçurdu.

Tulkerim kentine düzenlediği baskında ise İsrail ordusu, bir Filistinlinin evinin girişine patlayıcılar yerleştirip infilak ettirdi, söz konusu Filistinliyi de gözaltına aldı.

İsrail askerleri El Halil'de Filistinli tutuklu kadın gazeteci-yazar Lema Hâtır'ın evine baskın düzenleyerek evdeki eşyalara zarar verdi, Hâtır'ın eşi Hazim el-Fahuri'yi gözaltına aldı.

Batı Şeria'nın Kalkilya kentine bağlı Hacce beldesine baskın düzenleyen İsrail askerleri ile Filistinli gençler arasında olaylar çıktı.

İsrail ordusu Ramallah'a bağlı beldelere düzenlediği baskınlarda da çok sayıda Filistinliyi gözaltına aldı.

İsrail güçleri, 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ni yoğun şekilde bombalarken işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de baskınlar düzenleyerek çeşitli iddialarla Filistinlilere karşı gözaltı operasyonları yürütüyor.

Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 7 Ekim'den bu yana İsrail güçleri ile Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında öldürülen Filistinlilerin sayısı 186 oldu.

Filistin Dışişleri Bakanlığından Yahudi yerleşimcilerin, Batı Şeria'da Filistinlilere saldırı çağrılarına tepki

Filistin Dışişleri Bakanlığı, İsrailli radikal Yahudi yerleşimcilerin, işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilere saldırı çağrılarına ve provokasyonlara tepki gösterdi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'e bağlı unsurların" ve radikal Yahudi yerleşimcilerin Batı Şeria'da ve Gazze'deki Filistinlilere yönelik "ırkçı kışkırtmalarına" tepki gösterildi.

Özellikle Batı Şeria'nın Huvara beldesindeki Filistinlilere karşı saldırıların artması çağrılarına dikkat çekilen açıklamada, bu kışkırtıcı provokasyonlardan Başbakan Binyamin Netanyahu ve onun radikal sağcı hükümet yetkilisi Itamar Ben-Gvir'in sorumlu olduğu vurgulandı.

Uluslararası topluma Huvara beldesini hedef alan provokasyonları durdurmak için harekete geçme çağrısı yapıldı.

Filistinli yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, Huvara beldesinde dün Yahudi yerleşimcilerin hali hazırda kullandığı Huvara'nın içinden geçen cadde yerine, onlar için belde yakınında başka bir cadde tahsis edilmesini protesto eden bir grup Yahudi yerleşimci, Huvara'ya saldırı çağrısında bulunmuştu.

Yahudi yerleşimciler, "Huvara'nın hükmü Gazze'nin hükmü gibidir, haritadan silinmesi gerekir." şeklinde ifadelerle saldırı çağrısı yapmıştı.

SİLAHLI VE MASKELİ YERLEŞİMCİLERDEN OKULA SALDIRI

Bunun yanı sıra silahlı ve maskeli Yahudi yerleşimciler, dün gündüz saatlerinde Batı Şeria'nın El Halil kentine bağlı bir Filistin köyündeki okulu basmıştı.

İsrailli hak örgütü Yesh Din'in aktardığına göre, yüzleri maskeli, ABD yapımı M16 tipi tüfek taşıyan ve kısmen asker üniformalı iki Yahudi yerleşimci, El Halil’e bağlı Mesafir Yatta bölgesindeki Tuvani Okuluna baskın düzenlemiş, okuldaki silahsız bir Filistinli, Filistin bayrağını binadan kaldırmaya çalışan yerleşimcilere tepki göstererek, onları kovmaya çalışmıştı.

Silahlı yerleşimciler, İsrail askeri geldiği sırada okuldan ayrılmıştı.

İSRAİLLİ BAKAN BEN-GVİR’İN YERLEŞİMCİLERİ SİLAHLANDIRMA KAMPANYASI

Batı Şeria’da fanatik Yahudi yerleşimci terörü, son dönemde İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in ülke genelinde sivillere ve işgal altındaki Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilere silah dağıtmasıyla giderek arttı.

Filistinlilere karşı ayrımcı ve ırkçı söylemleri ve Yahudi üstünlükçü siyasetiyle tanınan Ben-Gvir, on binlerce İsrailli sivili silahlandırdıklarını duyurmuştu.

Ben-Gvir, Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinde düzenlediği silah dağıtma etkinliklerinin fotoğraflarını bizzat kendi sosyal medya hesaplarından paylaşmıştı.

Bu karelerde, Ben-Gvir, çok sayıda ABD yapımı M16 tipi otomatik tüfeğin dizili olduğu masaların ve silah kasalarının başında Yahudi yerleşimcilere silah dağıtırken görülmüştü.

YAHUDİ YERLEŞİMCİ TERÖRÜ ARTIYOR

İsrail’in 1967'de işgal ettiği Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 690 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor.

Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşimler yasa dışı sayılıyor.

Batı Şeria, sık sık İsrail güçlerinin koruması altındaki silahlı Yahudi yerleşimcilerin baskınlarına ve saldırılarına tanık oluyor.

Filistinlilere son bir ay içinde 400’den fazla saldırı gerçekleştiren Yahudi yerleşimciler, bu saldırılarda en az 9 Filistinliyi öldürdü.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 2022 sonunda işbaşına gelen koalisyon hükümetinde, aşırı sağcı Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi isimlerin kritik görevlere getirilmesiyle bu saldırılar daha da arttı.

Filistinlilere yönelik ırkçı, ayrımcı eylem ve söylemleriyle tanınan her iki Bakan da uluslararası hukuka aykırı bu yerleşimlerde yaşıyor ve Yahudi yerleşimcileri şiddete teşvik etmeleriyle hatta bu şiddet eylemlerine bizzat katılmalarıyla tanınıyor.

UNDP, Gazze'deki BM yerleşkesinin bombalandığını, çok sayıda ölü ve yaralı olduğunu duyurdu

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'ndan (UNDP), yapılan yazılı açıklamada, Gazze'deki BM yerleşkesinin bombalandığına dair alınan ilk bilgilerden dolayı çok endişe duyulduğu belirtildi.

Açıklamada, "Bombardıman sonucu çok sayıda ölü ve yaralı var. UNDP, 6 Kasım'da sığınacak bir yer arayan yüzlerce insanın yerleşkeye girdiğini duyurmuştu. Bu sayının o zamandan bu yana çok arttığına dair belirtiler var. Bu çatışmanın içine düşmüş sivillerin devam eden ölüm ve yaralanma trajedisi kabul edilemez ve artık durmalı." ifadelerine yer verildi.

Sivillere, sivil altyapıya ve BM tesislerinin dokunulmazlığına her zaman saygı duyulması ve bunların korunması gerektiği vurgulanan açıklamada, ayrım yapma, orantılılık ve önlem ilkeleri dahil uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmesi ve hepsinin desteklenmesi gerektiği kaydedildi.

İSRAİL'İN GAZZE'NİN GÜNEYİNDEKİ BİR EVE DÜZENLEDİĞİ SALDIRIDA 13 KİŞİ ÖLDÜ

Gazze'deki hastane kaynaklarından alınan bilgiye göre, İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentine bağlı Beni Suheyla beldesinde bir evi bombaladı.

Filistinli "En-Neccar" ailesine ait eve düzenlenen hava saldırısında 13 kişi hayatını kaybetti, 25 kişi yaralandı.

Saldırıya ilişkin Filistin resmi makamlarından veya İsrail ordusundan herhangi bir açıklama yapılmadı.

GAZZE'DEKİ FİLİSTİNLİ GRUPLAR: İSRAİL HASTANE KATLİAMLARINI TEMİZE ÇIKARMAK İÇİN YALANLAR SÖYLÜYOR

Hamas, İslami Cihad, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi grupların yer aldığı Ulusal ve İslami Güçler İzleme Komitesi'nden, İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee'nin "Rantisi Hastanesi'nde yaklaşık 1000 Filistinliyi rehin tutan bir Hamas komutanının öldürüldüğü" iddiasına ilişkin yazılı bir açıklama yapıldı.

İsrail sözcüsünün dün akşam "sivilleri canlı kalkan olarak kullanmak dahil olmak üzere söylediği her şeyin asılsız yalanlar olduğu" vurgulanan açıklamada, İsrail'in, Gazze'deki hastane saldırılarını, Filistin halkına karşı işlediği suçları ve katliamları temize çıkarmak için yalanlar söylediği ve asılsız iddialar ortaya attığı ifade edildi.

İsrail'in, hastaneleri askeri hedef şeklinde göstererek söylediği yalanları bu şekilde örtbas etmeye çalıştığı kaydedilen açıklamada, İsrail'in işlediği suçların sesli ve görüntülü kayıt altına alındığı, medya araçlarının tüm bu suçlara tanıklık ettiği belirtildi.

Açıklamada ayrıca Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşlardan, gerçekleri görmeleri için, tehdit edilen ve hedef alınan bu hastanelerde bulunmaları ve onları koruma sorumluluklarını yerine getirmeleri istendi.

İSRAİL İLE LÜBNAN ARASINDA KARŞILIKLI SALDIRILAR DEVAM EDİYOR

İsrail ve Lübnan’daki Hizbullah arasında karşılıklı saldırılarda İsrail topçu ateşiyle saldırırken, Lübnan’dan da roket atıldı.

Lübnan resmi ajansı NNA'da yer alan haberde, "Düşman İsrail güçleri, işgal altındaki Filistin sınırındaki (Lübnan ile İsrail'i ayıran) Mavi Hat üzerindeki yollarda hareket eden araç ve arabaları hedef alıyor." ifadesine yer verildi.

Haberde, İsrail sınırındaki Lübnan kasabalarının çevresinin İsrail savaş uçakları, insansız hava araçları ve topçu atışıyla hedef alındığı kaydedildi.

Öte yandan İsrail saldırılarında bir Hizbullah mensubunun öldürüldüğü bildirildi.

Lübnan’daki Hizbullah yaptığı yazılı açıklamada, Lübnan'ın güneyindeki sınır bölgesinde İsrail ordusuyla çatışmalarda bir mensubunun daha öldüğünü duyurdu.

Açıklamada, 8 Ekim'den bu yana süren çatışmalarda öldürülen Hizbullah mensubu sayısının 72'ye çıktığı belirtildi.

İSRAİL, GAZZE'DEKİ ŞİFA HASTANESİ'NİN YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNİ İKİNCİ KEZ HEDEF ALDI

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, konuya ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı.

Kudra, İsrail'in ikinci kez hedef aldığı Şifa Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde büyük zarar oluştuğunu ifade etti.

Şifa Hastanesi Cerrahi Bölümü Başkanı Dr. Mervan Ebu Sada, dün yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin hastanenin yoğun bakım ünitesini bombaladığını söylemişti.

Gazze Şeridi'ndeki Hastaneler Genel Müdürlüğü de bugün Şifa Hastanesi'ndeki felaket durumu nedeniyle 36'sı çocuk 650 hasta ve yaralının hayatının tehlikede olduğunu duyurmuştu.

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan açıklamaya göre, Hastaneler Genel Müdürü Muhammed Zakut, Han Yunus kentindeki Nasır Hastanesi'nde basın toplantısı düzenledi.

Gazze Şeridi'ndeki herhangi bir hastaneye bir damla dahi akaryakıtın girmediğini vurgulayan Zakut, "Şifa Hastanesi'ndeki felaket durumu nedeniyle 36'sı çocuk 650 hasta ve yaralının hayatı tehlikede." dedi.

Şifa Hastanesi'ndeki duruma ilişkin Zakut, "Şifa Hastanesi yerleşkesi ve muhitinde güvenli bir yer yok, oradaki şehitlerin cenazelerine ulaşmanın da imkanı yok. Şifa Hastanesi yerleşkesindeki yaklaşık 1500 göçmenin hayatı da tehlike altında." ifadelerini kullandı.

Zakut, Gazze'deki Rantisi Çocuk Hastanesi'nin zorla tahliye edilmesi nedeniyle çocukların hayatının tehdit altında olduğunu aktardı.

İsrail ordusunun saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de su ve elektrik kesintileri altında tıbbi ve diğer atıkların birikmesi nedeniyle herkesin hayatının tehlikede olduğunu belirten Zakut, "Mısır'dan acil olarak Şifa Hastanesi yerleşkesindeki hasta ve yaralılar için ambulanslar göndermesini talep ediyoruz." ifadelerini kullandı.

İSRAİL, GAZZE’DE 20’DEN FAZLA HAMAS MENSUBUNU ESİR ALDIĞINI DUYURDU

İsrail ordusu, topyekün ablukaya alarak havadan ve karadan saldırılarını sürdüğü Gazze Şeridi’nde, Filistin direniş hareketi Hamas’ın 20’den fazla mensubunu esir aldığını bildirdi.

İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada, Gazze’de ordu ve İç İstihbarat Teşkilatı Şin-Bet (Şabak) tarafından yirmiden fazla Hamas mensubunun esir alındığı belirtildi.

Açıklamada, Hamas esirlerinin, soruşturma için İsrail’e nakledildikleri belirtildi.

Hamas mensuplarına yönelik soruşturmanın, "kara harekatı kapsamında sahadan istihbarat elde etmek amacıyla" yapılacağı aktarıldı.

FİLİSTİN KIZILAYI: GAZZE'DEKİ KUDÜS HASTANESİ TAMAMEN HİZMET DIŞI KALDI

Filistin Kızılayından yapılan yazılı açıklamada, "Gazze'deki Kudüs Hastanesi'nin, yakıtın tükenmesi ve elektrik kesintisi nedeniyle hizmet dışı kaldığını ve çalışmalarının tamamen durduğunu duyuruyoruz." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, hastanede kötü insani koşullar ve tıbbi malzeme, yiyecek ve su sıkıntısı altında çalışan sağlık ekiplerinin artık hasta ve yaralılara geleneksel yöntemlerle de olsa tıbbi bakım sağlamak için her türlü çabayı gösterdiği vurgulandı.

Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) Genel Sekreteri Jagan Chapagain de İsrail'in abluka ve yoğun bombardıman altında tuttuğu Gazze Şeridi'ndeki Kudüs Hastanesi'nin hizmetlerini durdurmasına ilişkin X sosyal medya platformundan paylaşımda bulundu.

Gazze'deki önemli bir yaşam hattı olan Kudüs Hastanesi'nin artık hayat kurtarıcı sağlık hizmetlerini sağlayamadığını belirten Chapagain, "Filistin Kızılayı, Kudüs Hastanesi'nin yakıtının ve güç kaynağının tükendiğini ve hizmet dışı olduğunu doğruladı." değerlendirmesini yaptı.

Chapagain, Kudüs Hastanesi'nin hizmet dışı kalmasının Gazze'deki insanlar için yıkıcı sonuçları olacağını kaydetti.

ULUSLARARASI TOPLUM VE İNSANİ YARDIM KURULUŞLARI ACİL YARDIM ÇAĞRILARINA CEVAP VERMEDİ

Filistin Kızılayının açıklamasında, şu ifadelere yer verildi:

"Uluslararası topluma ve insani yardım kuruluşlarına, yaklaşık bir haftadır hastaneye uygulanan ablukanın gölgesinde acil yardım ulaştırılması yönünde defalarca çağrıda bulunduk. Ancak kuruluşlar hastaneye yardım ulaştırmada aciz kaldı.

İsrail'in çevrede devam eden bombardımanları ve doğrudan hedef alması nedeniyle hastanedeki sağlık personeli, hastalar ve yerinden edilmiş siviller hayatlarını tehlikeye atan bu durumla tek başlarına yüzleşmek zorunda kaldı. İşgalcilerin Gazze'ye saldırılarını yoğunlaştırmasıyla felaket daha da büyüdü."

YOLLARDA CESETLER VAR, İSRAİL SALDIRILARI NEDENİYLE MÜDAHALE EDİLEMİYOR

Gazze'de yollarda çok sayıda ceset olduğu, İsrail'in hareket eden her şeyi hedef alması nedeniyle de herhangi bir müdahalenin yapılamadığı belirtilen açıklamada, sağlık sisteminin tamamen çökmesinden ve Gazze Şeridi'ndeki felaket niteliğindeki insani durumdan uluslararası toplumun ve Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'ne taraf tüm ülkelerin sorumlu olduğu vurgulandı.

Açıklamada ayrıca Filistin Kızılayı, bir kez daha, uluslararası topluma ve yardım kuruluşlarına "Gazze'ye ve özellikle kuzey bölgelerine gerekli ihtiyaçların acilen ulaştırılması için acil yardım" çağrısını yineledi.

FİLİSTİNLİ SAĞLIK ÇALIŞANLARI GAZZE'DEKİ HASTANELERE YÖNELİK SALDIRILARIN DURDURULMASINI İSTEDİ

Filistinli sağlık çalışanları işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde düzenledikleri gösteride, Gazze'deki hastanelere saldırıların durdurulması çağrısında bulundu.

Filistinli Doktorlar Sendikası ve Filistin Tıbbi Yardım Derneğinin çağrısıyla Ramallah kentinde Gazze'deki sağlık personeliyle dayanışma gösterisi düzenlendi.

Sendika Başkanı Şevki Subha, yaptığı açıklamada, Gazze'deki sağlık merkezlerinin çoğunun artık hizmet veremediğine işaret ederek, savaşın hemen sonlandırılması gerektiğini belirtti.

Subha, ancak bu şekilde geride kalanlara müdahale edilebileceği, destek için sağlık malzemelerinin ve personelin bölgeye girebileceğini kaydetti.

İsrail'in Gazze'ye saldırılarında doktor, hasta bakıcı olmak üzere farklı alanlardaki sağlık personelinden 200 kişinin öldüğünü, yaralıların ve psikolojik olarak etkilenenlerin olduğunu ifade eden Subha, savaş durmadan, yardım faaliyetleri ve bölgenin ihtiyaçlarından söz etmenin zor olduğunu vurguladı.

Filistin Tıbbi Yardım Derneği Başkanı Mustafa el-Bergusi ise hastalara, hastanelere, doktorlara, hemşirelere karşı işlenen büyük suçun sona ermesini istediklerini söyledi.

Bergusi, İsrail'in binlerce çocuğu öldürdüğünü, şimdi de çocukların elektrik, ilaç ve su olmadığı için kuvözlerde öldüğünü ayrıca bazı ameliyatların anestezi uygulanmadan yapıldığını dile getirdi.

Gazze'de bombalı saldırılara maruz kalan hastanelere yönelik tüm suçların durdurulması gerektiğini belirten Bergusi, İsrail ordusu tarafından düzenlenen gerçek bir katliamla karşı karşıya olunduğuna dikkati çekti.

GAZZE'DEKİ DOKTORLAR İSRAİL'İN HASTANELERDEKİLERE GÜVENLİ ÇIKIŞ VERİLDİĞİ AÇIKLAMASINI YALANLADI

İsrail ordusunun Şifa Hastanesinden bebeklerin güvenli şekilde nakledilmesine yardım edeceklerine ve hastanenin abluka altında olmadığına ilişkin söylemlerine rağmen, oradaki doktorlar bombardımanın sürdüğünü ve hastaneden çıkma teşebbüsünde bulunanların bile öldürüldüğünü söylüyor.

Gazze Şeridi'nde bulunan Şifa ve Nasr hastanelerindeki doktorlar ile son durum ve İsrail'in Şifa Hastanesinden güvenli çıkış sağlanabileceği açıklaması değerlendirildi.

Şifa Hastanesinden Doktor Nidal Ebu Adrus, bu sabah erken saatlerde hastanenin kardiyoloji bölümünün de saldırıya uğradığını söyledi.

Ebu Adrus, hastanede hiçbir şekilde elektrik ve su olmadığını, kimseyle iletişim sağlanamadığını belirterek, hastalara da gerekli tedavileri uygulayamadıklarını ve her gün çok sayıda kişinin öldüğünü ifade etti.

Hiç kimsenin hastaneyi terk edemediğini ve hastane kapısından çıkan herkesin derhal öldürüldüğünü anlatan Ebu Adrus, Uluslararası Kızılhaç Komitesine (ICRC) doktorlar ve hastalara güvenli koridor oluşturmaları için çağrıda bulundu.

Ebu Adrus, insanların hastaneden güvenli şekilde çıkılmasına izin verildiğine ilişkin söylemler hakkında, "İnsanların hastaneden ayrılmalarına izin verildiğini söylüyorlar ama kendi gözlerimizle gördüğümüz buna izin verilmediği. 2 kişi hastaneden ayrıldı ve öldürüldüler. Kimse de onlara yardım edemiyor çünkü çıkarlarsa onlar da öldürülecek. Hastaneden ayrılmak güvenli diyebilirler ama gözlerimizle gördüğümüze göre, güvenli değil." ifadelerini kullandı.

"SÜREKLİ BOMBARDIMAN ALTINDAYIZ"

ICRC'nin bölgeye gelmesiyle onların eşliğinde doktorlar ve hastalar olarak hastaneden ayrılabileceklerini belirten Ebu Adrus, "İletişim, internet ya da hastane çevresinde ne olduğunu öğrenebileceğimiz herhangi bir şey yok. Hastanenin 100 metre çevresinde bile ne olduğunu bilmiyorum. Sürekli bombardıman var. Çok zor şartlar altındayız. Dünyada kimse bizi umursamıyor, lütfen tıbbi personel ve hastalar için güvenli bir koridor sağlayın." dedi.

Ebu Adrus, her gün bebeklerin ölmeye devam ettiğine işaret ederek, hasta ve doktorların hastaneden ayrılabilmesi için hastane yönetiminin İsrail ordusuyla müzakere ediyor olabileceğini ancak detaylara hakim olmadığını dile getirdi.

Nasr Hastanesinde bulunan Doktor Muhammed de Şifa Hastanesindeki meslektaşlarıyla olabildiğince iletişimde kalmaya çalıştığını anlatarak, "İsrail ordusu tarafından etrafları sarılmış durumda, herkesi vuruyorlar. Hastanede birçok ölü ve yaralı var ancak onlara ulaşamıyoruz." diye konuştu.

Muhammed, Şifa Hastanesinde 650 hastanın olduğunu belirterek, "Onlara ulaşamıyoruz, oraya giden güvenli bir yol yok. Orada 140 doktor, 200 hemşire ve 2 bin 500 insan var ve Şifa Hastanesinin dışına çıkamıyorlar." ifadesini kullandı.

Nasr Hastanesinde de birçok ambulans olduğunu ve çok sayıda sivilin saldırıya uğrayarak geldiğini söyleyen Muhammed, Şifa Hastanesinde farklı bölümlere her saat saldırıldığını ve kardiyoloji bölümünün de bugün hedef alındığını söyledi.

BM'DEN GAZZE'DEKİ HASTANELERE SALDIRILARIN SONLANDIRILMASI İÇİN ACİL ULUSLARARASI EYLEM ÇAĞRISI

Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşları, İsrail'in Gazze'deki hastanelere yönelik saldırılarının sonlandırılması için acil uluslararası eylem çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölge Direktörü Adele Khodr, BM Nüfus Fonunun (UNFPA) Arap Devletleri Bölge Direktörü Laila Baker ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Doğu Akdeniz Bölge Ofisi Direktörü Ahmed Al-Mandhari, İsrail'in Gazze'deki hastanelere yürüttüğü acımasız saldırılara ilişkin ortak yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, "Gazze'de hastanelere yönelik devam eden saldırıların sonlandırılması için acil uluslararası eylem çağrısında bulunuyoruz. (Gazze'de) Hastanelerin, ölüm, yıkım ve çaresizliğin yaşandığı alanlara dönüştürülmesine dünya sessiz kalamaz." ifadeleri kullanıldı.

Şifa Hastanesi ve Kudüs Hastanesi dahil Gazze'deki hastanelere ve bunların civarına düzenlenen, aralarında çocuklar da dahil olmak üzere çok sayıda kişinin öldüğü saldırılara ilişkin haberlerin "dehşet verici" olduğu vurgulanan açıklamada, Gazze'nin kuzeyindeki birçok hastaneyi çevreleyen yoğun çatışmaların, sağlık personelleri, yaralılar ve diğer hastaların güvenli erişimini engellediği bildirildi.

Açıklamada, DSÖ'nün son 36 gün içinde Gazze'deki sağlık hizmetlerine yönelik en az 137 saldırıyı kayıtlara geçirdiği kaydedilen açıklamada, bunların 521 ölüm ve 686 yaralanmaya neden olduğu belirtildi.

Görevi başında 16 sağlık çalışanının öldürüldüğüne ve 38'inin yaralandığına vurgu yapılan açıklamada, "Tıbbi tesislere ve sivillere yönelik saldırılar kabul edilemez. Bunlar uluslararası insani yardım ile insan hakları hukuku ve sözleşmelerinin ihlalidir. (Tıbbi tesislerin) Özellikle kriz zamanlarında tıbbi yardım alma hakkı asla engellenmemeli." ifadeleri kullanıldı.

Gazze Şeridi'ndeki hastanelerin yarısından fazlasının hizmet veremediği hatırlatılan açıklamada, çalışır durumda olanların büyük bir baskı altında olduğu ve çok sınırlı hizmet verdiği belirtildi.

Açıklamada, "Su, gıda ve yakıt kıtlığı, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu hastaneler ve çevrelerinde barınan binlerce yerinden edilmiş kişinin refahını tehdit ediyor. Acil bir insani ateşkes sağlamak, daha fazla can kaybı yaşanmasını önlemek ve Gazze'deki sağlık sisteminden geriye kalanları korumak için artık kararlı bir uluslararası eyleme ihtiyaç var. Yakıt, tıbbi malzeme ve su sağlamak gibi hayat kurtaran malzemeler için artık engelsiz, güvenli ve sürekli erişime ihtiyaç var." ifadeleri kullanıldı.

FİLİSTİNLİ YETKİLİ ZAKUT: "İSRAİL, ŞİFA HASTANESİ ÇEVRESİNDE HAREKET EDEN HER ŞEYİ VURUYOR"

Gazze Hastaneler Genel Müdürü Muhammed Zakut, İsrail ordusu tarafından etrafı sarılan Şifa Hastanesi'nin çevresinde hareket eden her şeyin hedef alındığını, ambulansların dahi hareket edemediğini belirtti.

Genel Müdür Muhammed Zakut, Şifa Hastanesi'ndeki durumun "felaket" olduğunu vurguladı.

Hastaneye giriş-çıkış yapılamadığını ifade eden Zakut, çevresinin bombalanması nedeniyle ambulansların da hareket edemediğini aktardı.

İsrail'in cenazelerin defni için dahi fırsat vermediğini vurgulayan Zakut, "İsrail, Şifa Hastanesi çevresinde hareket eden her şeyi hedef alıyor." dedi.

Mısır'dan Şifa Hastanesi'ne ambulans göndermesini, bebekler, çocuklar ve hastaların hayatının kurtarılması için harekete geçilmesini isteyen Zakut, ayrıca hastaneye akaryakıt temin edilmesi çağrısında bulundu.

ÖLÜ VE YARALI SAYISI TESPİT EDİLEMİYOR

Filistinli yetkili, saldırıların yoğunluğuna dikkati çekerek "İsrail'in yoğun saldırıları altındaki Gazze Şeridi'nde hasta ve yaralılara ulaşılamadığı için ölü ve yaralı sayısı tespit edilemiyor." diye konuştu.

Zakut, Nasr ile Rantisi hastanelerinin zorunlu olarak tahliye edildiğini, hastaların şu an herhangi bir sağlık tedbiri olmadan sokakta kaldığını sözlerine ekledi.

Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre İsrail ordusu, aralıksız saldırdığı Gazze Şeridi'nde Şifa Hastanesi ile çeşitli hastanelerin çevrelerini kuşatma altında tutuyor.

İSRAİLLİ UZMANA GÖRE, ÜLKE GÜVENLİĞİ İÇİN GAZZE'DE GEÇİCİ ASKERİ YÖNETİM KURMAK GEREKEBİLİR

İsrailli yarbay Shaul Bartal, İsrail'deki Bar Ilan Üniversitesi Begin Sedat Stratejik Araştırma Merkezi'nde yayımlanan bir araştırmasında, savaş sonrası Gazze'deki yönetime ilişkin görüşlerini dille getirdi.

"Savaş, Gazze'deki statükonun değişmesi için bir fırsat olabilir ancak bölgesel ve yerel kurumların yardımıyla ve uluslararası destekle bir çözüme varılıncaya kadar burada askeri bir yönetimin kurulması gerekebilir." iddiasında bulunan Bartal, İsraillilerin güvenliğinin sağlanması için güçlü bir otoriteye ihtiyaç olduğunu aktardı.

Bartal, bunun için sadece bölgenin işgal edilmesi ya da Hamas yönetiminin zayıflatılmasının yetmeyeceğini, savaş bittikten sonrasının da düşünülmesi gerektiğini kaydetti.

Bartal, Gazze'de savaş sonrası için öne sürülen, "Filistin yönetiminin hakimiyeti, uluslararası güçlerin kontrolü sağlaması ve Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı polis gücünün bulunması" gibi senaryoların hepsinin çok riskli olduğunu iddia etti.

İSRAİL SAVUNMA BAKANINDAN "ESİRLERİN KURTARILMASI İÇİN ANLAŞMA YAPILABİLECEĞİ" SİNYALİ

Cenevre Üniversitesi'nden ünlü bir profesörün dersi Cenevre Üniversitesi'nden ünlü bir profesörün dersi

İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant, Hamas'ın elindeki İsrailli esirlerin serbest kalması için "anlaşma yapabileceklerini" belirtti.

Yediot Ahronot gazetesinin haberine göre Galant, esir aileleriyle bir araya geldi.

"Bu savaşta, emniyet teşkilatı sadece iki şeyle ilgileniyor: Hamas'ın yenilmesi ve esirlerin geri dönüşü." diyen Galant, her ne şekilde olursa olsun esirleri kurtarmaya kararlı olduklarını, bunun ise anlaşma ya da operasyon yoluyla olabileceğini dile getirdi.

Hamas'ı uzun yıllardır tanıdığını ve ancak üzerinde askeri baskı kurarak onunla mücadele edebileceklerini bildiğini kaydeden Galant, "Savaş için bir takvimimiz yok. Esirler serbest bırakılıncaya kadar devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Galant bu açıklamasıyla, ilk defa Hamas'ın elindeki esirlerin serbest bırakılması için anlaşma yapma olasılığından bahsetmiş oldu.

GEÇİCİ İSRAİL ASKERİ YÖNETİMİ

İsrail'in, Gazze'deki askeri yönetim yıllarının (1967-2005) -en azından birinci intifadanın patlak verdiği 1987'ye kadar- Gazze tarihinde barış ve refah dönemi olduğunu savunan Bartal, "Bu nedenle, Gazze meselesine bölgesel bir çözüm bulununcaya dek burada geçici bir İsrail askeri yönetimi kurmayı düşünmek mantıklı olacaktır." değerlendirmesini yaptı.

Bartal, tüm ekonomik sıkıntılarına ve yüksek maliyetine rağmen kurulacak bu askeri yönetimin, Gazze'de düzeni ve güvenliği sağlamak için çalışacağını ve savaştan sonra Gazze'nin onarımı için uluslararası destek sağlayacağını ileri sürdü.

GAZZE'DEKİ HÜKÜMET: İSRAİL ORDUSU, ŞİFA HASTANESİNDE YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ İLE DOĞUMHANEYİ HEDEF ALDI

Gazze'deki hükümet, İsrail ordusunun, Gazze kentindeki Şifa Hastanesi yerleşkesinde yoğun bakım ünitesi, doğumhane ve ameliyathane binasını vurduğunu duyurdu.

Hükümetin basın ofisinden yapılan yazılı açıklamada, İsrail ordusunun Şifa Hastanesine gün içinde füzelerle, roketlerle ve uçaklarla saldırı düzenlediği belirtildi.

İsrail ordusunun saldırıları sırasında, yoğun bakım ünitesi, doğumhane binası ile ameliyathane binasının son katını vurduğu ifade edilen açıklamada, ayrıca diyaliz bölümünün yanındaki alanın hedef alındığı ve mekanda yangın çıktığı kaydedildi.

Açıklamada, yoğun bakımda olan bir hasta ile prematüre 2 bebeğin hayatını kaybettiği, ameliyathanelerde hizmetin durması nedeniyle 5 yaralının da yaşamını yitirdiği belirtildi.

İsrail askerlerinin, hastane binasından çıkan bazı Filistinlileri doğrudan hedef aldığı, sağlık ekiplerinin yoğun saldırılar nedeniyle müdahale edemediği aktarılan açıklamada, İsrail'in hareket halindeki her şeyi hedef aldığı bildirildi.

Yerel kaynaklar, İsrail ordusunun, aralıksız saldırdığı Gazze Şeridi'nde Şifa Hastanesi ile çeşitli hastanelerin çevrelerini kuşatma altında tuttuğunu belirtiyor.

Filistin Sağlık Bakanlığı: Gazze'deki hastanelerde hastalar ölüme terk ediliyor

Filistin Sağlık Bakanı Mey Keyle, başta Şifa Hastanesi olmak üzere Gazze'deki hastanelerde felaket yaşandığını, hastaların tedavi olamadığı için ölüme terkedildiğini belirtti.

Keyle, Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan yazılı açıklamasında, İsrail'in saldırıları ve yakıt, elektrik ile tıbbi malzeme sıkıntısı nedeniyle hastanelerde yaşanan drama ilişkin bilgi verdi.

Hastanelerde bir felaket yaşandığına dikkati çeken Keyle, "Böbrek hastası çocuklar ve yaşlılar tedavi göremedikleri için ölüyor. Şifa Hastanesinde elektrik ve tıbbi malzeme eksikliğinden şu ana kadar 2'si yeni doğan bebek 12 hasta hayatını kaybetti." ifadesini kullandı.

Keyle, Rantisi ve Türk-Filistin Dostluk hastanelerinde tedavi gören 3 bin kanser hastasının İsrail tarafından hastanelerden çıkarıldıkları için ölüme terkedildiğini, hamile kadınların gerekli sağlık hizmetini alamadığı için tehlike altında olduğunu kaydetti.

ŞİFA HASTANESİNDE DEFNEDİLMEYİ BEKLEYEN CESETLER ÇÜRÜMEYE BAŞLADI

İsrail'in havadan ve karadan günlerdir bombaladığı Şifa Hastanesindeki durumu da anlatan Keyle, İsrail insansız hava araçlarının (İHA) hareket eden her şeyi hedef alması nedeniyle doktorların hastane yerleşkesi içindeki binalar arasında gidip gelemediğini aktardı.

Keyle, "Hastaların hayatını tehdit eden ve bir sağlık felaketinin yaşanmasına neden olabilecek diğer bir husus ise doktorların, hastanedeki 100 naaşı (saldırılar nedeniyle) defnedememiş olması. Doktorların söylediğine göre, hastane bahçesindeki bu cesetler çürümeye başladı ve sokak köpekleri bu naaşların bir kısmını parçaladı. Ayrıca, hastane içinde biriken tıbbi atıklar da büyük bir sorun teşkil ediyor." ifadelerini kullandı.

Sağlık Bakanı, İsrail'in, hastanedeki su kuyuları, oksijen üniteleri ve diğer birimleri bombaladığını, elektrik kesintisi sebebiyle kan stoklarındaki kanların bozulduğunu ve doktorların hastalara kan nakli yapamadığını dile getirdi.

Şifa Hastanesindeki hastalar, yaralılar ve sağlık personelinin, yaşadıkları tüm bu zorlukların yanı sıra yiyecek ve içecek de bulamadığını aktaran Keyle, bu sorunların, hastanelere elektrik, tıbbi malzeme ve yakıt tedarik edilerek ya da hastaların Mısır'a nakledilmesi suretiyle çözülmesi gerektiğini dile getirdi.

İSRAİL'İN GAZZE'YE DÜZENLEDİĞİ SALDIRILARDA 41 BİNDEN FAZLA KONUT TAMAMEN YIKILDI

İsrail'in 37 gündür yoğun saldırı altında tuttuğu Gazze Şeridi'nde 41 binden fazla konut tamamen yıkıldı.

Gazze Şeridi'ndeki hükümetin Medya Ofisi'nden bölgedeki duruma ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

Açıklamaya göre, İsrail'in 37 gündür devam eden saldırılarında 41 bin 30 konut tamamen, 222 bin 120 konut ise kısmen yıkıldı.

Saldırılarda 92 hükümet binası ciddi şekilde zarar gördü, 241 okul hasar aldı, bunlardan 61'inin kullanılmaz durumda ve hizmet dışı olduğu kaydedildi.

İbadethanelerin de zarar gördüğü saldırılarda, 70 cami tamamen, 153 cami ise kısmen yıkıldı, 3 kilise hedef alındı.

Bir ayı aşkın süredir devam eden saldırılardan kaynaklanan tarım alanındaki doğrudan hasar 180 milyon dolar olarak tahmin ediliyor.

İsrail, yaklaşık 45 bin dönümlük tarım alanlarının yüzde 25'inden fazlasını buldozerlerle yerle bir etti, meyve ağaçlarını söktü, halkın geçim kaynağı büyükbaş ve kümes hayvanları ile balıkları itlaf etti.

HAMAS: ŞİFA HASTANESİNİN YÖNETİMİNDE TARAF DEĞİLİZ

Hamas, Telegram sayfasından yayımladığı yazılı açıklamada, İsrailli yetkililer ve ordu sözcüsü tarafından yapılan açıklamalara cevap verdi.

İsrail Ordusu Sözcüsüne "Nazi Ordusu Sözcüsü" nitelemesi yapılan açıklamada, işgal güçlerinin günlük yalanlar uydurduğunu bunlardan birinin de "İsrail'in Şifa Hastanesi yönetimine yakıt temin edilmesi teklifini Hamas Hareketi'nin reddettiği" suçlaması olduğu belirtildi. Açıklamada, bu suçlamaya karşılık, şu ifadeler yer aldı:

"Hamas Hareketi, Şifa Hastanesinin yönetiminde bir taraf değildir. Orada karar alma mekanizmasında herhangi bir varlığı yoktur. Hastane, teknik ve idari işlerini yürüten Filistin Sağlık Bakanlığının yönetimine tümüyle bağlıdır.

Şifa Hastanesi, işgal güçlerinin hastaneye yalnızca 300 litre yakıt verilmesi teklifinin elektrik, yiyecek ya da su olmaksızın hastaneye sığınan kuşatma altında olanların, sağlık ekiplerinin, bebeklerin çocukların, hastaların acıları ve çektiği işkenceleri hafife almak anlamına geldiğini ortaya çıkarmıştır. Söz konusu yakıt miktarı, jeneratörleri yarım saatten fazla çalıştırmaya yetmez. İşgal güçleri, bu teklifle yakıt, su ve ilaç girişini engelleyerek, hastanelere saldırılarını, sağlık personelini öldürmeyi, hastaların hayatını tehlikeye atmayı ve insanlık dışı suçlarını gizleme ve çirkin yüzüne makyaj sürmek gibi ucuz bir reklam kampanyası yürütme çabası içindedir."

Açıklamada, Birleşmiş Milletler ve uluslararası topluma, hastaneler için Gazze Şeridi'ne yakıtın acil olarak girmesi ve İsrail yönetimi tarafından uluslararası kanunların korkunç ihlallerinin durdurulması talebinin yinelendiği kaydedildi.

KIZILHAÇ ÖRGÜTÜ: GAZZE'DE DURUMLAR, İNSANİ BİR FELAKETİN UÇURUMUNA HIZLA YAKLAŞIYOR

ICRC, tarafından yapılan yazılı açıklamada, ekipleri ve iletişim biriminde çalışan görevlilerinin ailelerini arayan ve yardım isteyen birçok kişiyle telefon görüşmesi yapıldığı kaydedildi.

Gazze'de temizlik malzemeleri, su, gıda ve barınak gibi zorunlu ihtiyaçlardan mahrum 100 bin kişi olduğunun belirtildiği açıklamada "Gazze'de durumlar, insani bir felaketin uçurumuna hızla yaklaşıyor." ifadesi kullanıldı.

İnsanların gitmeleri istenen güney bölgesine ilişkin ise "Gazze'nin güney bölgesi, üzerlerindeki kıyafetler dışında hiçbir şey olmadan gelen çok sayıda insanın ihtiyaçlarını karşılayacak donanımdan yoksundur ve alınan insani yardım miktarı da tamamen yetersizdir." bilgisine yer verildi.

ICRC açıklamasında, yerlerinde kalmak isteyen ya da ayrılmaya çalışanlar olsun, Gazze Şeridi'nde kuşatma altında olan sivillerin korunması ve hiçbir engel konulmaksızın düzenli bir şekilde insani yardımların girişinin zorunluluğu konusunda çağrıda bulundu.

Hastanelerin çevresinin insanlarla dolu olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, saldırıların yapıldığı bu bölgelerde hasta, yaralı, çocuk, bebek ve sağlık ekipleri gibi hayati tehlikeye en çok maruz kalan grupların bulunduğuna dikkat çekildi.

ICRC'nin Gazze Alt Delegasyon Başkanı William Schomburg, açıklamasında, "İnsanlar gece gündüz ölümle karşı karşıya kalma korkusuyla evlerinin kapılarını açmaktan korktuklarını bizlere iletiyor. Yardım etmemizi ve kendilerini güvenli bir yere götürmemiz için rica ediyorlar." vurgusu yaptı.

Kaynak: AA