19 Mayıs etkinlikleri kapsamında Fener Alayı yürüyüşü yapılacak 19 Mayıs etkinlikleri kapsamında Fener Alayı yürüyüşü yapılacak

AFAD tarafından 7-8 Kasım tarihlerinde Nevşehir’de düzenlenen çalıştayda Türkiye’deki kültürel miras alanlarının iklim değişikliğine bağlı afetlerden korunmasına yönelik olarak ilgili kurumlar arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi, çerçeve mevzuatın incelenmesi, atılması gereken adım ve eylemlerin belirlenmesi amacıyla düzenlenen çalıştaya, Nevşehir Vali Yardımcısı Hüseyin Çam, AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, alanında uzman akademisyenler, ilgili kurum ve kuruluşların temsilcileri katıldı.

“KAPADOKYA, TÜRKİYE VE DÜNYADAKİ EN NADİDE ÖRNEK”

Çalıştayda konuşan Nevşehir Vali Yardımcısı Hüseyin Çam, Kapadokya’nın hem tarihin hem de kültürel mirasın Türkiye ve dünyadaki en nadide örneği olduğunu söyledi.

Kapadokya bölgesinin geçmişten günümüze aktarılan en önemli kültürel miras alanlarından bir tanesi olduğunu kaydeden Çam, “Tarihimiz bizim dedelerimizin mirası. Ancak şunu da unutmamak lazım, çocuklarımızın da torunlarımızın da bize olan emaneti. Bu yaklaşımla hareket edebilmek ve koruyup kollayabilmek gerekiyor. Bu anlamda da bunun farkındalığına varabilmek gerekiyor.” dedi.

“HER ÇALIŞMA RİSK AZALTMA ODAKLI OLMALI”

AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerde 50 binin üzerinde insanın hayatını kaybettiğini ve birçok şeyin sorgulanması gerektiğini söyledi.

Bundan sonraki süreçte yapılacak her çalışmanın risk azaltma odaklı olması gerektiğini belirten Tatar, “Bu son derece önemli. Ne yaparsanız yapın günün sonunda sizin binalarınız yıkılıyorsa, bunların altında insanlar yaşamını yitiriyorsa, afetlere dirençli şehirler ya da toplum oluşturamamışsak burada da kendimizi biraz sorgulamamız gerekiyor.” dedi.

“RİSK AZALTMANIN ÖNEMİNİ ANLAMAMIZ GEREKİYOR”

Risk azaltmanın önemine vurgu yapan Tatar, şöyle konuştu: “Yani risk azaltma faaliyetlerinin ne kadar önemli olduğunu, her bir azalttığınız riskin sizin için ne anlam ifade ettiğini çok iyi öğretmemiz ve anlamamız gerekiyor. Tabi baktığınızda ülkemizde bizim TARAP dediğimiz Türkiye Afet Risk Azaltma Planı 2022’de AFAD’ın yürürlüğe soktuğu bir çatı plan biliyorsunuz. Birçok farklı kurumumuz bunun içerisinde görev alıyor. Bunun altında 2021 yılsonu itibarıyla hayata geçirilen İl Afet Risk Azaltma Planları var. 81 ilimizin diğer afetlere dönük olarak anayasası diyebileceğimiz, içerisinde her türlü risklere karşı alınması gereken eylemlerin tanıtma bir İl Afet Risk Azaltma Planları var. Ama bütün bunların hepsinin hayata geçirilmesi için toplumun tüm bileşenlerinin, halkın, vatandaşın, kamu kurumlarının, belediyelerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın herkesin buna inanması ve katkı sağlaması önem taşıyor. Baktığınızda geçmiş kuşaklardan günümüze kadar ulaşan doğal ya da belki insan eliyle oluşturulan ve belli bir evrensel değere sahip olduğuna inandığımız yapılar diyeyim kısaca. Tanımıyoruz ve baktığınızda aslında Dünya Kültürel Miras Sözleşmesi’nden de üç farklı ayağın olduğunu görüyoruz. İşte anıtlar, yapılar ve bir de sit alanları. Sit alanları da işte insan veya doğal yollarla oluşturulmuş bir takım kültürel yapıları ifade ediyor.”

“KAPADOKYA’YI KORUMAK ZORUNDAYIZ”

Kapadokya’nın da çok önemli bir sit alanı olduğunu kaydeden Tatar, “Aslında şuan içinde bulunduğumuz alan da tam bu projenin uygulanması gereken alanlardan bir tanesi. Dünyanın en önemli doğal sit alanlarından, dünyanın en önemli yerel jeolojik sit alanlarından bir tanesinin içinde Kapadokya’da bulunuyoruz ve bir jeoloji profesörü olarak gerçekten baktığımızda 4 – 5 milyon yıllık bir süreç içerisinde, yavaş yavaş doğanın içerisinde oluşan büyük bir yapıdan, büyük bir oluşumdan söz ediyoruz ama baktığımızda evet çok güzel bir alan turist çekiyor, her gün belki yüzlerce, binlerce insan buraya geliyor, her sabah 160 civarında balonun havada olması dünyanın başka hiçbir yerinde görebileceğiniz bir olay değil. Sadece görsel bir şölen değil. Buraları korumak zorundayız. Yani bu belki de bu projenin bana göre en temel, en önemli şıklarından bir tanesi.” Şeklinde konuştu.

“KÜLTÜREL MİRAS ALANLARI İNSANLAR İÇİN ÇOK DEĞERLİ”

AFAD Risk Belirleme ve Önlem Dairesi Başkanı Gökhan Yılmaz ise Türkiye’nin çok güzel bir ülke olduğunu belirterek, aynı zamanda da Dünya Kültürel Mirası açısından çok değerli kültürel miras alanlarına sahip olduğunu belirtti.

Türkiye’de halihazırda yüz binin üzerinde tescilli kültür varlığı bulunduğu aktaran Yılmaz, “Sadece İstanbul’daki tescil kültür varlığı sayımız yaklaşık 35 bindir. Yine bu tescil kültür varlığının haricinde ülkemizde yaklaşık 25 bine yakın sit alanı bulunmaktadır. Bu sit alanlarına baktığımızda 2022 yılsonu itibarıyla arkeolojik sit alanı sayısı 22 bin 898, tarihi ve kentsel sit alanı sayısı 33, karma sit alanı sayısı 121’dir. Toplamda 23 bin 632 sit alanımız bulunmaktadır.” diye konuştu. 

Kültürel miras alanlarının insanlar için değerli olduğunu ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti: “Üzerinde bulunduğumuz coğrafyanın ne kadar zengin, kültürel mirasa, tarihi değerlere sahip olduğunu açık ve net bir şekilde ortaya koymaktadır. Yine bu kültürel miras alanlarının hem dünya üzerindeki insanlar açısından hem de ülkemiz insanı açısından çok değerli önemi vardır. Ülkemizin turizm sektöründeki payı her geçen gün artmakta. İstanbul’a 2023 yılının ilk 8 ayında gelen ziyaretçi sayısı 11 milyon 524 bin, Türkiye’ye ilk 7 ayda gelen ziyaretçi sayısı 30 milyon 93 bin 446 kişidir. Dolayısıyla sahip olduğumuz bu doğal güzellikten yana tarihi değerlerimiz, ülkemize aynı zamanda ciddi bir ekonomik katkı sağlamakta. Ülkemizin tanınırlığını ve bilinirliğini dünya genelinde de sağlamaktadır.”

Editör: İsmail Irmak