<p class="xmsonospacing"><span style="font-family: tahoma, arial, helvetica, sans-serif; font-size: medium;">Özdemir, “Ümmetin birliğini, İslam dünyasının birlikteliğini savunan ve bu çerçevede yürüttüğü çalışmalar nedeniyle sürekli hedef alınan Cemaat-i İslami Partisi´ne yönelik devlet terörünü, adalet cinnetini ve bu yolla hem İslam´ı hem de Müslümanları hedef alan Bangladeş yönetimini kınıyoruz. </span></p><p class="xmsonospacing"><span style="font-family: tahoma, arial, helvetica, sans-serif; font-size: medium;">Hukuk tanımaz, insan onuru bilmez yönetimin arkasında duran ve cesaretlendiren herkesçe malum ülkeleri Bangladeş´te yaşanan vahşetin suç ortağı olarak görüyor, onları da bu tavırlarından vazgeçmeye davet ediyoruz. 1971 yılında gerçekleşen ve bölünmeyle sonuçlanan savaş sırasında benimsediği birlik politikasıyla bölünmeye karşı çıkan Cemaat-i İslami Partisi liderleri, zalim Bangladeş yönetimi tarafından intikam hırsıyla ve yok etme hedefiyle idam ediliyor. </span></p><p class="xmsonospacing"><span style="font-family: tahoma, arial, helvetica, sans-serif; font-size: medium;">Aralık 2013´te Abdülkadir Molla, Nisan 2015´te Muhammed Kamaruzaman daha önce Bangladeş´in dikta rejimi tarafından idam edilmişti. Cemaat-i İslami Partisi Lideri Ghulam Azam ise hukuksuz bir şekilde ömür boyu hapse mahkûm edilmesine dayanamayarak 92 yaşında hapishanede Hakk´a yürümüştü. Bangladeş rejimi, Cemaat-i İslami´nin geri kalan liderlerini idam sehpasına göndermeye hazırlanıyor. Bangladeş´te Şeyh Hasina diktası, hukuksuz, temelsiz ve uyduruk bir mahkeme ile tek suçu 1971´de Pakistan´ın bölünmesine karşı çıkmak olan parti liderlerini idam sehpasına gönderiyor. Ne hazindir ki, hem İslam dünyası hem de uluslararası kamuoyu idamları seyretmekle yetiniyor. </span></p><p class="xmsonospacing"><span style="font-family: tahoma, arial, helvetica, sans-serif; font-size: medium;">Memur-Sen Konfederasyonu olarak Bangladeş´in dikta rejimine ve uluslararası kamuoyuna sesleniyoruz: Tamamen siyasi bir mahkeme tarafından yargılanan ve Bangladeş ile Pakistan´ın geleceğini düşünmekten başka bir eylemi bulunmayan ancak ‘insanlık suçu işlemekle´ itham edilen bu insanların darağacına gönderilmesi başlı başına bir insanlık suçudur ve buna derhal son verilmelidir. Bangladeş rejiminin ülkede ‘Batı odaklı´ bir yaşam dikte etmesi ve tamamen bu nedenle İslami hassasiyetleri bulunan insanları yıldırmak için Müslümanların liderlerini katletmesi kabul edilemez. Kuşkusuz, Cemaat-i İslami Partisi´nin liderlerinin idam sehpasına gönderilmesi ülkedeki Müslümanları hedeflenenin aksine birleştirecektir, bütünleştirecektir. Bu hukuksuz idamların Bangladeş´e, demokrasiye, hukuka, insan hak ve özgürlüklerine zarar vermenin ötesinde bir anlam taşımadığı çok açıktır. </span></p><p class="xmsonospacing"><span style="font-family: tahoma, arial, helvetica, sans-serif; font-size: medium;">İslam coğrafyasında yaşanan insanlık dramlarının, haksızlık ve hukuksuzlukların Batı´nın dikkatini çekmemesi şaşırtıcı değildir. Ancak şu bilinmelidir ki, göz yumulan bu dramlar, hukuksuzluklar, insanlık suçları bumerang gibi bir gün buna göz yumanları da vuracaktır. </span></p><p class="xmsonospacing"><span style="font-family: tahoma, arial, helvetica, sans-serif; font-size: medium;">Biz insanlık ailesine düşen, dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın, kim tarafından yapılırsa yapılsın tüm hukuksuzluklara, insanlık suçlarına karşı çıkmaktır. Memur-Sen olarak, Bangladeş´teki teatral Savaş Suçları Mahkemesi´nin verdiği idam kararlarını kınıyoruz. Bu kararların bir an önce durdurulmasını bekliyoruz. Bangladeş rejimini aklıselime davet ediyor; Bangladeş´in iç huzuruna zarar veren, ülkede ayrışmaya neden olacak olan idam kararlarını protesto ediyor, Bangladeş halkının yanında olduğumuzu buradan haykırıyoruz” ifadelerinde bulundu.</span></p><p class="xmsonospacing"> </p>