NEDEN Kİ?

Abone Ol

Biri hakkında iyi düşünceler içinde bulunabilirsiniz. Seversiniz, sayarsınız, saygı duyarsınız. Lakin bu sevginiz ve saygınızla ona erişemediğiniz olur. Neler düşündükleriniz de hissedilir ve bilinebilir de.

   Neden yazıyorum bunları?

   İletişim çağında olmamıza rağmen büyük iletişimsizlik çekiyoruz. Biliyoruz, görüyoruz, anlıyoruz ancak anlamsızlıklara gömülüyoruz. Her şeyden şikâyet ediyoruz.

    Çağdaşlaşan dünyada fertler daha da farklı fikirler, hisler taşıyor. Azla yetinmiyor. Belki yetinmemesi de gerekir ancak yeri geldiğinde nerede duracağını ve nereye doğru gideceğini de bilmelidir.

    Biliyor durmuyor. Orada bir dur hele! Durmuyor.

    Duruyor bilmiyor, tereddüt ediyor, şaşırıyor, kızıyor, köpürüyor, halden hale giriyor. Kendini kaybediyor, bir acayip hal alıyor.

    İnsan çift kişiliktir dereler bazen öyle bir hale dönüşüyor şu insan, bir değil bin bir kişiliğe bürünüyor.

    Anlamak da, anlaşmak da zorlaşıyor.

    Farklılıklar insan içine öyle bir vücut buluyor ki…

    Gel çöz çözebilirsen, anla anlayabilirsen insanı, insanları ki aşk olsun!

*    *    *

    İşte insanların içine düştüğü birkaç farklılık…

    Bazı kişiler güçlü duygular uyandırır. Bu duygular yanıltıcı olduğu gibi sahiden de olabilir.

   Bazıları da sadece dış görünüş sahibidirler.

   Bir kısım fertlerin gördüğü sevgi ve saygının nedeni açık görüşlü oluşlarındandır.

   Önemsiz küçük mutluluklara yöneliriz ve büyük mutlulukları düşünmeyiz.

   Mutlu oldukları halde mutluluğunu paylamayanlar da var. Bu tipler soğuk ve gösterişsizdirler.

    İyi niyet gösterisi içinde bulunan, her yaptığını aşikâr eyleyenler de aslında bu niyetlerinin ardında başka düşünceler beliyorlar.

    Tek cümleyle bilinçaltı kapris…

    Elbette iyilik karşılıksız olur ve bir şey beklenmez. Yediğini, içtiğini soysa medyadan paylaşanlar yaptıkları iyilikleri de birer gösteriye dönüştürüyorlar.

    İyi ile kötü, güzel ile çirkin bir araya gelir mi belki gelir amma ikisi bir anda olmaz.

    Kişi yolunu çizecek; iyi, güzel, hayırlı, yardımsever, cömert, anlayışlı, izan sahibi… Bu kadar. Yoksa insanlar en kolayına kaçarak her türlü haramzadeliği işliyor!

    Neden hep böyle oluyor?

    Teknoloji insana yeni bir ayar çekti! Belki de bunun fevkinde olarak “fabrika ayarlarına dönmek” mesel hale geldi.

    İstismara açık insanoğlu zıvanadan çıkmak üzeredir, biline.

    Tarım, havyacılık, ekonomi, eğitim falan rast getire amma işin başı eğitim ve kültürdür! Okumadan, araştırmadan, kolay yoldan sonuca ulaşma hastalığı, faydacılık, nemelazımcılık gibi değersizlikler toplumu sorgulamasız, şeksiz şüphesiz sözde doğrucu bir kişilik yaygınlaştıkça yaygınlaşmaktadır.

   İyi niyetliler güçlü bir topluluk haline gelmeliler. İyi niyet, doğruluk, dürüstlük, başarı, toplumsal barış, birlik beraberlik ve kalkınma için bu şarttır.

   Helal-haramın yok farz edildiği toplumda hem istismarlar, şiddet artacak hem de anlayışsızlık tavan yapacaktır.

   İnsanlar ise birbirlerine şaşkınlıkla neden ki? Diye sormaya devam etmeye devam edecektir.