Özbekistanlı!... 15 yaşında!... Çekik gözlü!... Güzel bir kız Akerka!...

Hayalinde cennet kadar güzel Türkiye´de yaşamak var!...

Hiç ummadığı halde yine de klavuzu doldurur, Türkiye´de İmam Hatip Lisesi´nde okumak için!...

Allah dileğini kabul eder. Başvurusu kabul edilir. Üsküdar İmam Hatip Lisesi´nde okumaya hak kazanır. Heyecanlıdır... Türkiye´ye uçacağı günü dört gözle beklemektedir.

O gün gelir. Özbekistan´ın çeşitli vilayetlerinden 6 arkadaşıyla Üsküdar İmam Hatip Lisesi´ne gelirler. Başta hayal kırıklığına uğrar. Türklerin yaşadığı dünyanın en güzel şehrinde, Türk olduğu halde anlaşamamak onu üzer. İyi ki bir yıl önce gelmiş bir arkadaşları vardır. Dil problemlerini onun sayesinde hallederler. Yavaş yavaş Türkiye Türkçesi´ni öğrenmeye başlar. Türkiye´yi ve okulunu çok sever. Her şey düşündüğü gibidir.

Akerka; gerçek İslam´ı Türkiye´de öğrenecek, Özbekistan´da Kur´an ve sünnete göre yaşayacak, yaşatacak. Şirke batmış cemaat ve tarikatların, Emevi sapkınlıklarının elininden halkını koruyacak!... Onları aydınlatacak!...

Akerka, şimdi 16 yaşındadır. Güzelliği, çalışkanlıği, sempatikliğiyle öğrenci ve öğretmenlerin gözdesi olur!...

* * *

Sovyetler Birliği, 1917´de sosyalist devrimi gerçekleştirdikten sonra dini yasaklamış, ibadethaneleri kapatmiş, dini kitapları toplatmıştır. Çünkü Karl Marks´a göre din afyondur. İnsanı uyuşturur.

Ne ki 1989´da Prestroika ve Glastnost ile az da olsa özgürlüğe kavuştu Sovyet halkı. Çünkü, teknolojinin gelişmesiyle diğer ülkelerdeki yaşantıya özenmeye başladılar. Halk patlama noktasına geldi.

Görüldü ki, halk dininden vaz geçmemiştir. Müslüman, yine Müslüman olarak kalmış; Hıristiyan Hıristiyan olarak!... Fakat kaynağından değil, kulaktan duyma, atalarının bildiği kadarıyla öğrenebilmişler dinlerini!...

* * *

O günden bu yana bütün Türk Cumhuriyetleri tehlike altındadır din adına!... Çeşitli cemaat ve tarikatların kıskacı altındadır. Bu cumhuriyetlere gerekli destek verilmelidir, dini açıdan. Diyanet, resmi yoldan din adamları göndermelidir. Bol bol dini kitaplar, özellikle kendi dillirinde Kur´an meali ve tefsiri göndermelidir!...

Gerçi ilk defa rahmetli Özal döneminde bir çok Kur´an ve dini kitaplar gönderildi. Şimdi de gönderilmektedir ama bu çalışmalar yeterli midir?

Akerka ve Akerka gibiler daha da çoğalmalı, diğer Türk Cumhuriyetleri´nden de öğrenciler gelerek birer gönül elçisi olmalıdırlar. Böylece hem ekonomik hem siyasal hem de kültür alanında yakın işbirliğine gidilebilir. Birlik ve beraberlikle Türk Cumhuriyetleri´yle siyasal bir güç elde ederiz, tıpkı batılıların Avrupa Birliği gibi!...

Kaynak: Diyanetv