Teknolojinin beklenmedik hızda gelişmesi toplumların bütün hesaplarını beklentilerini alt üst etmekte.  Hız arttıkça zaman genişlemekte, genişleyen zamanda üretim ve buna bağlı tüketim de artmaktadır. Yine teknolojinin artırdığı hıza binaen kıtalar, coğrafyalar birbirine yakınlaşmakta farklı  ulus kültürleri iç içe geçmektedir. Bugün dünyanın bir çok bölgesinde ister etnik aidiyet  bakımından olsun ister inanç dini farklılıklar da olsun farklı medeniyet mensupları dünyanın birçok  şehirlerinin  çatısı altında özgür , güvenli, sosyal ve hukuksal eşitlik ilkesine dayalı devlet güvencesi ile birlikte  omuz omuza  yaşamaktadırlar. teknoloji ve buna bağlı materyallerın hızı daha da arttığında bu yakınlaşma daha da artarak sürecektir. Bunun yanında teknolojinin dezavantajları da yok değil, teknoloji yapılan bütün hesapları beklentileri saptırmakta akıl almaz bir boyut kazandırmaktadır.  Ayrıca dördüncü sanayi devrimi olarak ifade edilen yapay zekalı robotların sanayide ve hizmet, güvenlik sektöründe ne gibi değişiklikler yapabileceğini tahmin dahi edemiyoruz.

 

Dünyada ulus devletlerin güçlenip gelişmesinin yanında Birleşmiş Milletlerin daha çok işlevinin artırılması ve güçlendirilmesi günümüz dünyasında daha elzem olmuştur. Yaşanılan en son Kudüs gerçeği de bu savı  doğrulamaktadır. BM teşkilatı askeri ve siyasi bakımdan güçlendirilmeli ve dünya uluslarının arasındaki sorunların giderilmesinde  dünya barışının sağlanmasında etkinliği artırılmalıdır. Ayrıca  BM`in mevcut yapısı da  sorgulanmaktadır.  Bu eleştiriyi de dünyada Türkiye yapmaktadır. Cumhurbaşkanı  Sayın Erdoğan yüksek seviyede tarihe geçecek deyim ile  dünya beşten büyüktür eleştirel deyimi ile BM`nin mevcut yapısının çarpıklığından  daimi temsilcilik ve veto hakkının adaletsiz, eşitlik ve çoğunluk ilkesine aykırı olduğunu dile getirmiş. Bu eleştiri  dünyanın çoğu milletlerince de  gayet haklı ve  yerinde bulunmuştur.

 

YA YANLIŞ ANLAŞILIRSAM

 

Gündemdeki yeni KHK -kanun hükmündeki kararnameler- bazı cevreler özellikle hukuk çevrelerinde, muhalefet cephesinde ve Abdullah Gül, Bülent Arınç gibi geçmiş AKP`lilerce de eleştirilmekte yasanın, ucunun  yoruma açık olabileceğinden ve ileriye yönelik telafisiz  sonuçlar doğurabileceğinden kuşku duyduklarını ifade etmişlerdir. Bu gelişmenin karşı tarafında hükümet yetkilileri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan yasanın haklı ve yerinde olduğunu sadece 15-16  Temmuz gününü kapsadığını ifade ettikleri gibi eleştirileri de,  sitemle  karşılayıp - yazıklar olsun - demekte. Şimdi yaşanılanları sonuçlarından değerlendirmekle birlikte asıl neticeye bakarken yargılanan süreçtir.

Türk tarihinin en trajik sayfalarını darbeler oluşturmakta. Osmanlı tarihinde hesapsız darbeler olduğu gibi yeni kurulan Cumhuriyetin de geçmişden farksız her on yılı darbelere tanık olmuş durumda. Yani demek oluyor ki eline sopayı alan, önüne devleti katan darbe yapmasın, yapamasın eğer bunun karşısında olaçaksa halk olsun, bunun bedeli olaçaksa da olsun. Kafasında darbe olacak kesim de bunun geçmişde yapıldığı gibi biz yaptık oldu bitti, olmasın anlamıda cıkartılabilir. Durum böyleyken bugün yada yarın geleçekteki hükümet başkanı veya yetkilileri haklı oldukları inandıkları fikir ve eylemlerde geri dönmeksizin katı, ısrarcı ve vazgeçilmez olarak katı tavır alıp önüne geçeni yıkıp devirecek olursa; o zaman bu da sivil darbe olur, demokrasiler güven ve karşılıklı uzlaşma rejimidir. Katı, sert, acımasız ve yıkıcı uygulamalar haklıda olsanız demokrasi ve uzlaşma rejimiyle bağdaşmaz. Tahammüllü sabırlı ve zamanla fikirlerin ve haklılığın olgunlaşması süreci işletilmeli. İster iktidarda tarafı olsun ister muhalefet katı vazgeçilmez sivri sert uçlar değil; yumuşak ve ideal fikir hamleleri hakim olmalı.  İnsanlar, yazdıklarında ifade etmeye çalıştığı görüşlerde ya yanlış anlaşılırsam kaygısı güderse durum vahim demektir.

 

YIL 2018 MEVSİM KIŞ

 

Umutsuz değiliz aslada umutsuz olmayacağız.  Hayatın bütün zorluk ve güçlüklerine karşı bütün varlığımızla mücadele edip  güneşin hergün yeniden doğması gibi yaşama hayata yeniden yeniden doğup inandığımız değer ve mukaddesatımızla yaşamaya varolmaya devam edeceğiz. Eğer biz zayıflık gösterir vazgecer usanır yorulursak, kim kazanır düşünün. İnanıyoruz ve galip geleceğiz ve Allah`tan sabır ve yardım dilemekten vazgecmeyeceğiz. İnsanın yol haritası İnşirah suresinde- sure 94-  bulabilirsiniz, bakmanızı tavsiye ederim, muazzam bir tanım.

Herkesin yeni yılını kutlar hayırlı, bereketli olmasını temenni ederim.