Osman oğullarının Anadolu’da kurduğu devlet genişleyerek imparatorluğa dönüşmüştür.. Beylikten İmparatorluğa dönüşen otorite kuruluş felsefesini yaşadığı sürece değiştirmemiş.

Osmanlı insan odaklıdır otoritesinin, hüküm sürdüğü coğrafya da toplumların, insanların dini, mezhebi, dili ve halk olmak adına sahip olduğu kültürüne dokunulmamıştır.

Kiliseleri, Havraları din insanları olduğu gibi korunmuş yaşayıp gelişmesine izin verilmiştir.

Bu bağlamda Osmanlı bugün, dünyanın sahip olmaya geliştirmeye çalıştığı demokratik toplum yapısı, temel insan hakları gibi kavramları imparatorluk sınırlarında uygulayıp yaşatmış.

Diğer yan da Osmanlı medeniyeti için şunları başaramamış diye biliriz ekonomi, iktisat ve sanayi de gelişme gösterememiş belki eğitime bilim yapmak kavramını sokamamış ancak, sosyal ve toplumsal iletişim, insanların, toplumların, halkların, farklı kültürlerin bir arada barış ikliminde ve barış toplumunda bir arada yaşaması gelişmesi azına çok katkı sağlamıştır.

Batı medeniyeti ise aynı dönemlerde uzun bitmek bilmeyen savaşlar, mezheb savaşları ve Kilise otoritesiyle mücadele etmiştir. Asıl Batı’da yaşanılan savaşların altında yatan gerçek halkların birlikte yaşamak adına karşılıklı hoşgörü tolerans kültürünün gelişmemiş olması. Bir din mezhep tarafının diğerini yok etme yaşanmasına izin vermeme içgüdüsü yatmaktadır.

Osmanlı’nın sosyal yönü gelişmiştir. Aslında bu yönün gelişmesine de İslam katkı vermiştir. Osmanlı’nın veya Anadolu Türklüğünün içini dolduran kavram İslam kültürüdür. Bugün Türk- Türkcüyüz tartışmasının bir anlam da burdan kaynaklanıyor olmalı.

Türkçülük tartışması bahis konusu olmayacak bir kavram şöyleki, bir çocuğun babasını inkar etmesi gibi sığ olduğu kadar bunun tartışılması da bir o kadar çocukça ve de anlamsız.

Batı medeniyeti de bilim’de- sanayide- yurttaşlık bilinci- demokratik unsurlar ve insan hakları- evrensel hukuk gibi bir çok alanda fark yaratmıştır bunu, kabul etmemekte anlamsız olur..

Bugün Osmanlı ile Soykırım kavramını Yanyana getirmek ne kadar anlamsız ise Batı’nın da temel insan hakları ve demokratik değerler- Anayasal kurumların gelişmesi yönündeki yarattığı değerleri inkar etmek okadar anlamsız olur.

Yaşadığımız coğrafya insanı eğer Osmanlı medeniyeti ile soykırımı bir araya getirme uğraşısı veriyorsa bunun, iki nedeni olmalı;

  • Osamanlı mirasına sahip Türk’lerin Osmanlı’yı iyi anlayıp dünyaya iyi anlatamamasından.
  • Bir diğer nedeni de Kıta Avrupa’sının Osmanlı’yı akademik anlamda bilgi edinmemiş olması olmalıdır.

Aksi durumda bu ileri sürülen Osmanlı’nın Soykırım iddiaları son derece anlamsız manasız isnad olarak kabul edilecektir.

Demek ki yaşadığımız Avrupa, birçok konu başlığında gelişmiş Avrupa ruhen, manen gelişmemiş yaşadığı geliştirdiği birçok kavramın aslına özüne vakıf değil, ezber yapıyor olduğunu kabul etmek durumunda kalırız ki bu durumda çok aptalca bir şey olur.

Diğer yandan yarattığı değerler ile çelişen, çatışan bir Avrupa’da var ki yukarıda ki tezi güçlendirmekte.

Türkiye’de on binlerce masum insanın ölümüne sebep olan Terör örgütü PKK’ya bu günün AB ülkelerinin çoğu yardım ve yataklık yapmakta, en azılı Teröristleri barındırıp Türkiye’ye iade etmemektedir, bu durum da nasıl açıklanıp izah edilir varın siz yorum yapın.